Arkadaşlar İyidir başladığından bu yana Tarık Hoca’yı hikâyenin içine nasıl ve ne
şekilde işleyeceklerini merak içerisinde bekliyordum. Sonuçta bir üniversitede öğretim üyesi ve izleyicinin veli
gelip çocuğunun durumunu sormasını beklemesi tuhaf olurdu. İllâ ki senaryo kendi içine Tarık karakterini
katacaktı. Ama sekizinci bölüm itibari ile Tarık Hoca’mız yavaş da olsa diğer
karakterlerle tanışmaya başladı. İlk tanışması ise Ayşe ile oldu. Tarık’ın hikâyenin içine bu şekilde katışmasını sevdim. Zamanlaması da güzel
oldu. Ayşe ile de bu şekilde karşılaşmaları sıkı bi’ arkadaşlığa ve hattâ zaman içerisinde aşka
bile dayanabileceğine inanıyorum.
Aha! Bi' sorunlu daha beni buldu
Şu ânda
düşünüyorum da; çevremizde ve yeryüzünde kaç tane Tarık gibi adam kaldı?
İncitmeyen, başka birinin hakkını gasp etmeyen ve en önemlisi de güven verecek
kim kaldı ki? Kadınlar ayrı bir konu, fakat erkekler içerisinde günümüzün en
önemli sorunu güven değil mi? Bilmiyorum; ama bu ikiliyi çok sevdim. Didem
İnselel ile Emre Karayel de çift olarak ekranda uyumlu durmamış mı? Siz de
benim gibi yakıştırmadınız mı? Ayşe gibi olgun, aklı başında bir kadın, yaşadığı
en kötü gecesinde Tarık gibi entelektüel, insan terazisi ve ketumluğuyla nam salmış bir adam izlemek beni heyecanlandırıyor.
Ne şeker çift oldular ya..
Merve Yunus’tan
vazgeçtiğinden beri, Yunus’taki Merve’ye olan değişimleri fark ettiniz mi?
Merveler'in Kilyos’taki evde, ikiliyi öpüşürken gördüğünde nasıl kıskandı?
Merve adına Arda ile birlikte olmasına seviniyorum. Hem Arda kötü işlerden elini ayağını
çekmeye başladı hem de Merve, bir erkek tarafından sevilmenin, değer görmenin nasıl bir duygu olduğunu tattı. Arda’nın, Leyla’ya olan tutumu ve davranışları, Leyla'nın Arda'ya kafasına estiği gibi davranamayacağını öğretti. Hoş, Leyla gibi paranın kölesi olmuş kadınlara ne anlatsan boş gelir. Bunu önceden tahmin eden Arda’nın
Merve ile olan "sözde" gelecek plânlarını duyunca da Leyla'nın yüz ifadesi unutlacak gibi değildi. Bölüm içerisinde Merve’nin de annesine olan baş kaldırışı ayrı bir imleçti. “Komi değil
vale.” derkenki alay edişliği, annesi olsa da hayatına karışma hakkının olmadığı
en isyankâr ve net bir dille açıklaması Leyla'yı daha çok şaşırttı. Kendi kompleksleriyle büyüttüğü biricik kızı baş kaldırıyor. Olacak iş değil. Ayrıca bu baş kaldırış Merve’nin olgunlaştığının
göstergesi oldu. Sanıyorum ki Leyla, Arda – Merve ikilisinin yakasını epeyce
bırakmayacak. Yıldırma seansları boy gösterecek. Tahminen ve tecrübeyle sabit
ki – ilk iş – Arda’yı TimeLine denen
mekândan kovulmasına neden olacak.
Neydi o şarkının adı?Hah!
Denizleri aşta gel kurbanın olam
Ailecek Arkadaşlar İyidir’in sekizinci bölümünü izlerken içimizden
geçen şey; arkadaşlık vurgusuydu. Bunu da altı
arkadaşın “Hiç yapmadım.” oyununu oynamasını mutlu ifade ile izlerken anladık.
Kıskansan da, intikam almak istesen de, aşkla baksan da; bir masanın etrafında
her şey yolundaymış gibi gülebiliyorsan, vakit geçirmek için eğlenebiliyorsan
arkadaşlığın baki kalıyor. Yeri geldiğinde ardından türlü dolap çeviriyorsun,
gerçekleri dile getiremiyorsun; ama en zor ânında bir arada olabiliyorsun. Bu
arkadaşlığın mucizesidir. Biraz önce de bahsettiğim üzere Gizem ile Eren,“Hiç yapmadım.” oyunundaki gibi birbirini tamamlıyor. Gizem'i nefretle izlememiz, yeri geldiğinde hâline acımamız, üzülmemiz tamamen ekibin ve Su Kutlu'nun yeteneğidir. Gizem'i bu kadar gizemli kılması, üzerine oturtması oyun almasının ve izleyiciye yansıtmasının bir başarısıdır. İdris Nebi Taşkan ile de partner uyumu tuttu. En azın ekranda çift olarak izlediğimizde yabani kaçmıyor. Evet, bunlar olmuş diyebiliyoruz. Bu da cast direktörü Tülay Şimşek ile yönetmenlerin başarısıdır.
Zeynep Günay Tan ve Deniz
Koloş ekibinin çekim tekniğini her zaman sevmişimdir. Telâştan uzak, en
anlamsız sahnede bile sahnenin duygusunu izleyiciye aktarmasına hayranım. Zaman
içinde televizyon işlerini süre uzunluğundan izlemeyi bıraksam da, doksan
dakikadan sonrasında uzayıp giden bölümleri izlerken içim bayılsa da bu ekibi
izlemek için sabrediyorum. Nasıl ki yaşadıkça hayattan öğreneceklerimiz
artıyor, Tan ve Koloş’un çektiği işleri izlerken de O’nların felsefelerinden
bir parça ediniyorsun. Arkadaşlar İyidir’in bir diğer güzelliği ise kesinlikle
kurgusu. Tan ve Koloş hikâyeyi ilmek, ilmek işlerken kurgu da damakta şerbet
tadı veriyor. Bu konuda Ömer Cebeci ve Ercan Cebeci’ye teşekkür ederim.
Mortissa