Bir dizide herkesin sevmediği birileri olabilir ama ana karakterin bu kadar az sevildiği çok az iş vardır herhalde. Naz'ı sevmedik, sevemiyoruz. Bunda Belçim Bilgin'in donuk ve sürprizsiz oyunculuğunun da payı var biraz belki, ama esas sorun hikâye. Naz'ı sevemedik, çünkü tanımıyoruz, anlayamıyoruz. Anlatıdaki boşlukları, dizinin sonsuza yakınsayan bölüm süresini doldurmaya yetecek güçte ve esneklikte bir hikâyesi olmayan karakterin bir derinliği de yok. Dolayısıyla karşımızda bir 'karakter' yok. Herhangi bir yanını sivriltmedikleri için aslında bir 'tip' bile yok ortada. Bence artık ya Naz'ı bize sevdirmenin bir yolunu bulmalılar ya da bu karakteri hikâyeden usul usul uğurlamalılar. Şahsen ben, Naz'ın arkasından İzmir Marşı'nı çalmak için hazırda bekliyorum…
Geçen hafta yine çok zorlama bir yerde kalmıştık. Bölüm sonu olsun diye yok yere karşılaşmalar yaratılıyor, gerilim bile yaratmayan. Eylül Ali Nejat'ın evine gelmişti, kapıyı da açık bulup içeri dalmıştı, çekinerek de olsa. Ali Nejat sporunu yarım bırakıp aşağı inmişti, onların karşılaştığı anda da Naz gelmişti, "gelecek olursam ararım" diyerek çıktığı halde, aramadan. Dolayısıyla herkesin birbirinden habersiz olduğu bir karşılaşmaydı bu. Eylül "benim suçum" dedi ama kimse suçlu değil, çünkü ortada bir suç yok. Zaten bizim dizilere kalsa ilişkisi olan birinin bir başkasıyla karşılaşması, iki satır konuşması kategorik olarak suç sayılacak. Ama Kördüğüm bu alışkanlıklardan beslenmeyen bir dizi…
Bu zorlama sahneleri sevmiyorum ama bu malzemeleri hepimizin ezbere bildiği klişelere bulamadan kullanmalarını yine de seviyorum. Bu karşılaşmanın ardından gelecek alışıldık senaryoda Naz ya orada kavga çıkarırdı ya da kendini hiç göstermeden çekip gider ve bunun acısını Ali Nejat'tan ağır ağır çıkarırdı. Muhtemelen Eylül de "yanlış anladınız, aramızda bir şey yok" gibi cümleler kurardı, aslında tam tersini ima ederek. Şükür ki bunlardan mümkün olduğunca kaçınan bir dizi izliyoruz…
Naz'ı görür görmez, oraya gelişinin Ali Nejat'ın bilgisi dâhilinde olmadığını söyleyerek özür diledi Eylül ve kendini tanıttı. Naz bu esnada Eylül'ün boynundaki kolyeyi gördü, tanıdı ve konuşmaları için onları yalnız bırakması gerektiğini düşünerek çıktı evden. Bu karşılaşmanın yarattığı ufak gerilimden rahatsız olan Eylül de çıkıp gitti ardından. Yani yine bölüm sonunda olabileceği ima edilen şey olmadı. Fakat daha kötüsü, başka bir şey de olmadı. Bir anda gelen insanlar bir anda gittiler… Peki ama biz bu sahneyi niye izledik?
Yazı devam ediyor..