● Pamir. Ömer’le hikayesinin “Güzel ve Çirkin” gibi bir şey olacağını sanan Defne’den feyz alarak, benim de senin hikayene “İyiyle Kötünün Bahçesinde Gece Yarısı” benzetmesi yapasım var, müsaade olacaksa. Günün sonunda, genel geçer ahlaki standartlar kapsamında “kötü”ye en yakın duran Neriman İplikçi’nin bile affedilebileceği bir zemine sahipse Kiralık Aşk evreni, senin de içindeki iyinin kötüyü yenmesiyle açılacak bir kefaret yolunun önüne geçmeye sanırım hakkım yok. Bu yüzden daha geçen bölüm Kiralık Aşk olduğunu öğrenmesinden mütevellit anlaşılır bir miktar mesafeli olduğu Pamir’e fazlaca anlayış ve yakınlık gösteren Defne’yi çok fazla yargılamıyorum. Neticede Ömer için olduğu kadar Defne için de affetmek erdemdir. Ve aşağı çekmez, çirkineştirmez; yüceltir. Sanırım konuya böyle bakmalı.
● Dahası, bütün flashback’ler hızla canlanmak istiyordu birinciliği Pamir ile Ömer’in zamanında o çok sözü edilen kavga sahnelerinden birine verdiler, iyi ki de verdiler diyorum (evet!) çünkü sizi bilmem ama ben burada bayağı eğlendim. Zamanda ışınlandığımıza beni ziyadesiyle inandıran Sinan’ın ve Pamir’in saçlarına 10, zamanda mıhlanmışçasına neredeyse sakalının teli bile değişmeyen Ömer manyağına ise benden 20 puan! Kendisini gördüğüm kadarıyla sadece kavgadan ayırmaya gelen adamın üstüne çullanıp en az 5 yumruk çakan bu arkadaşımızın gerçekten hafif çatlak olduğuna kanaat getirmeyenimiz kalmışsa bugün vazgeçmiştir sanırım. Şiddet yanlısı gibi durmadan bunu nasıl söyleyeceğim bilemiyorum ama hafif sıyrık, pskio-Ömüş hep sahalarda görmek istediğimiz Ömüş. Neyse bunu ne ben yazdım ne de siz okudunuz, burada kapatıyoruz.
● Yalana dolana bulaşmadan kazanılabileceğini gören, dahası bunu kabul edip centilmence madalyasını Ömer’e teslim eden Pamir’in hikayedeki pozisyonu merak uyandırıcı, çünkü sadece Seda’nın ağlama duvarı / yaşam koçu / fahri aile hekimi (bu hafta eklenen yeni ünvan) olmakla nereye kadar. Korkum, bütün bunları olan adamın sonunda Seda’nın Sinan’a uzanan çizgisine dalıp üçgen çizmesi. Gidişat Pamir’in eline Eros’un oklarını tutuşturmuş gibi görünse de, ben bilemiyorum....sanırım....güvenmiyorum! (Kafama acilen bir bank atın!)
● Kızı ateşlendi diye Sinan’dan ayrılmaya karar veren Seda’nın yediğinden yemek içmek istemiyorum, zira bu kadar muhakeme yeteneksizliğinin onlarla bir ilgisi varsa bana uzak Allah’a yakın olsunlar! Bu durumun alnında sadece, “bir süre içinde fark edilecek vahim hata” yazdığı için buyurdum başımın üstünde kabul ettim. Bu bir süre içinde Pamir olaylara kendi bile istemediği kadar karışmış olmasın da, kazasız belasız atlatalım dinimiz amin!
● Umutsuz sevda çemberine bir de Ayşegül’ün kardeşi dahil olan İso’nun aşk hayatın düzeleceği, Neriman’ın ortaokul yıllarına geri dönmesi gerekmeden “iyi” olabileceği bir zaman mekan dengesine erişebileceği, Seda’nın daha akıllı, Pamir’in de kendi adına daha verimli olabileceği bir zamana kadar hoşçakalım. Hoşçakalamadık mı? Bence kaldık kaldık... Daha hoşlarına da koşacağız inşallah. İnşallah dinimiz amin ^^
Sağlıcakla,