Ne demiş Murat Boz? Ben özledim galiba seni, bu yüzden bu kadar sitemlerim.
Şükrü Abi'min iradesine kuvvet. "Söz konusu kitapsa, olayın içinde Sabo ve sahaflar varsa, bu husustaki düzeltmeleri de ancak ben yapabilirim." hevesiyle, ofis ziyaretçilikleri oynamaya başladı. Ben Şükrü Abi'nin yerinde olsam Defne'ye bozulurdum. Nasıl yani, sen benim kahvemi nasıl içtiğimi bilmiyor musun? Anağnenin evinde kahve verdiğin "İsmail Abi"ydi de ondan mı unuttun? Alacağın olsun Defne! ^^ 

Defne, Defne olalı hiç görmedi böyle bir jest zaar da, kitabı Ömer'in arayıp, bulup, aldığının idrakına bir türlü varamadı. Proust'u, Albertine Kayıp'ı kaleme aldığına pişman eden Pamir'in hâl ve hareketlerine inanan Defne'nin zekasına bir kırık kalp veriyorum. Pamir'in git gide pisleşmesi ve buna "tedbir" adını vermesi canımı sıkıyor ve onu ne kadar sevdiysem, ışık hızında soğuyorum. Aynı şekilde, Pamir'le, Defne ve Ömer'in birleşemeyeceği konusunda uzlaşan Neriman'ın da zekasından öpmek istiyorum. Nerede kaldı araştırmacı gazetecilikten de daha stalker olan Neriman İplikçi? Bana onu geri verin. 


Bu kitabı okudukça, Albertine gibi daha çok kaçıyorsun zaten. Sen Albertine değil Defne'sin aptallık etme! 

Ömer'in yanına bir heves varıp da özür dileyen Defne'leri öncelikle tebessümle karşıladım. Bunca zamanın suskunluğuna inat, neden korktuğunu Ömer'e açıkça ifade eden Defne'yi de sevdim. Bir kere geldiğimiz bu hayatı, dolambaçlı yollara sokmamıza gerek olmadığı kanaatinde, benimle buluşan Ömer'lere de selam olsun bu arada. Yalnız, kalbinin sesini dinlemek varken, doğru ile yanlış kovalayan Defne'ye elbette sitem edeceğim yüksek müsadenizle. Birisinin kural koymasına ihtiyacı olduğunu dile getirmesi ne mağnadır? Hani, sezgi tecrübeden süzülmüş akıldır derlerdi? 

Şimdi karşınızda mini minnacık yüreğiyle, onca zorluğu göğüslemiş, sırtlamış bir Defne düşünün. Tüm naifliğiyle, karşınızda duruyor ve size tüm yumuşaklığınıza ve adaletinize rağmen sert olduğunuzu ve bundan korktuğunu söylüyor. Kurallara ihtiyacı olduğundan, yolunu bir türlü bulamadığından yakınıyor. Karşınızdaki naif Defne'ye -hangi hakla olduğunu anlamadığım hâlde- koyduğunuz ilk kural, "Stil Vagonu'ndan ayrılacaksın. Pamir gibi çapaklarla arana set çekeceksin!" mi olur? Aklı selim bir insanın olmaz elbette. Ama söz konusu, Ömer'im İplikçi'm için Defne ise böyle şuursuzluklara, literatürde "aşkın saçmalama ve sabırsızlıktan ne yapacağını bilememe" hâli adını verebiliriz. 


Aşkın en kararsız ve en kararlı hâli.

Ömer'im İplikçim, buz şelalem, kas kütlem, zeka küpüm, seninle birbirimizi çok uzun zamandır tanıyoruz. O sebeple, her şeyi açık açık konuşacağım ki, havada asılı kalma sen. NE KURALLARINDAN BAHSEDİYORSUN, SEN DEFNE'YLE PASSİONİS ÇALIŞANLARINI KARIŞTIRMIŞSIN. Derya'nın bile senin boynuna atlayabildiği bir evrendeyiz artık. O eski hâlinden eser yok şimdi, ızdırap içinde yorgunsun şimdi. Defne "Kural koysunlar." dedi canım, "Sen koy." demedi. Çünkü biz buralarda kuralları sevmeyiz, baş kaldırırız, sen bizi çıldırtmaya mı çalışıyorsun? "Artık benim sevgilimsin!" İNŞALLAH CANIM YA.



"Bir de böyle yürüyeyim bakalım." diye düşünen Ömer, son hamlesini çok cool bir şekilde yapmış olsa da, Defne'ye sökmedi. İyi ki de sökmedi. Çünkü adamın derdi Defne'yle sevgili olmak mı, yoksa illede "İş ilişkisi aşkı getirsin." mi ben anlamadım. "Evimin kadını olacaksın." dese anlayacağım ama illede "Yalnızca Passionis'e ait olacaksın." diye diretmesi benim süzgecimden geçmiyor. Çünkü ona ne? Evet Ömer sana söylüyorum, sana ne? Biz sana "Feryal'e röportaj veremezsin, İz'in iş bilgisinden yararlanamazsın, Fikret'le tasarım yapamazsın." dedik mi? Tamam dedik evet ama sen bizi dinlendin mi? Biz de şimdi seni dinlemiyoruz kardeşim! Kariyer yapacağız biz! Neriman'ın yengen olduğu bir dünyada yarın başımıza ne gelir bilmiyoruz, ya sen bizi bir daha kapının önüne koyarsan? Şimdi, "Şükrü ben taksiyle gideceğim, sen Defne'yi bekle." diyorsun da, yarın "Ben Passionis'i bırakacağım siz Defne'yle devam edin." diyecek misin bakalım? Çok kırgınız biz sana, bizim yaralarımız var ruhumuzda. 


Yazı devam ediyor.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER