Çalsın davul zurna, halaya duralım; şenlik kurulsun, bunu kutlayalım: Feyza yaşıyor! Feyza ölmedi, Feyza kurtuldu, Feyza gitmedi bu hikâyeden, Feyza sapasağlam ayakta! Bütün bu satırları böyle cümlelerle doldurabilirim, öyle mutluyum! Başka şey isteseymişim olacakmış, ama iyi ki başka şey istememişim de bu olmuş!
 
Feyza ölmedi de, nasıl ölmedi, bunu henüz bilmiyoruz. Ne ara Murat'la evlendi, ne ara Londra'ya yerleştiler, nasıl oldu da buradaki her şeyi geride bırakmayı seçebildiler, bunların yanıtı yok. Feyza neyse de, özellikle Murat nasıl ikna oldu gitmeye, ben onu merak ediyorum ama henüz bir ipucumuz bile yok.
 

 
Ali Nejat ve Naz ne ara ve nasıl yeniden birlikte oldular, evlenme kararını nasıl aldılar, Londra'ya gitmekten vazgeçen Ali Nejat Akyaka'da yaşamaya nasıl karar verdi ve Naz'ı buna nasıl ikna etti, bu esnada kendisi aslında Naz'la evlenmek istemediğini nasıl idrak etti, bunların yanıtı da yok. Bunları gören Enver ve Eylül'ün neden başka bir hayatı seçmediğinin yanıtı da… Geçen sezondan kalan sorularımızı yanıtlamak yerine yeni sorular sormayı tercih etmişler; yeni hikâyelerimiz var artık, zamanla eski sorularımız da yanıtlanacaktır.
 
Bir tek Umut ve çevresindeki hikâyeler kalmış geçen sezondan bize. Emre'nin ölümünün suçunu üstlenip hapse giren Umut ve onun için çırpınan Neslihan, Genco ve Cahide. Ve saklandığı yerden onları izleyip ağlayan Gökçe… Açıkçası bölüm boyunca beni en çok etkileyen de hikâyenin bu kısmı oldu. Neslihan'ın çaresizce Murat'a teslim oluşu ve Umut'un çıkışını uzaktan izleyip döktüğü gözyaşları… Aynı şekilde Genco'nun Gökçe'yi buluşu ve ona içten, her şeyi unutturup silmek istercesine kocaman sarılışı…
 
Naz'ın ölümüyle Umut'un hikâyesi Ali Nejat ve etrafında akan hikâyeden koptu ama Neslihan'ın Murat'a gidişiyle yeniden bağlanıyor. Murat'a karşı bildiğimiz tek güç Enver olduğuna göre, bir düğüm de oraya atılacaktır; zira Neslihan'ı kurtarmak istemese bile Murat'ın pisliklerini ortaya çıkarıp Feyza'ya göstermek isteyebilir Enver. 
 

"Sen çok güzel bir anne olacaksın."
 
Bu bir sır değil, Naz'ın bu hikâyeden çıkmasını çok istedim, hatta belki en çok ben istedim. Üstelik ben ona sessiz bir gidiş ve bir mutlu son yazmıştım, bizlerden uzakta… Oysa daha iyisini yaptılar. Öldüğü için "daha iyi" değil elbette -ama geri dönme ihtimali olmadığı için ölmesi yine de iyi- ama esas karakterlerden birini usul usul göndermektense onun gidişini büyük bir soru işaretinin içine yerleştirip kalanları bu sorunun etrafında birleştirmek çok akıllıca, kutluyorum.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER