Kadının fendi, erkeği yendi!
Nihan’ın, Kemal ve Emir’in aşk mücadelesi arasında gidip gelen bir piyon olmaktan çıkıp oyun kuruculardan biri olması hoşuma gitti. Leyla’nın da burada aldığı konum çok iyiydi. Galip’in Nihan’a hisseler konusundaki sert çıkışını beklemiyordum açıkçası. Bugüne kadar normal davranırken neden birdenbire evladının malına mülküne göz dikmiş gelinine çemkiren huysuz ve fabrikatör kayınpeder oldu ki? Ayol zaten o dakika Emir’e bir şey olsa, tüm hisseler Nihan’la Deniz’e kalacak. Nihan bir ressam olarak, şirket yönetiminden, ekonomiden, inşaattan filan bihaber tabi; yok yapı denetim, yok kalitesiz beton diye ortalık ayağı kalktı, kadın hiçbir şey anlayamadı. Ama Galip’in derdi tecrübesiz birinin yönetime katılması değil, tamamen elinden çıkan %30 hisseydi. Nihan’ın şirkette ne yapacağını, Emir’i mahvetmek uğruna ne adımlar atacağını merakla bekliyorum. Kemal de Emir’in soyadını ve o soyadının sağladığı gücü elinden almak istiyor. Eh Nihan da aynı amacın peşinde. Güçlerinizi birleştirip voltranı oluştursanıza canlar?

Köyde yapılacak okul mevzusuna geri dönülmesini, bunun unutulmamasını sevdim. Çünkü ben unutmuştum. :) Zenginden alıp fakire veren Robin Hood Kemal, Emir’den yürüttüğü betonlarla, istemeden de olsa ona sevap kazandırdı ama olsun. Nasıl olsa Emir’de günah bol, bir iki sevapla temizlenmez. “Ozan Sezin Erkek Yurdu” tabelasını görünce ben de bir duygulandım doğrusu. Resmen pisipisine gitti adam, hayatı boyunca başkalarının elinde oyuncak oldu. Nihan’ı Emir’e mahkum etmesine, onu kurtarmak için hiçbir şey yapmayıp vasıfsız vasıfsız yaşamasına hep sinir oldum ama şimdi düşünüyorum da bu kadar boş bir hayatı ve acı bir sonu da hak etmiyordu.


Hiç değilse böyle yaşayacak.

Sonunda ne zamandır beklediğim oldu ve Ozan’ın ölümü üzerine yoğunlaşmaya başladık. Elimizde Emir ve Zeynep’in fotoğrafları, Zeynep’e yazılan son mektup ve yapılan telefon görüşmeleri var. Zarfı Ozan’a göndereni bulursak Kemal’e de vicdanını hediye etmiş olacakmışız. Ben bu sözden, Kemal’in minicik bir parça dahi olsa, Ozan’ın ölümünde kendi payı olduğunu düşündüğünü hissettim açıkçası. Elbette ki adalete güvenerek Ozan’ı ihbar etmiş olmaktan dolayı pişman değil ama yine de vicdanı da tam manasıyla huzurlu sayılmaz. Benim merak ettiğim husus ise Ozan’a otopsi yapılıp yapılmadığı. Gerçekten hapiste yediği yemekten dolayı mı rahatsızlanmıştı? Yoksa bu bir bahaneydi de esas öldürücü darbeyi hastanede mi indirdiler? Ozan’ı bayıltmadan veya hali hazırda zaten öldürmeden asmak mümkün değil. Kapıda polisler de beklerken, içeride bir boğuşma filan olsaydı duyulurdu illa ki. Bu konuda kafamda o kadar çok soru işareti var ki, cevaplarını da merakla bekliyorum.

Ama bu cevapların Zeynep’ten geleceğini hiç düşünmemiştim. Partideki en büyük sürpriz Zeynep oldu aslında. Nihan’ın Zeynep’i neden çağırdığını anlamamıştım. Sanki Emir ve Zeynep’in görüntülerini cümle aleme gösterecekmiş gibi bir hava içindeydi. Ancak böyle bir şey, Emir’i kendisine güveniyormuş gibi aldatmak ve tüm gücünü elinden almak isteyen bir kadın için çok erken ve de faydasız bir hamle olurdu ki o da bunu yapmadı. Meğerse Zeynep, Kemal’in Ozan’ın ölümünün peşinde olduğunu öğrenmek için gelmiş oraya. Zeynep’in Ozan’ı ölmeden önce ziyaret etmiş olması büyük bir sürpriz oldu, partinin esas bombası da buydu bana göre. Ama ben Zeynep’in Ozan’ın katili olabileceğine inanmıyorum. Kızı sevmem etmem ama katillikle de suçlayamam. Hem yardım almadan Ozan’ı tek başına asması da mümkün değil.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER