Üç bölüm önce bu
dizinin başrol oyuncularından biri, karakterlerin de hemen hepsinin bir şekilde
bağlantılı olduğu biri, hem de hiç beklenmedik bir şekilde öldü. Ama biz aynı
bölümdeki birkaç feryat ve gözyaşı dışında bir acı görmedik. Sanki Kaan'dan başka
kimse etkilenmedi Naz'ın ölümünden… Annesi daha Naz'ın 40'ı çıkmadan basmış
gitmiş Kaş'a, Ali Nejat güya katilin peşini bırakmayacak ama bunu da acısından
ya da adalet arayışından değil de bir sonraki aşamaya geçebilmek için yapması
gereken bir ödevmiş gibi taşıyor omuzunda. Ayşegül gelip "Naz Hanım'ın eşyalarına dokunmadık ama
adettendir, eşyaları dağıtılır…" dediği zaman Naz'ın eşyalarını
karıştırmasını, en azından fotoğraflara bakmasını falan bekledim Ali Nejat'ın.
Ama yok. Kayıtsızlığın kitabını yazıyor Ali Nejat bu sezon…
Katilin kim olduğu
konusunda da, Feyza'nın tuttuğu avukatın beceriksizliği ve Kaan'ın bulduğu
avukatın sıradanlığı konusunda da Enver, Ali Nejat'tan daha ilgili ve
hareketli. Keza Eylül de hem hayalinin peşinde hem de Ali Nejat'a yardım etmeye
çalışıyor, ama Ali Nejat'ın hiçbir şeye hali yok. Sanki kısa süreli
tutukluluktan değil de uzun bir maratondan çıkmış gibi… Enver şüphelerinin
peşine düşmese ya da Nihan işin ucunu bıraksa Ali Nejat Akyaka'ya dönüp
kiteboard derslerine devam edecek sanki… Aksiyon istiyoruz, aksiyon!

Şükürler olsun Kaan
okula başladı, inşallah bundan sonra da normal çocuklar gibi dertleri olacak ve
cam kenarlarından uzaklara bakan melankolik bir tip olma yolunda ilerlemekten
kurtulacak. Fakat Kaan'ın okula başlamasıyla ilgili kafamı kurcalayanlar var.
Haliyle bir özel okula başladı Kaan ve sınıf arkadaşları arasında holding
yöneticilerinin çocukları falan var. Epeyce üst sınıf bir ortamdan söz
etmekteyiz. Fakat nasıl olmuşsa olmuş, öğretmenleri, derse girmeden önce
sınıftaki çocuklarla ilgili hiçbir şey öğrenmemiş, hangi çocuğa nereden
yaklaşacağı üzerine düşünmemiş, dan diye dalmış sınıfa sanki.
Ve yıllardır
kurtulamadığımız "annen-baban ne iş yapıyor" takıntısı genç
öğretmenimizi de almış pençesine. Öğrencilik hayatım boyunca en hoşlanmadığım
şeydi annemin babamın ne iş yaptığından söz etmek. Çünkü bu konu benimle ilgili
değildi ve karşımdakilerin de bu sorulara verdiğim yanıtlardan
çıkarabilecekleri sonuçların neler olabileceğini asla anlayamazdım. Hâlâ da
anlayamam ve hâlâ, bırakın mesleklerini, çoğu arkadaşımın anne-babalarının
adlarını bile bilmem, eğer bizzat tanışmadıysam. Fakat bilirim ki öğretmenlerin
bu sorusu hiç de masum değildir; babanız marangozsa sınıfın eskiyen sıralarının
tamiri ya da yenilenmesi, anneniz terzi ise sınıf perdelerinin ya da masa
örtülerinin dikimi kendisinden talep edilecektir örneğin. Tabii bunlar küçük ve
çoğunlukla kimseyi yaralamayan örnekler… Peki ya anneniz ölmüş, anne yerine
koyduğunuz öldürülmüş, babanız hapse girmiş, halanız kendini vurmuş ve dedeniz
felç geçirmişse..? Siz bunları kendinizce atlatmaya çabalarken ya da bunlardan
uzak tutulmaya çalışılırken dünyanın en acımasız yaratıkları olan bütün diğer
çocuklar bütün bunları sizi yaralamak için kullanırsa?
Neyse ki Kaan'ın
öğretmeni durumu geç de olsa anladı ve bizim uzun zamandır aklımızdan geçirip
Ranini.tv takipçileriyle de sık sık konuştuğumuz bir şeyi önerdi Ali Nejat'a:
Kaan psikolojik destek almalı. Evet, kesinlikle almalı. Hatta bunun yanına spor
veya sanatla ilgili bir etkinlik de eklenmeli, Kaan yaşıtlarıyla daha çok zaman
geçirmeli.