Kısa Kısa...
● Lütfen konuşun. Yukarıda ıstıraplı ruhumun bitmez hezeyanlarının sonu gelmez cümlelerinde aradan kaçtı ise bu arzu, bir kez daha, basit cümlelerle kısa kısa dile gelsin. Dans etmeyin, öpüşmeyin, hatta acıyı tuvale dökmek için gece saat 3 sularında başlanıp bitirilemeyen bir tabloyu el ele tamamlamayın bile bakın bundan dahi feragat edebilirim! Konuşun, bağırıp çağırıp atın o zehri karşılıklı, sonra hepsi zaten sırayla gelir. Ki aslında alamet-i farikası ilk günden beri “açık açık konuşmadan yaşanmak” olan bu aşkınızın zaten bir numaralı hayranıyım ama sadece ben bakarken acının üzerine çıkmanız artık sadece size değil bana da zarar - neticede benimki de can, NOT patlıcan!
● Koray’a bu bölüm iyi güldüm. Hatta gülmeye, Snapchat kedi filtresi makyajı yapıp fotoğrafladığı manken ile başladım diyebilirim yani işler bereketliydi. Neriman ile ilgili kısma burada değinmek gerekirse – ki keşke gerekmese bence ama – sen nasıl yani Neriman? Kaçkar dağlarına sahiden gitseniz mi acaba? Burada sana hazırladığım, "bravo tespit yaptı" dedirtecek açıklıkta ve netlikte hatta dümdüzlükteki laflarımı yutmaya da razıyım, çünkü sana “Ömer’den özür dileyip, af bekleyip hala sevdiği kadını evlendirmeye çalışmak ne mana?” diye sormayı düşünmeyecek tek bir allahın kulu olmadığına zaten eminim. Yorum değeri bile olmayan bu ibretlik gidişatı, kimin elinde ne zaman patlayacağını merak ederek izliyorum. Bence Pamir’den korkman gerektiği kesin, örneğin.
● İzlemekte zorlandıklarımda son 3 gün olduğu gibi bugün de İso ve evli mutsuz çocuklu Ayşegül var. Bu hikayeye de o kadar giremiyorum ki korkarım benim yazacağım herhangi bir şey aydınlatıcı değil olsa olsa eksik ve yanıltıcı olur. Tek söyleyebileceğim; eyvahlar olsun anlamlardan anlamlar yüklemeye doyamayacağımız yeni bir yiyecek item’ımız olmuş a dostlar! Badem ezmesi mi o? Yandı ki ne yandı! Tabii bir de Defne’yi dinlemeden, anlamaya çalışmaya gerek görmeden yalancılıkla suçlayan İso gerçeği var ki evlere şenlik. Keşke insanın aşk uğruna başkalarının mantıksız ve yanlış bulacağı şeyler yapabileceğinin ayaklı bir kanıtı olma yolunda kendin koşar adım ilerliyor olmasan. Ya da olsan belki, bilemiyorum. Oldun da keza; artık bakıp göreceğiz, nasıl oluyormuş inşallah.
Yazı devam ediyor...