Ne de güzeldiniz dans ederken bile...
Gidenler, kalanlar, vedalar…

Yiğit’in ofise vedasıyla başlayıp, kaza sahnesi ile bitmesi kötü oldu. Eskilerin gözümüzün önünden geçmesine sevindim. Ohhhh gerçek sevgisini anladı, artık Deniz’e kavuşma anı geliyor diyerek dans ediyordum ki trafik kazası. Oysaaa o kadar da mutluydu verdiği karardan dolayı. Asistan Deniz’i sarıp sarmalamıştı ve gerçek sevgiyi bulmuştu. Anlamıştı ki onu anlayan, dinleyen Deniz’i vardı. Ve İrem’i sevmediğini kavramıştı. İrem gerçekten sevse bakmaz mıydı eline? Yaralarını sarmaz mıydı? Ben arkadaşımı öyle görsem soru yağmuruna tutuyorum. Yara bandı, ilaç ile kesmezse hastaneye gidelim diyorum. Sevgiliyi geçtim, insan sevgin bitmiş İrem.

Bir veda da Tuna’dan geldi. Gölge artık gizli değil. Deniz uğruna. Evet, orijinali izleyenler bilir. Orada da dergiyi kurtarmak için kimlik açıklanıyordu. Burada da Deniz’i kurtarmak için. Parayı bulan Tuna Gölge’nin açıklanmasını kabul etti. Çünkü sevmek, yardım etmek bu demekti onun sözlüğünde. Tuna’yı sevme nedenlerinden biri de içtenliği olsa gerek. Deniz’i sevmesine rağmen Yiğit’e aşık olduğunu bilmesi ve ona GİT demesi. Çünkü biliyor ki içindeki Yiğit aşkı bitmezse benimle zaten olmaz, olamaz. Sevdiğini, sevdiğinin acı çekmesini istemeden seviyor. Hep böyle güzel sev Tuna.


Go Flamingo turizm sektörüne el atarsa

Kalanlardan bir demet Go Flamingo ofis çalışanı var. Hep şirketin hareketlilik halini istemiştim. Yalnız kastım başıboşluk değildi. Gazi yeni bir yöntem denemeye çalışsa da olmamış. Ofise isterseniz gelmeyin, yeter ki işler bitsin demiş adam. Olayları yanlış anlayan insanlarız. Olmamış, bu yeni ofis olmamış. Ayrıca Buket’in durmadan Deniz’i dürtmesi de garip. Tuna ile Deniz sevgili diye iş yerinde durmadan muck muck halinde mi dolaşacaklar? Birbirlerine ofiste “Aşkilotam, ballı hindistan cevizim.” demeseler sevgili olmuyorlar mı? İş ile aşkı hele iş yerinde karıştırmamak gerek, bence.


"Mısır koçanı gibi kazak giydiler, elbette ağlarım." By Deno

Sona gelirken bu bölümde beni içine almayan detaylar vardı. Haftada iki saat dizi yazmak ve çekmek zor, kabul. Lakin gereksiz sahneler ile zaman öldürmek daha kötü. Dizi komedilikten drama doğru geçiş yaşıyor. Bunu son sahnesi de destekledi. Ne yani şimdi İrem’in kemerini takmadığı için suçlu Yiğit mi olacak? Tam YiDen kavuşuyor neşemiz yerine geliyor derken mendiller elimizden düşmeden ağlayacak mıyız? Hayır ben bunu istemiyorum, güzelim karakterlerin keyifleri yerinde olsun, Pazar gecemiz yine şenlensin. Yoksa gidişat hiç de hayra alamet değil. Oysa ne kadar da güzel çekilmiş sarılma sahnesi izledik. Ayrıca 90’ların parçalarını mükemmel sahneler eşliğinde izleme keyfinden mahrum olmak istemiyorum. 15. bölümün en güzel sahnelerinden birini şuracığa bırakıp 16. bölümü daha büyük heyecanla bekliyorum.

Sevgiler.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER