Hani kimi zaman size çok sevdiğim bir gezegenden
bahsediyorum ya, hatırladınız mı? Hani pazı sarmasının “Seni hala çok seviyorum.”
demek anlamına geldiği, tavşan kardeş ve koca ayının çok iyi arkadaş olabildikleri
gezegen.. İşte bu hafta yine sizi o gezegene götüreceğim. Zira yıldızlarla dolu bu gezegende hiç
beklemediğimiz- ve aslında çok istediğimiz- acayip olaylar oluyor!
Aşkta kural olur mu?
Şayet kurallar varsa
çiğnenmek için mi var olmuştur yoksa itaat etmek boynumuzun borcu mudur?
Ve varsayalım ki,
kurallar var. Uyulmayan kuralların cezasını kim verir?
İşte bu sorular şahane anların yaşandığı gezegenin aklıma
getirdiği sorular.. Elbette cevaplarını bilmiyorum. Ancak bu gezegen yüreğe
dokunup, düşündürmeyi başarıp üstüne bir de soru sorduruyorsa elbet vardır bir hikmeti!
Cevapları bilmiyorum ancak yeni bir şey öğrendim. Mesela “Artık benimsin.” diye
dayatılan kurallar haki bir gömlek sayesinde şekil değiştirip “O gömleği bir an
önce bir daha giyeceksin.” olabiliyormuş!
Ah bazı haki gömlekler.. Daha başka neler neler oluyor bu gezegende bir
bilseniz..
“Aşk bazen gel-gitler
yaratır, hayatta. Onunla da, onsuz da olmayacağını önce fark eder, sonra anlar,
en sonunda kabullenirsiniz. Çünkü aşk başta anlam olmak üzere pek çok şeyi
karşısına alır, huzuru örneğin, kararlığı ve dengeyi. Kendi kendine sözler verirsin.
Boşunadır.” diyor Barış Bıçakçı, Sinek Isırıklarının Müellifi adlı
kitabında. Hem kitap hem de yüreğe dokunup düşünmeye sevk eden gezegen sayesinde durup düşünüyorum ben de; Defne’yi, kendine
verdiği sözleri, yaşanmışlıkları, yaralarını, yarım kalmışlıklarını.. Bir
soluklanıp arkama yaslanıyorum.
Yazı devam ediyor..