Karaman'ın koyunu, sonra çıkar oyunu
Kara koyun Durant, ak koyun Claire. Bakalım oylar kimin olacak, ak koyun mu, kara koyun mu kazanacak.

Başkanlık yarışının diğer yakasında ise kibirli aday Conway artık gençliğinin verdiği cesaretten midir bilinmez, daracık daracık vizyonlu planlar yapmaya devam etti. Neymiş, başkan ICO hakkında bir şey yapsınmış. Yapar yani, adam başkan. Conway resmen Frank gol atsın diye orta açıyor iki bölümdür. İşte etkisiz, basiretsiz muhalefet böyle oluyor. Görüntüde iktidarı eleştiren iki laf etmelerine rağmen ne yaparlarsa yapsınlar iktidarın ekmeğine yağ sürülüyor. Ayrıca Frank’ın Conway’i davet edip ICO yerine geyik muhabbeti yapması da beni derin düşüncelere sevk etti.

Bu ikili görüşme esnasında gördüğümüz en dikkat çekici şey ise Frank’ın jenerasyon farkına yaptığı vurguydu. Önceki jenerasyonun en büyük korkusu ve çekincesi özel hayatın ifşası ve özellikle de devletin özel hayatı gözetleyebilmesiydi. İçinde bulunduğumuz yılların gençleri ise bütün özel bilgilerini biraz daha ilgi görmek adına güle isteye kendileri paylaşıyor. Frank’ın bunu anlamaması doğal ve bu seçimlerdeki en büyük dezavantajı da bu. Halk artık eskimiş, yıllanmış siyasetçileri istemiyor. Bu kişilerin kendilerini anlamadığını düşünüyor, ki Frank örneğinde bunu en net şekilde görmüş oluyoruz. Frank’ın ailesinin özel anlarını paylaşmaktan utandığı bir dünyada Conway ailesiyle gurur duyduğunu ve utanacak bir şey olmadığını düşünüyor. İşte geleceğin bakış açısı bu.

Gariban Frank, bardakla kapı dinlemeye kadar düştü yahu. Akıl var mantık var, plastik bardakla kapı dinlenir mi?! Şu adamı bir başkan yaptırın be!

Ayrıca bu ikili görüşmede bir dönem çocuk yaşlı herkesi kendine hasta eden agar.io oyununun da geçmesi eski mahalleden tanıdık bir yüz görmeye benzer bir sevinç yarattı. Frank’ın dediği gibi, oyun siyaseti, vahşi doğayı ve vahşi kapitalizmi çok güzel özetliyor aslında. Hayatın her alanında büyük balık küçük balığı yutuyor.

Claire’nin annesi, Frank’ın kaynanası dırdırcı Elizabeth uzun zamandır etrafta görünmüyordu. Nereden estiyse, Claire’nin Teksas’a gidesi tuttu. Yine annesini göreceği aşikar. Yalnız en can sıkıcı olay tıynetsiz yazar Tom Yates’i de yanında götürmesi oldu. Neymiş, Claire eğer başkan yardımcılığı adaylığını kazanırsa hayatının konuşmasını yapması gerekiyormuş, Tom da buna hazırlanmak için yanında olmalıymış. O rezil adamın biricik Claire’nin yanında ne işi var halbuki.

Çek o pis ellerini o kadının üzerinden, pis sapık! Claire de yavrum süt dökmüş kedi gibi.

Önümüzdeki hafta Claire ve Durant arasındaki yarış ile Frank ve Conway arasındaki yarışın kızışacağı, Frank’ın ICO cephesinde alacağı hamlelerin konuşulacağı ve milyoner kaynana Elizabeth’in Claire ile didişeceği bir bölüm izleyeceğiz gibi duruyor.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER