● "Her masalın bir kötü kalpli cadısı vardır”, elbet! Bu bölüm bizi bir kenara çekip, “var mıdır gerçekten?” diye sordurtmak istedi. Neriman’ı anladığımız, sevdiğimiz, çünkü b-elki de uzun zaman sonra, hatta belki ilk kez- gördüğümüz bölümdü bu. Ömer’in onun “doğurmadığı oğlu olduğunu” gördük. Gerçekten gördük. Söz ile değil, öz ile. Ben isterim ki, bundan sonra da hep görelim. Ama daha fazla isterim ki, bizden evvel, kendi içine bakıp kendi görsün bunu.
● Bizim Defne’ye yakıştırmadığımız o hoyrat, atarlı-giderli tavrını, yaşadığı hayatın ona armağan ettiğini gördük. 10 sene önceki Defne de aynen bu günkü kadar yüksek sesliydi işte. Hayallerimizdeki narin, çıtkırıldım ‘piremses’i değildi. Veya hakiki bir ‘sokak piremses’iydi kendisi. Onu öyle sevmeliydik, çünkü hakiki Defne, uçuk mavi elbisesiyle plaza koridorlarında salınan su perisinden daha fazla; tüm mahalleye tek başına kafa tutan bu kızıl sonyanın ta kendisiydi!
● Hem bu bölüm sadece ezelden beri saman alevi gibi parlamaya müsait Defne’yi değil; yeteneğini farkında olan, tasarımcı olmak için hırs yapmış, kendine inanmış, hatta başarmanın ucuna kadar gelmiş Defne’yi de gördük. Üç beş günde “ben tasarımcı oldum” özgüvenine dikey geçiş yapmasını yadırgayanlarımıza, turuncu bir ışık tuttu kendisi.
● İz’le Ömer’i yine göremedik. Acaba görülecek bir şey mi yok diye düşünmeden edemedik. En azından ben edemedim.
● İnsanların yaşadıkları, kendi algılarından ibarettir bazen. Hatta bu, çoğu kez böyledir. İz’in ‘İz’le Ömer’inin de çok büyük oranda İz’in algısı olduğunu düşünmem bundan. Aynen Sude’nin Sinan konusunda yaşadıkları gibi. Yıllar içinde kendi kurduğu masal dünyasının başına nasıl yıkıldığını görmüş olduk.
● Kiralık Aşk için yazığım ilk yazıda (temel aldığı ana hikayeden bekleyebileceğimiz üzere) Defne’nin ‘gözlüklü, diş telli çirkin betty’den masal prensesine dönüşümü’nü izleMEdiğimiz için şaşırdığımı söylemiştim. Meğer bu hikaye Yasemin’e aitmiş! Alabildiğine klişeleşecek bu dönüşümü, belki de olabilecek en matrak haliyle izledik. O kadar ki, favori “10 sene önceki” karakterim yoluk saçlı Yasemin, kesin bilgi!
●Tabii, genelin fikrine saygıda kusur etmeyeyim. Görünen köyün kılavuz istemeyeceği üzere, bordo önlüklü rastalı Koriş, sadece bugünün değil tüm zamanların taçsız kralı olduğunu gösterdi. Ona taçlar yakışır gerçi, tabi bir de fotoğraf makinesi. Ve tabi ki, bir numaralı kankası, Neriman. Neriman’ın kızıl saçlarının, onca yıl değişmeyip, Sude’nin sinir krizleri sonucu yuvadan gitmesinin akabinde sarıya döndüğünü de not edelim.