Yaşananlar hiç
yaşanmamış, kahkahalar hiç atılmamış, göz yaşları hiç dökülmemiş gibi…
Çünkü hayat en
olmadık zamanlarda başa sarar.
Çünkü her yeni
başlangıç yeni kahramanları da beraberinde getirir.
Çünkü her yeni kahramanın
cepleri hüzün ve sevinçlerle doludur.
Sonrasında her
hata… Her hata, içinde hatıraları da tutar. Hatanın hatırası bir sonraki adımda
başarıdır. Güneş yeniden doğar.
Sonra fark ederiz
ki bin liralık saat de on beş liralık saat de aynı zamanı gösterir. Onlarca
evimiz bile olsa biz sadece bir tanesinde yalnızlığımızla baş başayızdır. En
pahalı kıyafetleri de giysek karşımızdaki kişinin gönül gözü kapalıysan hiçbir
değeri yok. Aslında kural ne kadar basit, her gün yeni bir başlangıç ve
gönlümüzün sığdığı yere sığmayacak hiçbir şey yok… Uzak dahi olsak… Umut hala
bakiyken, hala insanlara güvenebiliyorken, her şey kendiliğinden olur. Yıllar
sadece oyalar!
Bugün bu sayfayı
Louis ve Ko Bok Sil’in hikayesi ile dolduruyorum. Shopaholic Louis!
*
Yönetmen: Lee Sang
Yeob
Senaryo: Oh Ji Young
Oyuncular: Seo
In-Guk, Nam Ji-Hyun, Yoon Sang-Hyun, Lim Se-Mi
Kim Young-Ok, Kim Sun-Young, Eom Hyo-Seop, Ryoo Ui-Hyun, Kang Ji-Sub, Nam
Myung-Ryul, Kim Bo-Yeon, Yun Yoo-Sun, Kim Kyu-Cheol, Oh Dae-Hwan, Hwang
Young-Hee, Kim Byung-Chul, Lee Jae-Kyoon, Mi-Ram,
Cha Chung-Hwa
Kanal: MBC
Bölüm Sayısı: 16
Tür: Romatik
Komedi, Dram
Netflix: Mevcut
*
Shopaholic Louis,
Kang Ji Sung, bilinen adıyla Louis ve Ko Bok Sil arasında, Kore dizilerinin klişelerini
de barındıran tatlı, bir o kadar da dokunaklı bir hikâye. Zengin bir ailenin veliahdı
olan Louis’nin kaza sonucu öldüğünün sanılması ancak aslında ölmemiş olması ve
yollarının bir şekilde Bok Sil ile kesiştiği tatlı bir olaylar dizisi. Bok Sil’in
ise dağın yamacındaki evinden acımasız Seul’e gelmesi, hayata yeniden başlarken
yine yeniden başlaması, sorgusuz, kardeşini bulma umuduyla tanımadığı, üstelik
hafızasını kaybeden bir adama güvenmesi ve ona evini açması (SPOILER) gerçek
bir deli cesareti. İşte aradığım tam da bu ruh! Çünkü biliyorsunuz, sonunu
düşünen kahraman olamamakla beraber Oğuz Atay’ında ifade ettiği gibi “İyi şeyler
birdenbire olur.” Ha, bu başarı mıdır? Düşünmek tartışmak lazım lakin söz
konusu aşk ise kesinlikle katılıyorum.
Dünya çok küçük.
Tahmin edemeyeceğimiz kadar. Sanki elimizi sallasak Kore’den birine çarpacak
kadar küçük. Yaşadıklarımız ise bir o kadar fazla ve korkutucu. Alışveriş delisi
Louis’de olduğu gibi. Louis, şatoda yaşayan, hiçbir şekilde gelir kaygısı
olmayan, birden fazla dili akıcı bir şekilde konuşan, yakışıklı ve ülkenin en
büyük şirketlerinden birinin veliahdı! Hayatın olağan akışından çıkarak her
şeyin altüst olması ise kaderin bir cilvesi. Acılarını, hüzünlerini, içindeki
boşlukları, kahkahaları, şöhreti… Kendi kontrolü dışında tüm bunları geri de
bırakan Louis’in hikayesi Bok Sil ile daha da güzelleşir.
Shopaholic Louis,
bugüne kadar izlediğim Kore yapımı diziler arasında hikayesini en iyi bir
şekilde anlatan, gülerken azıcık acıtan, ağlarken içinizde çiçekler açtıran bir
hikâye örgüsüne sahip. Çok özel hikayeleri, çok özenli bir şekilde anlatabilmek
muhteşem bir başarı.
Ancak Louis ile
Bok Sil arasındaki hikâye ne kadar tatlıysa Cha Joong Won (Yoon Sang Hyun) ile
Bok Sil arasındaki yaratılmak istenilen hikâyeyi bir o kadar yersiz buldum. Bilirsiniz,
genel de öyledir. Esas kıza iki erkeğin zaafı vardır. (Ya da tam tersi) Fakat Yoon
Sang Hyun ile Nam Ji Hyun arasında, adlandıramadığım o kadar büyük bir boşluk
var ki… Aslında istenilen tam olarak bu, yani bu iki karakterin asla çift olamayacağı
mesajının verilmesi. Ancak üstüne gidince eğreti duruyor. İki kişiden birisinin
ya da ikisinin birden, birbirlerine duydukları hayranlığın “aşk” olarak
pazarlanmasını, yani… Pek müşterisi değilim! Şükürler olsun ki Shopaholic Louis,
bu klişenin üzerinde tepinmeden, yumuşak dokunuşlarla bu hikâyeyi tamamlıyor.
"Alışveriş kolik ama tüketmeden." Louis bu! "İçindeki iyi niyeti kaybeden, çalışarak" Bok Sil de bu!
Louis ve Ko Bok
Sil karakterlerinin yaratılma şeklini beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Genel olarak pozitif akan dizinin temelini hem Louis’nin hem de Bok Sil’in iyi
niyeti besliyor.
Dünya her geçen gün daha kötü bir yer olurken Louis'ın ve Bok Sil’in
mayası çok iyi olması, hayatlarına dair aradıkları tüm cevapları iyi niyerlerini kılavuz edinerek yapmaları ruhuma çok iyi geldi. Tüketirken farkına varamadığımız her şeyin gücüne inat yaşasın iyi niyet!
Seo In Guk içim
rüyalarımın oyuncusu diyemeyeceğim ancak çok sempatik. Sanırım Louis için daha
iyi bir “cast” olamazdı. Aynısını Nam Ji Hyun için de söyleyebilirim. Çünkü sempati
her zaman çalışır. Bununla birlikte zorlama olduğunu düşündüğüm hiçbir karakter
de yok. Kalabalık da çok dozunda. Merkezden çok uzaklaşmadan sadece ilgili
kişilerin toplandığı diziler, tabii ki ilk tercihimiz.
*
Özetle; Shopaholic
Louis, 2016 yapımı, tatlı mı tatlı bir Kore yapımı. Bazen ne izlesem de neşem
yerine gelse, yılların yorgunluğunu ya da günün stresini atsam diye
düşündüğünüzü zamanınızın boşa gitmeyeceğini düşündüğüm bir eser. Tatlı leblebi
gibi. ^^
*
Lafı
çok uzatmadan Shopaholic
Louisdizini
izleyecek herkese iyi seyirler diliyor ve dizinin de en hoşuma giden parçalarından
birini aşağıya bırakıyorum.