Evet… Vakalar artınca yine koştum geldim güzel insanlar.
Dileğimiz bir nebze teşvik edici güç olabilmek. Belki de bu yüzden yazıların
arasını bu kadar açık tutmuşumdur, yoksa verdiğim sözleri tutma becerimle asla
ve asla bir alakası yok tabii ki ayıp ediyorsunuz. ^^ Listemizin son bölümüyle
sizlerleyiz. Tabii ki bu liste adına bir son bu, yoksa perinizde listeler
bitmez. Birbirinden güzel daha nice nice listelerle buluşacağız yine. :)
Bu seferki listemizde de yine içinize dokunacak,
evlerimizdeki esareti gönüllü hâle çevirebileceğini umduğum ve olabildiğince
tür çeşitliliğini sağlamaya çalıştığım çok güzel maddelerimiz var. Gecikme payı
olarak da ilk yazıda açıkladığım başlangıç planımda yer almayan bonus bir madde
koydum sizler için. Umarım seversiniz. İlk defa izleyecekler için spoisiz
yorumlarda buluşalım efenim.
DİĞER YARIM (2014)
Yönetmen: Veli Çelik
Senaryo: Eda Tezcan, Gülbike Sonay Üte, Ramazan Demirli
Yamak Ahmet, Kalp Atışı, Hercai gibi dizilerden tanıdığımız ve
şu sıralarda Şeref Sözü dizisi üzerinde çalışan Eda Tezcan’ın kaleminden çıkma
çiçek gibi bir dizidir. İzleyenler bana hak verdi şu ân. ^^ Romantik yönü ağır
basan komedi türündeki dizi, geçmişten günümüze uzanan kurgusuyla tam bir sevgi
öyküsüdür. Halihazırda birine âşık değilseniz bile âşık hissetmenizi sağlayan
güzellikteki sahneleri, eşsiz radyo muhabbetleri, Karadeniz türküleri ve ah o
şiir/mektup okumaları… Kendi kendimi kalbimden vurdum iyi mi? ♥ Seviyor Sevmiyor ve Benim Tatlı Yalanım gibi dizilerden tanıdığımız Gonca
Sarıyıldız’ın birbirine zıt iki karakteri aynı ânda başarıyla canlandırabilmesi
takdiri hak ediyor. Meryem ve Ecevit nice zorlukları aşıp evlendikten sonra
gururlarına yenik düşerek ayrılan iki eski âşıktır. İkiz kız bebeklerinden Esma’yı
Meryem, Zeynep’i ise Ecevit büyütür. Yirmi seneyi yüreklerinde aynı sevda ve
hasretle geçiren çift, yılların birbirlerinden habersiz büyüttükleri kızları
aracılığıyla yollarını yeniden kesiştireceğinden habersizdir. (“Gördüğüme
sevindim” şarkısının çaldığı sahneyi izleyince gelin şu perinize bi’ kalp
bırakın, hak ediyor sankiiii ♥) Dindar kesime ve tesettüre dair ön yargılara da iyi geleceğini düşündüğümüz
dizi size gündemden biraz olsun uzaklaşarak güzel bir nefes alabilme imkânı
sunacak.
MASUM (2017)
Yönetmen: Seren Yüce
Senaryo: Berkun Oya
Berkun Oya’nın “Bayrak” isimli oyunundan uyarlayarak
kaleme aldığı dizi ilk yayımlandığı dönemde epey ses getirmişti. Ben ilk
yayımlandığı dönem izleyememiştim ama sonrasında tüm bölümleri artı ekiple
yapılan röportajların yer aldığı özel bölümü iki günde izleyip bitirmiştim. Ali
Atay, Haluk Bilginer, Okan Yalabık, Tülin Özen, Bartu Küçükçağlayan… Muazzam
bir kadro, muazzam bir senaryo ve âşık olunası müzikler… Hâlâ içimi titretir o
şarkılar. Berkun Oya’nın kalemini severim. Bu işinde de yine psikolojik olarak
hâyli zorlayıcı karakterleri ince nüanslarla yine pek güzel işlemiş.
Polisiye/Suç- Dram türündeki dizi bu türlere ilgi duyanlar için kesinlikle
tavsiyemdir.
AŞK YENİDEN (2015)
Yönetmen: Ersoy Güler
Senaryo: Ersoy Güler, Eda Tezcan, Ramazan Demirli, Gülbike Sonay Üte
“Benim hayatım, benim kararım. Sonucuna razıyım…”
Kendisi, benim izlediğim romantik komedi dizileri arasında
değişmez favorimdir. (Kiralık Aşk’ın drama kayan bir tarafı da vardı, o yüzden
onu dışarıda tutuyoruz) Yaşamak istemedikleri hayatlardan özgürlüklerine kaçan
iki insanın kürkçü dükkanına dönüş yollarında kesişen hikâyelerini anlatıyor
dizi. Zeynep ve Fatih nice ümitlerle gittikleri Amerika’dan düşlerinden büyük
düş kırıklıklarıyla geri dönerler. Ancak aslında ikisi de hâlâ o kaçtıkları
hayatlara dönme konusunda istekli değillerdir. Bu yüzden ailelerinin karşısında
sürpriz bir aile olarak çıkmaya karar verirler. Sonrasında hikâye akar da akar…
Buğra Gülsoy ve Özge Özpirinçci’nin enerjilerindeki mükemmel uyum size eşsiz
bir seyir zevki sunacak. Zeynep’le birlikte “Yaa Faaatiiiih…” diyecek, Fatih’in
Selim’le kurduğu bağa ve ikilinin söz konusu sevdikleri olduğunda sergiledikleri
güçlü duruşa hayran olacak, kahkahalarınızla ev halkını başınıza
toplayacaksınız :) İddia ediyorum, daha önceden izlemeyip de benim tavsiyemle
izleyecek olursanız eğer mesaj kutumda tatlış bir teşekkür notu göreceğim. ♥
POYRAZ KARAYEL (2015)
Yönetmen: Çağrı Vila Lostuvalı, Osman Taşçı
Senaryo: Ethem Özışık
Hey gidim hey, Poyrazcım Karayel… Başladığı günden
finaline kadar ekranları kasıp kavuran efsane bir dizidir. Çeşitli aforizmalar,
gündeme ve sisteme dokundurmalar, Oğuzcum Atay ve bir derdi olan duvar yazıları…
Hani bir tarafından anlatmaya başlasam diğer tarafı eksik kalacak, o denli dolu
dolu bir hikâyeye ve akıllardan silinmeyen oyunculuk performanslarına sahiptir.
Bendenizin de dahil olduğu müptela grubu ara ara birkaç sahnesini tekrar açıp
izlemezsek içimiz bi’ garip olur. ^^ Poyraz, oğlu Sinan’a Ayşegül’ü üzerinden
aşkı anlatır. Onlar menemenlerini yemeye devam ederken Ayşegül güçlü mü güçlü
kaya gibi bir kadın olarak babasının karanlık dünyasından ayrı aydınlık bir
hayat kurmaya çalışır. Sema reis tüm olayları zehir zekâsıyla çözerken hayat
ona zekânın yetmeyeceği yeni yollar sunar. Dedem, Taşkafa ve Sefer olaydan
olaya koşarken bile küresel sermaye muhabbetlerinden vazgeçemezken Sadrettin kendi
mutluluk kavramını aramaktadır. Şimdi burada bu kadar popüler bir dizinin de
konusunu anlattırmayın bana, direkt açın izleyin dedem. :)
YALAN DÜNYA (2012)
Yönetmen: Jale Atabey Özberk
Senaryo: Gülse Birsel
Çok ciddi soruyorum, artık Gülse Birsel’in ismini
gördüğü işi izlemekte tereddüt eden kaldı mı? Kendisinin kalemindeki incelik ve
bir derdi olan üslubu her seferinde beni kendine hayran bırakıyor. Yalan Dünya;
Beyazıt Öztürk, Gülse Birsel, Füsun Demirel, Altan Erkekli, Okan Çabalar, İrem
Sak, Nihal Yalçın, Bartu Küçükçağlayan, Olgun Şimşek, Gupse Özay, Sarp Apak,
Hasibe Eren, Gonca Vuslateri ve daha nice pırıl pırıl ismi bünyesinde
bulunduran efsane bir kadroya sahip. Esasında biraz sit-com yani durum komedisi
formatında olan dizi zengin oyuncu kadrosuyla her yönden bir doyum sağlıyor.
Gonca Vuslateri, “Vasfiye Teyze” ve “Eylem” gibi birbiriyle alakası olmayan iki
karakteri o kadar güzel canlandırıyor ki hayran kalıyorsunuz. O dönem tabii sosyal
medyayı bu kadar sık kullanmıyorduk, Vasfiye Teyze’nin repliklerini izlerken kâğıda
not ederdim ki sonrasında arkadaşlarla okuyup gülelim sonra da düşünelim. Hiçbir
repliği boşa yazılmazdı çünkü, her biri sisteme ve topluma birer eleştiri
niteliğindeydi. Ayrıca karakterlerin bir kısmının hikâyedeki mesleği de
oyuncuydu ve sette geçen sahneler de vardı. Şu ârâlar Menajerimi Ara
dizisindeki sektör eleştirilerini ilgiyle takip ediyorsanız bu dizi de size
hitap edecektir. Benim dizideki favorim Zerrin ve Bünyamin ikilisiydi, bakalım
sizin favoriniz ne olacak? Diziyi bitirdikten sonra Twitter ya da Instagram
mesaj kutumdan bana yazın, bi’ konuşalım. :)
BONUS ♥
Malumunuz, üçüncü yazıyı söz verdiğim tarihten biraz
geciktirdim. O yüzden kendimi affettirmek adına çok tatlı bir bonus maddesi
ekledim sizler için. Eğer siz de benim gibi eski dizileri izlemeyi
seviyorsanız, eminim bayılacaksınız.
GÜLŞEN ABİ (1994)
Yönetmen: Uğur Erkır, Samim Değer
Senaryo: Can Barslan
TRT pandemi günlerinde hatırlarsanız çok mantıklı bir
kararla arşivinden yararlanma yolunda adımlar atarak durdurulan setlerle ne
izleteceğini şaşıran kanallar arasında ışığını parlatmıştı. Bu adımlardan biri
cumartesi günleri sunduğu nostalji kuşağıydı. O gün verdiği dizilerin neredeyse
hepsi önceden zaten bayıla bayıla izlemiş olduğum dizilerdi. Biri hariç: Gülşen
Abi. Bu diziyle böyle bir cumartesi günü tanıştım. Haluk Bilginer’i görünce
beni kendine çeken dizi sonrasında iyice âşık etti. Bir durum komedisi modelinde
ilerleyen hikâye bildiğiniz Güzin Abla’nın bir alternatifi olarak yazılan
köşeye gelen mektuplarla beraber gazeteci Abidin’in (Haluk Bilginer) hayatını
çok hoş bir dille anlatıyor. Bölümlerin başından sonuna kadar yüzünüzdeki
gülümsemeyi bir gram aşağı indiremiyorsunuz, yüzünüze yapışıp kalıyor. Şu
dönemde böyle bir şeye ne kadar ihtiyacımız var değil mi? Haluk Bilginer,
Nilüfer Açıkalın, Erdal Küçükkömürcü, Selim Naşit, Olgun Şimşek ve Peker
Açıkalın gibi birbirinden kaliteli oyuncuların rol aldığı dizide tüm ekibin
işini severek yaptığı o kadar belli ki ♥Bölümlerin sonlarında akan jenerikleri izlerken neyden bahsettiğimi siz de
anlayacak ve sektörün şu ânki durumunda reyting kavgası uğruna kaybettiği
şeyleri özlemle anacaksınız. Dizinin devamını izlemeye kıyamamıştım, bu yazıdan
sonra devam edeceğim. O yüzden izleyenler bana spoiler vermezseniz çok mutlu
olurum. ^^
Çok severek izlediğim ancak bu listede yer veremediğim
daha çok dizi var. İstanbullu Gelin, Jet Sosyete ve Avrupa Yakası gibi canımın
içi örnekleri zaten herkes bilir diye tekrardan listede geçirmeye gerek
duymadım. Şahsiyet de hâlâ izlemeye kıyamadığım (ve spoiler verenle ciddili
küseceğim) bir dizi ve izlemediklerimi listeye koymama kuralımdan ötürü bu
listede yok. Bunların haricinde şu ân bir çırpıda aklıma gelen daha çok örnek
var ama başta belirlediğim konseptin dışına çıkmak istemediğimden bu yazı
dizisini burada bitiriyorum. Bu üç yazıda da aradığınızı bulamadıysanız yine endişe
etmeyin, daha yapılacak çok listemiz var. Hep beraberiz, takipte kalın.
Ve sevgiyle, ve ümitle, ve mümkünse evlerinizde.. :)
Periniz