Gökçe yavaş yavaş yakınlaşıyor Genco'ya. Genco'nun bu süreci oldukça iyi yönetmesinin de etkisi var bunda bence. Yaşananlar için ya da Emre'yi sevip ona güvendiği için Gökçe'yi hiç suçlamadı Genco. Yaşadıklarıyla mücadele etmesi için de hep destekledi, koruyup kolladı onu. Bunları yaparken kendi sevgisini de Gökçe'nin üstüne hiç yük etmedi, hatta bunu bir suç, bir günah gibi saklamaya, unutmaya, unutturmaya çalıştı hep. Ve Genco'nun bu olgun ve anlayışlı hali merakını cezbetti Gökçe'nin.
 
Bu adımın atılması için çok erkendi bence, ama Genco'yu pişmanlığa ve bu sevgiyi reddetmeye giden yoldan çevirmek için de çokça gerekliydi. Anlaşılan Gökçe'yi de bu sevgi iyileştirecek… Hiçbir şey yapmasa da bu sevgiyle kuşanıp sarılacak yaraları Gökçe'nin. Ne Emre ne de Genco'nun karşılıksız sevgisi yük olacak sırtına, Genco uzatmasa da yanında olduğunu, hazır olduğunu bildiği o ele tutunup ayağa kalkacak ve yürüyecek Gökçe… Sevginin böyle adım adım ve yalnızca sevmenin iyiliği ile büyümesinden daha değerli ne var ki hayatta?
 
Umut'un dayak atma seansının ardından bir çöp gibi yol kenarına bırakılan Emre artık geri dönmek istemese de onları izleyen gözlerin iyi niyetli olmadığı belli. Sanırım Emre bu kez de başkasının -ki eminim bu kötü niyetli gözler Murat'ın adamlarına ait- maşası olarak çıkacak Gökçe'nin ve Umut'un karşısına… Kördüğüm dediğin birkaç tekme tokatla çözülür mü zaten?
 
Olayın Gökçe tarafını çok iyi yönetmiş olsa da Emre tarafını idare etmeyi beceremedi Genco. Emre'yi patatese çevirmek yerine polise teslim etmeyi akıl edebilseydi, belki de sonsuza kadar kurtulacaktık Emre belasından. Oysa en geç sezon finalinde kendisiyle yeniden karşılaşacağımız kesinleşti artık. Böylece silah kozunu kaybeden Murat da Umut'a karşı yeni bir koz elde etmiş oldu.

Bu arada Neslihan'ın terapist olması galiba ilk kez gerçekten işe yaradı. Biz görmesek de Gökçe'yi kendisini kilitlediği odadan çıkarıp konuşturmayı başardı Neslihan. Umut'un ailesi ile Neslihan'ın böyle yakın ilişkiler kurması, bu ilişkinin Naz'ın Umut'la ve Ali Nejat'la kurduğu ilişkilerden daha sağlam olduğunun kanıtlarından biri. Demek ki Naz'ın yaptığı tek hata, kendisine uygun adamları seçememesi değilmiş. Yani sorun bizde değil, Naz'da imiş.


There there^^

Konudan biraz kopacağım ama, annesinin defnedilmesinin ardından Neslihan'ın eve hiç gitmemesi size de tuhaf gelmiyor mu? Bizim kültürümüzde cenaze çıkan ev boş bırakılmaz. Ölen kişinin yakınları gelip kalırlar ve o evde yaşam olduğunu, yaşamın devam ettiğini gösterirler. Neslihan kendisi kalmadığı için ona taziye ziyaretine de gelen olmadı. Evet, anladığımız kadarıyla hiç yakını, akrabası yok ama arkadaşı da mı yok bu kadının? Annenin ölümü konusunun bu biçimde geçiştirilmesinden kendi adıma rahatsızım ben.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER