"Nerde kalmıştık?" Dedi asistanım. Dur bekle bi'
hafızamı yoklayayım dedim. Hahh, tam da bebek geldi derken en başa sardığımız
gelmişti. Şaşkın bakışlıya dedim orada kal da devam edelim en baştan, bıkmadan,
usanmadan, yine yeniden...
Ben de isterdim Serkancığım söylesin Eda'ya geçmişi. Hatta
sen de öyle sterdin ama işte Selin bu sinsi şeytan. Zaten gözleri de renkli az
korkacaksın nazarından, kem gözünden, bakışından, tavırından... Dan diye eve
girdi de Serkan'ın babasının geçmişte neler yaptığını söyledi. Hayır, n'oldu?
* Serkan sana geri mi döndü?
* Holding sana mı kaldı?
* Eda ülkeyi mi terk etti?
Eline ne geçti Selin??? Bi' söyle hele de biz de öğrenelim.
Ne gerek vardı, boş hamle. Senin aleyhine üstelik. He kuzum diyorsan ki herkes
benden nefret etsin, az kaldı döneceğim ben sana.
Eda'nın Serkan'a kırgınlık hali sadece söylememesinden
kaynaklı. Çünkü Eda ne istediğini neyin ne olduğunu bilen genç bi' kadın. Öyle
gereksiz tripler anlamsız sözler yok sözlüğünde. (Varsa da ondan değildir.)
Eğer saçma sapan gerginlikler yaratmak isteseydi ne Serkan'la aynı ortamda olur
ne de Aydan Bolat'ın dernek işlerine destek olurdu. Ki derneğe destek olması
aşırılı güzel olmadı mığğğğ??? (Gözlerimizden kalpler taşıyor her yere burada)
Kız çocukları için. Kız çocuklarının okuması, öğrenmesi, kendi ayakları
üzerinde durabilmesi için. Zaten Serkan'ın Eda'ya aşık olmasının en büyük
nedenlerinden biri de bu. Kendi olması, değişmemesi, hedefini bilmesi,
tuttuğunu koparmaya çalışması. Tutmayın beni kız tarafına geçmiştim
biliyorsunuz. :))
Serkan'ın sevgiyi içinde hissederek dönüşmesi ne kadar
kıymetli. Değişim değil bakın dönüşüm. Kendinden ödün vermeden biraz bazı
işleri bırakması etrafa. Engin'in ne kadar iyi olduğunu bildiği halde onu bile
kontrol etmesinden arınması. Bölüşmesi işleri, anlaması çevresindekileri,
kavraması hayatın diğer taraflarını. Eda yine yeniden öğretiyor tüm bunları
Serkan'a ilmek ilmek...
Leyla'nın Serkan'a ne kadar bağlı olduğunu görmek çok
keyifli. Ne kadar korksa da çekinse de Serkan'ın içini biliyor olması kalp kalp
kalp... Melek'in Engin'in asistanı olma işini de kayda değer buldum. Heee yarın
bugün başka departmana geçer o ayrı, şimdilik iyidir aynı yerde olmak.
Best şip #ErSer ^^
Erdemmmmmmmm.... Bölümün favorisi Erdemmmmmm nokta net.
Fifi'ye bakışından mı bahsetsem, Leyla ile yüzük takıp ilgi çekmek istemesinden
mi? Yoksa Melo'yu işe aldıkları için kendisinin işinden olacağından mı? (Bakın
ben de engel olur taş koyarım yolunuza. Erdem ortamın eğlencesi, neşesi, stres
topu adeta) Olmazsa olmazdır bazı kişiler. 1. Erdem, bitti. ^^
Hiç okumadan sözleşmeyi kabul eden bir Serkan Bolat. Bunu
önceden deseler kimse inanmazdı ama
artık devir değişti. Eda'yı seven Serkan kızgın yağda patates kızartması bile
yer. (Sözleşmenin bu kısımlarını düşündünüz inşallah) Odaya ilk giren kişinin
Erdem olmasıysa kahkahalarla inlettik evi. Erdem olunca bu kişi eeee yüksek
sesi ister elbette. Aşırı iyi sahneydi...
Aydan Bolat is coming
♥ ♥ ♥
Cemiyete ama direk ama yemek şirketi ama davetli olarak
hepimiz birden girdik de... Sadece fakir olan kişi Melek mi? Sanırım dizinin en
fakiri o. Diğer herkes maşallah bilmemnegilllerden bilmem kim??? Heee Serkan en
zengin o da cepte. Neysssssss... Daha derneğe, düğüne, davete çok geliriz bu
gidişle. Tüm yollar aynı yerlere kişilere çıkıyor. Babaanne de gelirse Fifi'nin
ailesi de onunla olursa şaşırmam. Heee bari babaanneye karşı Aydan Bolat
oğluyla iş gücünü birleştirse bari. Dışarıya çıkmışken derneğe el atmışken bunu
da görelim derim. Biliyorsunuz Aydan Bolat kalp ben kalp Neslihan Yeldan kalp kalp...
Ben sana döndüm şimdi. Haaaa güzel Selin'i de almışsın
yanına. Karşımdasın artık Selin. Sana sorduğum sorular yukarıda.
Söyleyeceklerim de kulağına küpe olsun. Bilmem artık takar kullanır mısın yoksa
kapıdan çıktığında atar, kırar mısın?
İçini kötülükten arındır da gel
Seni sevmiştim başta. Sonra hırsına yenik düşüp Ferit'i
yaktın. Nefretini kazandın sana canını bile hiç düşünmeden verebilecek bir
adamın. Bir anneyi kırdın diğerini kırmak üzeresin. Ofiste seni seven yok Pırıl
mecburen yanında. Bu kadar nefreti mıknatıs gibi üzerine çekmek pek matah
değil. Du' sözümü kesme de dinle beni. Ne güzel dernek gecesinde ayırmadılar
seni ve mankenlerden biri de sen oldun. Ne güzel seninle barış imzalamıştı Eda.
Ne güzel Serkan her şeye rağmen destek. Sen ise işini kötüye kullanmakta ısrar ediyorsun. Kırmasan ya insanları, kötü olmasan ya.
Bi' nefes alsan deniz kenarında. Bi' soluklansan köşede. Herkes mi suçlu yoksa
ben mi fazla beter oldum desen. Kendinle konuşsan aynada, iç sesini duysan.
Gözünden akacaksa bırak aksın o yaşlar. Sil ve yine yeniden başla hayatına en
baştan. Kaygısızca, korkusuzca; gülen yüzünle, neşenle... O zaman aramıza
alırız iyi niyetinden öperek...
Sen düşünedur bunları gözlerin yarı açık ben yine bakarım
sana uzun uzun ya da vedalaşalım sen uzaklara giderken...
* Dizide Erdem karakterini canlandıran Sarp Bozkurt'un bebeği olmuş. Allah analı babalı uzun, sağlıklı ömürler versin. Hoş geldin Uzay Bozkurt. ^^
Sevgiler...