Aslında iki nehrin kaynaşıp tek
ve güçlü bir nehre dönüşerek mutluluğa doğru yol alması için o nikah defterine
imza atmalarına hiç gerek yok. Ömer’in sırrı henüz açıklığa kavuşmamış olsa da,
onun dışındaki her türlü iyiyi ve kötüyü zaten paylaşıyorlar, dişlerini
birlikte -macunsuz da olsa- fırçalıyor, biri diğerinin kahvesini hazırlarken,
öteki de onun çayını demliyor, birlikte neşe içinde çam ağacını süslüyorlar. Hayatı
paylaşmak konusunda evli bir çiftten ne farkları var? Zaten Defne için de
önemli olan; bu hayatı paylaşmak, her ne olursa olsun sadece Ömer’in yanında
olmak ve başına ne gelirse gelsin bunu yaşamaktı.
Ama Neriman bu, durur mu? İlla ki
birilerinin hayatına karışacak, müthiş manipülasyon yeteneğini kullanarak
onları kendi istediği şekilde yönlendirecek. Daha evvel de Defne’ye “şahane
hayatından vazgeçip çocuk kakası temizlemek için can atan erkeği yaratmak”
konulu hızlandırılmış bir kurs vermişti. Ama o zaman amacı Ömer’i evlendirip
köşke sahip olmaktı. Bu seferse işe iyi niyetlerle girişti fakat yine de bir
şekilde Defne’yi rayından çıkardı, aklına olmadık fikirleri değil ama o fikrin
gerçekleşmesi için olmadık yöntemleri soktu. Bu tarz taktikler, tam bir
romantik komedi klişesidir ve üstüne çok düşünmezseniz izlemesi eğlenceli bile
gelebilir. Ancak fragmanda Neriman’ın taktiklerini uygulayan Defne’yi
gördüğümde ben yadırgamıştım. Çünkü daha 2-3 hafta önce ailesine evliliği çok
da umursamadığını, Ömer’le olmak için herhangi bir bağlayıcı söze yahut
güvenceye ihtiyaç duymadığını söylemişti.
Ama sonra düşündüm de tercihini yapıp
konuyu kapattıktan sonra, Ömer’le herhangi bir zaman diliminde evlilik istiyor
olması, zamanında ailesi tarafından genel olarak onaylanmasını sağlayacak
hiçbir yasal güvence yokken onlara sırtını dönüp Ömer’le olmayı seçmiş
olmasının güzelliğini gölgeleyemez. Çünkü Defne tercihini yaparken Ömer’in bir
vaadi karşılığında terk etmemişti evini. Defne zaten Ömer’i, geleceğe dair
hiçbir bağlayıcı vaadi olmamasına rağmen, saf aşkı ön plana koyup içine başka
hiçbir hesabı katmadan seçmiş ve konu kapanmıştı.
Yük-leme tamam-landı! He-def Ömer'le evlen-mek!
Şimdiki evlilik isteğinde de,
“Teklif gelmezse Ömer’den ayrılırım.” gibi bir hesap, bir koşul yok. İlerleyen zamanlarda
belki olur kafasında olabilir ama bu durumu Ömer’le olmanın bir koşulu veya tek
gayesi haline getirmiş değil. Yahut ailesini terk ettikten sonra, onların
gözünde aklanmak, kendini garantiye almak için Ömer’in onu “sahiplenmesini” beklemiyor.
Sadece Neriman’ın yönlendirmesiyle gönlünde belki çok sonralara ertelediği bir
isteği ön sıraya aldı. Ailesinin manevi baskılarına gerçek bir yetişkin gibi
direnen, ancak genel olarak gazla çalışan çocuksu Defne’nin bu kadar çabuk
etkilenmesine de,tam manasıyla inanmadan hipnotize olmuş gibi yaptıklarını
eline yüzüne bulaştırmasına da aslında şaşırmamak lazım.
Defne, Ömer ve Sinan’ın çocuklara
hediye dağıttığı sahne, “Neden Kiralık Aşk?” sorusuna verilebilecek en güzel
cevaptır bence. Tıpkı o sahnenin sahip olduğu ince düşünceyi, naif yaklaşımı ve
sevgi dolu kalpleri içinde barındırıyor bu hikaye. 67 bölümlük Kiralık Aşk
yolculuğunda en başından şu geldiğimiz noktaya kadar belki de değişmeyen tek
şey bu benim gözümde.
*Levent Yüksel, Tuana