● Sıkışınca kendini tuvalete kitleyen, ve bir pencere bulsa yine “kaçak” statüsüne dikey uçuş yapacak olan Defne’yi de aynı kategoriye koyup değerlendiriyoruz.... Tamamdır, Defo’ciğimize kızmama operasyonu küçük sarsıntıyla da olsa atlatıldı. Ta yukarıda “zemin kaya” dememin; bu kez kaya gibi kapıya dikilen ve Defne’sinin elini tutup bırakmayan bazı Ömer bey’lerle çok ilgisi olduğu doğrudur ^.^
● “Zemin kaya” diyorum, ve inatla diyorum, evet; ve bu konuda Defne’nin sırrını bilmemeyi kabul eden, freni patlak kamyonet tepesinde dünyaya sırıta sırıta el sallayan Ömer bey cengaverliği var üzerimde, kabul! Kapıdan sanki Yasemin & Sinan – Defne & Ömer double date’ine limon sıkmak istermişçesine damlayan Fikret’e bile sıkamıyorum canımı, ki bu konuda aslında bayağı iyiyimdir. Sanırım bunun, kem küm edip masanın altına saklanmak yerine Fikret’i kapıya kadar geçirme dirayetini gösteren Defne’yle bir ilgisi var. Defne, sen kimden, ne zaman, ne için gelirse gelsin, “yüzleş” tavsiyesini hep dinle. Yüzleşmenin; ve gerçeği -salt, katıksız, bazen saçma ve anlaşılmaz bile duran gerçeği- söylemenin bir kişiye kaybettirdiği bir zamanı hatırlamıyorum çünkü.
● Fikret’ten rahatsız olmama dersi 101’in bize öğrettiği bir diğer kavram da şu: Fikret’ler, olayların merkezinde tek başlarına değil; olayların asıl sahiplerinin izin verdikleri çerçevede durdukları sürece, zararsızdırlar. ‘Yiyecek bir şeyler almaya gidip elinde bir demek çiçekle eve doğru yürüyen Ömer’leri (çünkü bu evrim teorisine göre literatüre geçen bir erkek türüdür, evet) az sonra içine bir damla limon daha sıkılacak bir neşe ile bekleyen Defne’ler (bu da kadının evrimleşmesinin bir başka türü olmaktadır; doğru) sahnenin gerçek sahibi olduğu sürece, içeri giren 3. kişiler... 3.kişidir. Bu kadar basit.
Ayrıca, zaten oraya asıldığı günden itibaren “o Fikret bir gün beni görecek” diye bas bas bağıran simurg armasının; onu oraya bizzat asan Defne ile beraber görülmesi, anka kuşuyla ilgili başımıza gelecek en hayırlı yüzleşme, onu da kabul etmeli... Bu sahnenin kahramanı; yavaş çekim teatral bir sahne eşliğinde armasını Ömer’in duvarında görüp anlamlardan anlamlara koşan bir adet Fikret Gallo, veya olup bitenden yine bihaber olan bir adet Ömer İplikçi değil; Ömer’in geçmişinde ona kuvvet olan şeyi onun bugününe asacak kadar büyük gönüllü olan Defne Topal’dır çünkü, ve öyle de oldu; çünkü artık Defne var. Işıkları o açacak, pazıyı o saracak, ellerini o tutacak ve hiç bırakmayacak!
Bu arada... yukarıdaki tabloya iyi bakın. Çünkü yukarıda, iki tane tablo var... Sonunda karmakarışık olan parçaları, birbirleri ile bütünlenen...
Aşkla, sevgiyle!