Belçim Bilgin'in
diziden ayrılacağını bilmesek de Naz karakterinin öleceğini kestirmek zor
değildi bölümün akışı içinde. Önce Murat'ın "O
kadın Ali Nejat'a hiçbir zaman iyi gelmedi, bir an evvel ondan kurtulsak da
hepimiz biraz rahat etsek," sözlerini duyduk. Ardından yalnızca
evine uyumaya giden annesini yıllarca görmeyecekmiş gibi vedalaşan Naz ve
annesinin halleri alıştırdı bizi bu düşünceye. En sonunda da Kaan'ın Naz'a
"anne" demesiyle emin olduk ki Naz gidici…
Söz konusu
cümlesinden ve geçen sezondaki performansından dolayı Naz'ın ölümünden Murat'ın
sorumlu olabileceğini düşünüyorum ben. Didem'in yaşadıklarından ve ölümünden
Ali Nejat'ı sorumlu tuttuğu için Ali Nejat'ın evleneceği kadını ortadan
kaldırmayı planlamış olabilir. Hatta bu işi bizzat yapmış bile olabilir, çünkü
Naz tanıyordu kendisini öldürmeye gelen kişiyi… Gerçi düşündüm de, bu dizide
kötü ne olsa Murat'ı sorumlu tutmaya teşneyim ben, bu yüzden başkalarının
açıklarını yakalayamıyor olabilirim. Ama bildiğimiz kadarıyla başka birinin de
bir husumeti yok Ali Nejat'la.
Anlayamadığım şey,
öldürmek için Ali Nejat'ın annesinin hikâyesinin içine çekmek gerekmiyordu
Naz'ı. Yalnız olduğu herhangi bir zamanda da öldürülebilirdi… Bu da, sorumlunun
Murat olmadığı sonucuna çıkartabilir bizi. Yani, gerçekten Süreyya Hanım'ın
hikâyesini öğrenmeye başladığı için ortadan kaldırılmış olabilir Naz. O zaman
da şu soruyu sormam gerekir: Madem bu kadına yaklaşan yanacaktı -çünkü
hikâyesini kimsenin bilmemesi gerekiyordu- ve madem bu kadın bir tür göz
hapsindeydi, o zaman neden birileriyle görüşmesinin önüne geçilemedi?

Naz'ın gitmesini
istedim ve gitti, öyle ya da böyle. Ama şimdi, bunca acının üzerine Ali Nejat
ve Eylül yeniden bir yaşam sürebilirler mi, küllenmeyen aşkları her şeyi
aşmaları için onlara güç verebilir mi, emin değilim. Kopmayan, kopamayan bir bağları
var ama bunu bir yaşama dönüştürmeyi başarabileceklerini iddia etmek zor. Ama
bu hikâye, acıların kördüğümlenişinin hikâyesi, Ali Nejat'la Eylül neden
yeniden birlikte olamasın?
Çocukluklarının çok
da mutlu geçmediğini tahmin edebildiğim Eylül ve Enver -banyoya kilitlenme
hikâyeleriyle dolu bir çocukluk pek de mutlu geçmiş olmasa gerek-, bir kez daha
deneyebilecekler mi acaba mutluluğu? Murat'ın foyaları bir bir ortaya çıksa da Feyza
için hamle yapmaya tenezzül eder mi Enver artık? Yoksa, selamını almayı bile
zül saydığı bir kadından -ne güzel bir andı Enver'in Feyza'yı görmezden gelişi!- ne olursa olsun uzak durmaya güç yetirecek kadar büyük
müdür gururu?
Ve Kaan'ın bitmek
tükenmek bilmeyen acıları, yaraları… Annesinin yokluğuna alıştı, Naz ve
Feyza'nın ilgisini koymayı denedi annesinin yerine. Derken halası gitti
uzaklara. Naz'a öyle bağlandı ki, babası sırf onu mutlu etmek için evlenecekti
Naz'la… Babasının başı beladan kurtulmuyor, iki gün oyun oynayıp mutlu olsalar
üçüncü gün bir maraz çıkıyor. Kavga, dövüş, silahlar, polisler, kelepçeler…
Üstelik etrafında bir tane yaşıtı, dengi biri yok. Yetişkinlerin arasında
oradan oraya savrulup duran bir çocuk. Haliyle onun gözyaşları, herkesinkinden
daha çok acıtıyor insanın canını… Ne vardı sanki çocuğun gözü önünde
takmasalardı kelepçeleri Ali Nejat'a, durumu bildirip bir kenarda bekleselerdi
hem oğluyla konuşmasını hem de cenazesini defnetmesini…
Düğünden önceki gün
boyunca Kaan'ın kendisine hazırlanan sürprizin peşinde koşması ne güzeldi oysa.
Hem bir şeylere erişmek için emek vermeyi öğreniyordu geri planda, hem de düğün
organizasyonu gibi detaylarla dolu bir iş esnasında bir çocuğu oyalamanın en
sevimli yollarından biriydi bu.
Enver'in Eylül'e
söylediği, benim de başlığa taşıdığım cümlelerle noktalamak istiyorum bu
haftaki yazımı, çünkü bu cümlenin -ya da itirafın diyelim- geçtiğimiz sezonun
özeti niteliğinde olduğuna inanıyorum: "Uğruna
güçlü olmak istediğim kim varsa yanında hep çaresiz kaldım." Yalnızca Enver değil, Ali Nejat, Feyza, Naz, Umut, Neslihan, Genco... Aklımıza gelen herkesin böyle özetlenecek bir hikâyesi var bu kördüğümde...Öyleyse yeniden ayağa kalkmanın, dirilmenin
ve mücadele etmenin zamanı geldi demektir, çözülecek çok şeyimiz var. Ve sezon
sonundan kalma sorularımız baki, yani daha çoook konumuz var!