Birçok defa yazılmak için adım atılmış ama karışıklıktan ötürü toparlanamamış bir yazı olacak. Okul programı nedeniyle son dört bölümü yorumlamak için vakit bulamadım. Bunun için yazıları 7/24 twit atıp sabırla bekleyenlerden ayrı ayrı özür dilerim. Bir yerden başlamamız gerekiyor. Buyursunlar başlayalım.
''ALİ BİZ UZAYDA MIYIZ?''
Dizinin yola çıktığı ilk günden son güne kadar adım adım içime işleyen çift oldu Ali ve Selin. Bunu sık sık dile getirmekten bıkmadım, görünüşe göre bıkacağa da benzemiyorum. Uçurum kenarında gelen dev itiraftan sonra bir de içime işleyen teras sahnesi yapmışlar on numara beş yıldız olmuş. Buram buram gerçeklik kokuyorlar. Ekrandan ne kadar hissettirilebilirse o kadar hissettiriyorlar. ''Aşkta cesur olan kazanır.'' değil de ''Aşkta çok arıza çıkaran kazanır.'' ruh halindeler bizimkiler.
Olaylar karşısındaki tutumlarından birbirlerinin yanındaki duruşlarına kadar her şey tam tıkırında ilerliyor. Ama bir nokta var ki izlediğim her bir bölümde aklıma takıldı yeri geldi, uyutmadı. Abartmıyorum, ciddiyim!
Ali, Selin'i sorgulamadan her aşamada yanında dururken Selin'in Ali'yi annesi konusunda anlamamasına anlam veremedim. Bilmem çözebilen var mı? İki taraf da anneden dertli, babadan problemli. Bazı hikayelerde tüm sorumluluğu üstlenmek zorunda kalan bahtsız çocuklar olur ya hani... Hadi geçmiş olsun, piyango Ali'ye vurdu. Tüm cephelerin ortasında kalmış zavallı kediler gibi bir o yana bir bu yana koşuşturuyor. İzlerken hem tırnaklarımı hem de kendimi yiyorum.

Fragmana bakma fırsatım oldu az önce. Babasına aldığı tüm tepkilerini tek bir ''Seni seviyorum.'' ile yıkabilme potansiyelinde. Halbuki bu özelliği nedeniyle annesine manyaklık tanısı koyuyor. Selin'e gelince işler on kat daha problemli geliyor. Annesinden kalan yük, tüm ruhunu sömürdü kızcağızın. Anlatsa başka, anlatmasa bambaşka. Birde Rana ablamızdan yediği tokat var elimizde. Yazdıkça yazacak problem çıkıyor önüme. Birkaç hafta önce burada ''Yolumuzdaki engeller kalkıyor.'' teraneleri düzerken galiba kafama sıcak hava dalgaları geçmişti. O engellere çarpa çarpa nasır tuttum.
Umutsuz sevgi bizimki Hafız. Çal oradan bir Orhan Baba!