Kimileri cennetin de, cehennemin
de bu dünyada olduğunu düşünür. Yaşadığımız devasa mutlulukların cenneti
getirdiğine, derin üzüntülerin ise cehennemi yaşattığına inanır. Doğrudur belki
de, ruhsal ve fiziksel açıdan şu an içinde bulunduğumuz mevcut ortamda yaşıyoruz
tüm acılarımızı da sevinçlerimizi de. Ve bazen bunları inşa etmek de bizim
elimizde olabiliyor.
Mesela dizideki cehennemi Emir
bizzat kıvrak zekası ve kurnazlığıyla kurdu. O da kabul etti zaten şeytanın ta
kendisi olduğunu ve insanları yollarından çıkarmayı çok iyi bildiğini. Hiçbir
şey yapmaz gibi durup taşları öylesine güzel diziyor ki kurbanına o yoldan fark
etmeden geçmek dışında başka bir seçenek bırakmıyor. Cehennemi kurmuş,
kazanları yerleştirmiş, altına ateşleri yakmış ve devamlı da odunları atıyor.(Evet
biraz eski model bir cehennem!) Kapısında da yakında birbirine kırdıracağı iki
zebani; Tufan ve Tarık. Kemal, Emir’i yaktığı ateşin dumanında boğmaya yeminli,
hem ne demişler? Akrebi sen sokamazsın, etrafına ateşi yak ki o kendini soksun.
Kemal’e hacet kalmadan, ilk defa işler Emir’in bu kadar kontrolünden çıktı ve
kendi yaktığı ateş onu tehdit etti.
Karen’in adını bile bu hafta
öğrendiğim kocasının (Taner miydi?) böyle bir plan kurup Emir’i en zayıf
yerinden vuracağını hiç beklemezdim. Ben adamı kodeste unutur gideriz diye
düşünüyordum. Yarın öbür gün de Kemal ile Nihan’ın elinde "o gece"ye dair başka
ipucu kalmadığında geriye dönüp adamı bir kez daha sorgularlar sanıyordum. Hapishanedeyken
dışarıdan adamlar ayarlayıp, Nihan’ı kaçırtıp üstüne de kendisinin kaçmayı
başaracağını hiç ummazdım. Bugüne dek, kendi halinde, halim selim bir adam
profili çizmişti. Bu nedenle de işi yaptıranın gizli şantajcı olduğu hissine
kapılmıştım ama yanılmışım. Zaten bu dizide neyi beklesem olmuyor. İyi manada
söylüyorum bunu, en başında da klişe bir zengin kız fakir oğlan öyküsü olarak
gördüğüm hikayenin aksiyonla ve aşkla böylesine harmanlanacağını da
beklemiyordum zaten. Her hafta, bilhassa da bölüm sonlarında, mevzuyu
kaçırmamak için ekrana odaklanıp karakterlerin peşinden koştura koştura sürüklenmekten
oldukça zevk alıyorum.

Hah! Tam da orası kaşınıyordu, kaşı kaşı...
Aynı şekilde Tufan’ın Emir ile
birlikte Kemal’e kurduğu oyunu da beklemiyordum. Sahiden de köşeye sıkıştığına
inanmıştım. Bu kadar kısa sürede, ileriye dönük birden çok ihtimali
değerlendirip doğaçlama olarak, en doğru seçeneği seçebilmek gerçekten önemli
bir meziyet. Ve ben, dünyanın en kararsız insanı olarak, bunu becerebilen
insanları çok kıskanıyorum. Üstüne tüm bunları yemeyip yemiş gibi gözükerek,
hedefindeki kişiyi tam rahatladığı ve tedbiri elden bıraktığı anda alaşağı
etmeyi planlayanları ise daha da çok kıskanıyorum.(bkz; Emir Kozcuoğlu) Tufan
kendisinden şüphelenildiğini anladığı andan itibaren diken üstünde duruyor. Tüm
duyargaları açık vaziyette, devamlı arkasını kollayarak ilerliyor. Ama belli ki
Emir ona itimat ettiğine dair zehri verip tedbiri elden bırakacağı anı
kollayacak. O zehirle hafif uyuşmuş bir Tufan’ı avlamak da daha kolay olacak
elbette. Hem bu süreçte Tufan’ın arkasındaki gölge patrona da yaklaşmış
olacaktır hiç değilse.
Nihan’ın “adamlığı ile övünenler
için ayrı bir cehennem” projesine gönülden katılıyorum. O cehennemi gerçekten
de bu dünyada adalet ve hukuk çerçevesinde kurmayı becerebilseydik keşke. Bunu
beceremeyince de, alacakları paranın yanı sıra, üstüne bir de prim olarak
Nihan’ın “tadına bakmayı” aklından geçirenlerin layıklarını bulabilmeleri için Emir’in
cehenneminden bile medet umuyor insan. Lakin Emir’in gazabı onları fena halde
yakacak diye düşünürken Kemal Soydere ortamlardan bir hışımla geldi geçti peh
peh peh! Serde Malkoçoğluluk var tabi. Mesele son raddeye öyle bir gelmişti ki
Kemal’in yetişmesine heyecanla bekledim çünkü o depo, bu izbelik diye oradan oraya koştururken yaklaştılar mı, vardılar mı anlayamamıştım. “Türk dizilerinde başrol ölmez,
dizi bölünmez!” kuralını hepimiz biliyoruz elbette. Ama işte mühim olan bu
bilgiye rağmen “Eyvah, bu kız nasıl kurtulacak şimdi!?” heyecanını ve
gerilimini yaratabilmek. Kara Sevda da haftalardır bunu oldukça başarılı bir
şekilde gerçekleştiriyor.
Yazı devam ediyor...