Hayat Şarkısı: Ruhumda gizli yaralarım...
Kızım...
Dünyaya gözünü açtığı anda büyük bir mücadelenin içine girmişti Hülya. Kimi zaman karnını doyurmak, kimi zaman kavgasız gürültüsüz bir ortamda uyumak, kimi zamansa takdir edilmek uğruna verdi mücadelesini. Sonra büyüdü, annesizliğin, sevgisizliğin bağrında büyüttü bedenini. Sevdi, sevildiğini sandı, hayatı boyunca unutamayacağı bir yara aldı sevildiğini sandığı adamdan. Yetmedi, minik bir misafir taşıdı bedeninde. Gizli gizli karnını sevdi, hırçın bir dalga gibi sevdiğini inkar ederken bile. Bir kabusun içinde görüyordu kendini, sonra bir gün uyandığını sandı. Bilmiyordu, işte o an daha büyük bir kabusun içine çekilmişti en yakını tarafından…

"Yavru bebekleri görürsün. <3" Küçük Hülya

Küçük Hülya…

Her şeye rağmen yaşama sevinci gözlerinden taşan Hülya…

Hülya Çamoğlu…

Ruhundaki yaraları dimdik tutmaya çalıştığı omuzlarının ardında saklayan Hülya…

Hülya Çamoğlu Cevher…

Tüm zorluklara rağmen dimdik ayağa kalkmayı bilen, savaşçı Hülya…

Yetiş Mahir!

Hülya Çamoğlu Cevher, tanıdığımız Hülya’ların en güçlüsü. İşte o en güçlü Hülya, en mutlu olduğu anda yeniden mutsuzluk kuyusuna doğru çekiliyor. Ruhunda gizlemeye çalıştığı yaraları gözlerinin önünde artık. Canı acıyor belki, nefes alamıyor kimi zaman ama yine de saklamaya çalışıyor yaralarını.

Bahar’ı öğrendiği an Cem’in karşısında dimdik duruşuyla, Bahar’ın yanına geldiğinde sessizce akıttığı gözyaşlarıyla, Melek’in karşısına dikilmesiyle kalbime birer ok sapladı Hülya.

Kalbim acıdı, çok acıdı...

Burcu Biricik… Su gibi, berrak, ışıl ışıl... Bahar’la karşılaştığı sahnede destan yazdı Burcu Biricik. Hiç konuşmadan, sadece gözleriyle acısını, hüznünü, vicdan azabını anlattı. Gözünden dökülen yaşlarla acıları aktı, ısırdığı dudaklarıyla vicdan azabını hissetti derinden. Gönlüne sağlık! İyi ki Burcu Biricik’ten izliyoruz Hülya’yı, ondan başkasıyla sahiden olmaz.

Ve Cem Karcı… Sektörün en önemli yönetmenlerinden biri, benim için en değerlisi. Tertemiz, su gibi çekmiş anne kızın kavuşmasını. “Gözümü kırpmadan, sonsuza kadar Cem Karcı rejisi izleyebilirim.” demek istiyorum tekrar tekrar, her yere bunu yazmak istiyorum. İyi ki!

Cemcim senin şantajın varsa benim de Mahir'im var.

Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hikayemizin en büyük düğümü çözüldü. Rüyalarında beşikler gören, baharı herkesin çok sevdiğine inanan o kız çocuğu büyüdü. Ve şimdi, gizli gizli karnını severek büyüttüğü Bahar’ı yanı başında. Hülya ve Melek çatışmasını izlemek için sabırsızlanıyorum. Çünkü bu çatışma sadece Bahar meselesine ışık olmayacak, Hülya’nın yaralarını biraz daha derinden gösterecek bize.

Ve Hülya eski Hülya değil artık. Sevilen bir kadın, yalnız değil. Aralarında hala büyük bir sır olsa da gerçekleri öğrendiğinde Kerim’in Hülya’yı yarı yolda bırakma ihtimali yok. Kerim, Bahar ve Cem meselelerini nasıl, ne şekilde öğrenecek göreceğiz. Ama er ya da geç her şeyi öğrenecek. Ben yine de ufak bir yanlış anlaşılma yaşanmasını sonrasında gerçekleri öğrendiğinde Kerim'in pişmanlığını da izlemek isterim doğrusu.

"Hülya, bu gerçekten harika bir şey. Bana bunu yaşattığın için teşekkür ederim." Kerim Cevher

Kerim’in ultrason sırasındaki hali, tavrı o kadar güzeldi ki. ‘Düğme’ koparsa Kerim, Hülya’dan daha az üzülmeyecek. Ve sanırım sebep olana karşı Hülya'dan çok daha büyük bir tavır alacak. Bu güzel bir hamle olur bence. Düğme ile ilgili fikir yürütmekte çok zorlanıyorum. Her ne kadar Hülya fragmanda sancılansa da Düğme’nin yolculuğuna dair fikir yürütmek zor. Fakat Düğme hassas, bu bir gerçek. Arabada geçen konuşma da hem Hülya'nın, hem de Kerim'in duygularından güzel bir kesit sunarken, geleceklerine de ışık saçtı. Ve yine Kerim'in duygularını anlamaya yönelik bir sahneydi. Belki de ilk defa Kerim'in ruhunun derinliklerine bu kadar uzandık.

Ey aşk!

Kerim, çok güzel bir adam, çok güzel bir sevgili. Sadakatine hayranım. Beğenilmenin verdiği hazla egosunu inceden inceye gösterse de o hareket de tam Kerim’lik bir hareket olduğu için hoşuma bile gitti benim. Fakat Melisa ona doğru yürümeyi bırakıp koşarken her şartta Hülya’dan, Mehmet’ten ve hatta Düğme’den bahsetmesi “Keriiimmmm!” diye bağırmama neden oldu. Kerim Cevher, sen şahane bir adamsın! Melisa'ya daha fazla şey söylemek istemiyorum. Zira Kerim söylenmesi gerekenleri söyledi. Canım Kerimcim.

"Bak gördün mü? Büyüyünce ne kadar mutlu olmuşuz." Küçük Hülya

“Kerim, Hülya’yı seviyor mu?” tartışmalarına artık bu sahnelerle nokta koymak gerekiyor bence. Zira adam körkütük aşık!

Doktor çıkışında, tatlılar arasında nasıl da tatlıydılar öyle. Küçüklükleri de onlara eşlik edince yine ortaya pamuklara sarılası bir sahne çıktı. Sahnenin detayları geleceğe dair minik ama güzel şeylerle örülüydü. Kerim’in hiçbir şey duymaması, Hülya’nın mutluluklarıyla sevinmesi… Sibel Melek Arat ve Taha Yusuf Tan’ı didişirken izlemeyi de çok seviyorum.

Ben sizi yerim!

Hülya ve Kerim’in her şeyi bir kenara bıraktıklarında ne kadar mutlu olduklarını biliyoruz. Bir de Hülya korkularından sıyrılırsa çok güzel olacaklar. Yemeğe inerken Kerim’in Bahar’ı, Hülya’nın Mehmet’i kucaklaması çok güzel bir ayrıntıydı. O sahnedeki bir diğer güzel ayrıntıysa Bahar’ın Mehmet’in yanağını okşamasıydı. Sen büyüdün de abla mı oldun Bahar? Nasıl güzel anlaştınız siz öyle…

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER