Genco'ya
olan öfkesi Gökçe'yi Emre'nin karşısında savunmasız bıraktı. Yine 19. bölüm yorumumda Emre'nin hayatımızdan çıkması için "İllâ ki Umut'tan ya da
Genco'dan -ya da ikisinden birden- bir temiz dayak yemesi mi gerekiyor?" diye sormuştum, sanırım bu hafta bana "evet" dediler. Gerçi hikâye bu kadar sündürüldükten sonra Emre'nin
dersini alıp birdenbire yok olmasını beklemek saflık olur. Bir süre sonra, iyice bilenmiş halde geri dönecektir diye düşünüyorum. Umarım beni yanıltırlar.
Gökçe'nin perişan halde eve ulaşıp kapıda Genco ile karşılaştığında verdiği
tepkiye dikkat edin. Şiddete uğramış bir insan bir anda işte bu kadar çaresiz ve savunmasız hale gelebiliyor. Şiddet
sahnelerini abartmamalarını, bunu bize sadece hissettirmelerini ve o çaresizliği yaşatmalarını sevdim. Ama artık bu
konuyu gerçek bir çözüme kavuşturmaları gerekir. Yani Genco'nun şiddet uygulaması ya da
Umut'un tehdidi ile değil, hukuk yoluyla Emre'den kurtulmalıyız artık. Gökçe "kimse duymasın" dememeli mesela, Genco çok haklı, herkes duysun, herkes bilsin,
şiddete sessiz kalınmasın artık. Şiddete uğrayan kadın bundan utanmasın.
Yanında pek çok destekçisi olan Gökçe konuşabilsin ki destekçisi olmayanlar da cesaret bulabilsin ve Gökçe gibilerle dayanışabilsin.
Gökçe kapıda Genco'yu Emre sanıp aşırı tepki verince zaten ruhen bitmiş
olan Genco, özür ardına özür diledi Gökçe'den. Özrüne lafım yok ama, "çok pişmanım" demesine takıldım. Pişman
olma Genco, sen pişman olunacak bir şey yapmadın. Sen âşık oldun, aşktan pişman olunmaz. Emre'nin psikopata bağlamasının iyi
tarafı da Gökçe'nin Genco'ya yaklaşması oldu. Böyle olmasa iyiydi ama, oldu artık. Bu dengeyi
yeniden ve saçma sapan bir sebeple
bozmazlar umarım.