Kokteyl Sezon: My Roanoke Nightmare
Açıldı mı finale kadar hiçbir olayı birbirine bağlayamayarak beyin yakma görevini başarıyla üstlenen American Horror Story dönemi? O zaman hayırlar, uğurlar. İlk sezondan bu yana (4. Sezonu tenzi ediyorum çünkü o kadar kötü yorum duydum ki açıp izlemeye gönlüm el vermedi) zaten işler böyle ilerliyor. İlk bir 5-6 bölüm hiçbir şey anlaşılmıyor, 8-9’a kadar yavaş yavaş çözülmeler geliyor sonrası da beşinci viteste koptur gel zaten. Bundan sebeple çok bir şey beklemek zaten hayal kırıklığı ile sonuçlanırdı ancak bu sezona özellikle yüklenen gizem özelliğiyle bizim asfalyalar daha dizi başlamadan atmıştı zaten, sağ olsunlar ne diyelim.

DİKKAT* Yazının bundan sonrası spoiler içerebilir. DİKKAT*

Ana kadrodaki isimleri önceki sezonlarda kimler olarak hatırlıyoruz diye kısa bir beyin fırtınası yapacak olursak; son anda iki saniye kadar görünse de kadroda olmasıyla derin bir ohh çektiren Kathy Bates, Hotel sezonunda resepsiyonist Iris rolündeydi. Şu an için adı sanı, ne tür bir korku faktörü olacağı meçhul ancak ben ufaktan bir hayalet mevzusu sezinledim, söylemeden geçmeyeyim.

Belgesel kanallarına arada şöyle bir göz atıyorsanız ya da hepimiz gibi sadık birer belgesel izleyicisiyseniz mutlaka görmüşsünüzdür geç saatlerde yayınlanan cinayet dosyalarının belgeselini. Bir saatse geneli, o bir saat ikiye bölünür, bir tarafta canlandırma ile suçun işlendiği günün tamamı verilir, diğer tarafta tanıklar arka fonu bomboş bir renkten ibaret bir oda da o günü anlatırlar. AHS 6 mantığı da böyle başladı. 40 dakika ikiye bölündü, bir tarafta Sarah Paulson ve Cuba Gooding Jr.’ın canlandırdığı Shelby ve Matt karakterleri olayları yaşarken öbür tarafta, görünce çığlık çığlığa ekrana sarılma sebebim olan Lily Rabe ve Andre Holland o tek renk, arka fonlu odalarda o zamanları anlatan tanıklar Shelby ve Matt olmuşlar. Sarah Paulson, ikinci sezondaki gazeteci rolünden beri zaten en sevdiklerim arasındaydı, Hotel’de de ruhu oraya sıkışmış Sally olarak yerini sağlama almıştı. Hatta geçen sezon, gitti diye karalar bağladığımız Jessica Lange’in veliahtı olarak bile gösterildiği olmuştu ki hakkı var. Cuba Gooding Jr. ise kardeş dizi American Crime Story’den hatırlıyoruz.

Lily Rabe, Jessica Lange’den sonra gelen en favori ismimdir, her zamanda öyle kalacaktır. Dördüncü sezonu izlemediğim için orada var mıydı yok muydu bilgi sahibi değilim ancak ben onu en son Coven sezonunda bataklık cadısı olarak gördüm, bu da bir hayli zaman demek, özleşmişiz. (Arada bir başka dizi çalışması oldu –The Whispers- ancak dizi ikinci sezon onayını alamadı maalesef. ) Angela Basset ise, Matt’in canlandırmadaki kardeşi Lee rolünde. Onu geçen sezondan Lady Gaga’nın baş düşmanı Ramona olarak hatırlarsınız.
Bonus olarak, izleyen var mıdır bilmem ama The 100’de Indra olarak tanıdığımız Adina Porter’ı da anlatıcı kısımdaki Lee olarak gördük, bir hayli sevindirdi.

Henüz göremediğimiz ancak jenerikte ismi bulunanlar arasında ise tanıdık isimler ve zaten onlar olmazsa AHS olmaz dediklerimiz var. Başı çeken Denis O’Hare tabi ki. Hotel’de fevkaledenin fevkinde bir performansla sergilediği Liz Taylor karakterini unutmuş olamazsınız sanıyorum! Yine Hotel’de önceden polis olup sonlarda balataları sıyıran polis John Lowe’ı canlandıran Wes Bentley bu sezonda kadroda. Ya Will Drake karakteri, onu hatırlıyor musunuz? Hotel desem, modacı desem? Will’i canlandıran Cheyenne Jackson’da bu sezon bizimle. Evan Peters olmadan benim düşünebildiğim bir AHS sezonu yok hem fikir miyiz? Değilsek de olalım lütfen! İlk sezonun hayalet Tate’i, Asylum’un aklı başında belki tek karakteri olarak Kit’i, Coven’ın –her ne kadar görünmese de- arafta kalan Kyle’ı, Freak Show’u bilmiyorum, Hotel’in ise psikopat kere psikopat, saplantılı aşığı James Patrick’i Evan Peters olmadan bir sezon, pehh, bomboş! Neyse ki, bölümde göremesek de jenerikte ismi aktı da biraz olsun rahatladık. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER