Merhaba güzel insanlar, bu hafta
bölümü biraz geç izlemiş olmamdan dolayı bölüm yorumu yazamadım. Ben de bunun
yerine dizideki çift karmaşasının temelinde yatan sorunlardan konuşalım
istedim. Gelin sizinle Ateş-Yasemin-Ayşen-Demir karakterleri üzerinden “sevgi”
kavramını biraz sorgulayalım.
Öncelikle diziye tam hâkim olmayanlar
için karakterleri ve bize sunulan çiftleri kısaca bir özet geçmek istiyorum.
Şöyle ki dizide hikâye, bir çatı katını tutabilmek için yeni evli çift taklidi
yapan Ateş (Furkan Andıç) ve Yasemin (Nilay Deniz) karakterleri üzerinden
açılıyor. Başlangıçta klasik tarz üzere bu ikiliyi esas çift olarak
izleyeceğimizi düşünürken sonrasında bakıyoruz ki hikâye ansambl* bir şekilde
kurgulanmış ve ev sahibinin çocukları Demir (Yiğit Kirazcı) ile Ayşen (Ezgi
Şenler) de hikâyeye dâhil edilerek iki çift oluşturulmuş. Aslında ilk bölümün
başlarında iki taraftan da ışık yakılmıştı ama biz inanmak istemedik sanırım. ^^
Kaderde ortak olmak varmış...
Aslında düşünce güzel. Genel sahte
evlilik klişesini bir âşk hikâyesi değil de ortaklık üzerine işlemek ve
hikâyeyi iki çift üzerinden götürmek uzun vadeli düşünüldüğünde daha çok
potansiyele sahip olduğu için daha iyi gibi görünüyor. E oyunculara ve yazılan
çiftlere bakıyoruz, görüntü açısından gayet uyumlular. Peki, o zaman sıkıntı
nerede çıktı? Yani tam sıkıntı demeyelim de, izleyici neden ilk bakışta
çiftleri benimsemekte zorlandı desek daha doğru. Bakıldığında ilk başta
Ateş-Yasemin isteyenlerin bile sonrasında Yasemin ve Demir’i benimsemekte çok
zorlanmadığını görüyoruz. O tarafta çok sıkıntı çıkmadı. Peki, Ateş ve Ayşen
tarafına uyum sağlamakta neden bu kadar zorlandık? Maksadımız yazı yerine
ulaşırsa eğer hikâyeye naçizane bir katkımız bulunsun, hikâyede yaratılan bu
güzel atmosfer reytinglere kurban gitmesin. Burada anlaştığımıza göre gelin iki
çifti sevgi kavramı üzerinden bir karşılaştıralım. Sonrasında farkın ne
olduğuna beraber karar verelim.
Müsaadenizle önce Demir karakterine
girelim. Yiğit Kirazcı benim çok sevdiğim bir oyuncu. Demir karakterine çok
yakışmış, hele de Yasemin’le birlikte izlemeye bayılıyorum. Biz Demir’i başta “bayan!”
hitabıyla tanıdık. Yasemin’in deyimiyle biraz “hırbo” bir karakterdi kendisi. Aslında ilk
seslenişinde niyeti iyi olduğu için ben çok rahatsız olmamıştım ama devamlı
tekrarlayınca bayan kadar kafana taş düşsün demekten kendimi alamadım. ^^ Demir
şimdiye kadar izlediğimiz üzere dışarıdan mahalle delikanlısı imajı çizen ama
kalbi yumuşacık olan bir karakter. Dışarıya sert, sevdiklerine prens. Hem Ayşen’e karşı olan tutumunda hem de yine
üzerinde duracağım Yasemin’e karşı olan kıyamama durumunda bunu net biçimde
görüyoruz.

Üç yıldır yazılarımda belki zibilyon
kere tekrarladığım üzere benim için sevmek kıyamamaktır. Öyle fırtınalı,
intikamlı, acılı âşklara inanmam. Karakter olarak da gerçekten sevdiğiniz
birinin kötülüğünü isteyebilme olayını aklı almayan biriyim. Hatta ileri
götürerek böylelerinin sevgiyi bir “alışveriş” olarak gördüklerinden şüphe
ediyorum. Karşı taraftan beklenen reaksiyonu almadığınızda ya da o reaksiyonu
alsanız da karşınızdaki insanı hâyâlinizdeki forma getiremeyince sevgiye lanet
etmek, bir nevi onu cezalandırma isteğiyle dolmak farklı bir duyguya ait gibi
geliyor bana. Her daim “O”nun iyiliğini isteme olayından daha bencil bir yere
evrilmiş sanki. Modern çağ sevgileri mi oluyor bu? Al gülüm ver gülüm hesabı mı
yapıyoruz ya da %100 eşleşemeyeceksek vaktimi çalma mı diyoruz? Sanırım ben en
azından bu konuda pek modern çağ insanı değilim. ^^
En başından beri bu sırrı “nereden
bildiğini açıklayamayacağı için” saklayan ve ilk uygun fırsatı bulduğunda en
uygunsuz yerde koşa koşa açıklamaya giden Ayşen yerine karşı taraftan en
başından beri hiçbir olumlu ışık almamasına rağmen içindeki filize kıyamayan,
kendine itiraf edemese de Yasemin’in hayatından gitmesini istemeyen Demir’in
sevgisi daha gerçek geliyor bana. Yani en azından benim sevgi anlayışıma daha
uygun diyelim. Ateş Ayşen’e birçok özel şeyini anlattı, ona ilgi ve yakınlık
gösterdi, her şeyinde yardım etti, bu evlilik oyununu neden yaptıklarını
açıkladı ki Yasemin’den izin almadan ortak sırlarını açıklaması doğru değildi,
buna rağmen bir şansları olsun diye ona güvenerek bunca şeyi anlattı. Ama
Yasemin Demir’e en baştan beri sert davrandı, onunla inatlaştı, mantıcıdaki
hâkimiyetine ortak oldu. Yani tüm bunlara baktığımızda üzerindeki onca baskıya
rağmen Demir binbir çabayla bu sırrı saklıyor, onları korumak için karakterine
ters bir şekilde yalan söylüyorken Ayşen’in bu tavırlarının takdirini siz
sevgili okurlara bırakıyorum.

Şimdi bana her insanın mizacı
farklıdır, Ayşe de şöyle genç şöyle tecrübesiz diyenler illa ki olacaktır. Ama
ben en fevri insanın bile sevdiği kişi söz konusu olduğunda duracağı bir nokta
olması gerektiğini düşünüyorum. Yani bana sinirlendiği bir zaman gözü dönüp de
beni bozuk para gibi harcayacak bir insan bi’ zahmet “Seni seviyorum.” diye
çıkmasın karşıma; hoş bir karşılık almaz çünkü, tavsiye etmem. ^^ Ayşen’in Ateş’e
ve onun sevgisine karşı bir güven problemi olduğu aşikâr. Ki birden bire dev
boyutlara ulaşan sevgi böceği hâli bana da ilginç geliyor, yani bu konuda pek
de haksız sayılmaz. Ama başlarda sadece alışık olduğu ilgiyi görememekten
doğduğunu düşündüğümüz bu düşkünlüğün sonrasında yediği tüm tokatlara, onca
lafa ve hakarete, özellikle de geçtiğimiz bölümün son sahnesindeki ihanete
rağmen aynen devam etmesi şahsen benim sınavımdan geçmesini sağladı. Öyle ya da
böyle bir şekilde Ayşen’e bağlanmış olduğu ve benzer bir durum olsa Ayşen’i ele
vermeyeceği açık. Ama işte Ayşen tarafında aynı şeyi hissedemiyoruz.
Açıkçası Ayşen karakterinin böyle
olması da bana çok ilginç geliyor. Öz ya da değil sonuç olarak sevgi dolu bir
ailede büyümüş, annesi ve babasının arasındaki aşka şahit. Yani aşktan sevgiden
bihaber biri değil. Bebekten terk edilmiş olması böyle sevgi dolu bir ortamda
yetişmiş birisi için insanlara güven problemi yaratacak kadar etkili olmamalı.
Ha yalana dolana laf edecek olursa kendisinin söylediklerini hatırlatmak
lazım. ^^ O yüzden Ayşen kızımızın sevgi adına daha beş fırın ekmek yemesini, hatta
mümkünse de bu konuda abisini örnek almasını tavsiye ediyoruz. Biraz büyümesi
lazım. Burada onu büyütmesi gereken kişi Ateş oluyor ama ondan da pek olgun
hareketler görmediğimiz için mecbur iş başa düştü kendi kendine büyümenin,
yaptıklarından ders almanın yolunu kendi bulacak. Bunun için de sanırım bir
şeyleri kaybetmesi lazım. Empati kurmayı öğrenmesi lazım. Eee lazım da lazım,
kolay değil o adına sevmek dedikleri şey. ♥

Evlilik yalanının
Demir tarafında da bu kadar çabuk ortaya çıkması açıkçası bölümü ilk izlerken
hiç hoşuma gitmemişti, kızıp kapattığım da doğrudur evet. İlk ânda çok erken
gibi gelmişti bana. Ama sonradan bölümün geri kalanını izleyip üzerine biraz
düşününce Demir gibi bir karakterin evli olduğunu düşündüğü bir kadına olan
ilgisini bastıramaması uygun olmazdı. Ki şu ân sevgili oldukları ihtimali bile
onu biraz geride tutmaya yetiyor. Ama Ateş’in hafif dürtmesiyle ona karşı
radarları açılan Yasemin’in verdiği ufak tefek açıklar kısa zamanda gerçeği
anlamasında ona yardımcı olacaktır. Bu kadar erken açığa çıkmamasını isteme
sebebim onun Yasemin’i Ateş’ten kıskandığı sahneleri biraz daha izleyebilmekti
ama sevgili olduklarını sanmaya devam ettiği süre bu tarz sahnelere doymak için
yeterli gelir sanıyorum.
Yasemin benim dizide
en sevdiğim karakter. Nilay Deniz’in enerjisini çok seviyor olmamın da bunda
etkisi vardır muhakkak ama bununla sınırlı değil. Yasemin benim gözümde
dizideki güçlü kadın figürü. Duruşu, kendine olan güveni, zekâsının yanında
insaniyetini de kaybetmemiş hâli gerçekten onu zevkle izlenir bir karakter
yapıyor. Mesleği ve hâyâlleri uğruna verdiği mücadele ve hiçbir koşulda kendini
ezdirmemesi takdiri hak ediyor. Bu yüzden onu dizide nereye koysak güzel
duruyordu, Demir’le de çok güzel bir uyum yakaladılar. Birbirlerine iyi
gelecekler ve hatta daha şimdiden gelmeye başladılar bile. Demir Yasemin’leyken
daha iyi bir adam oluyor, yumuşuyor, daha çok gülümsüyor. Yasemin de şimdiye
kadar dersleriyle boğuşmaktan aşkı tanımaya fırsat bulamamış gibi, baksanıza
Demir’in şapşal aşık hâllerini bile Ateş olmasa fark etmiyordu. O da Demir
sayesinde üzerindeki endişe hâlinden kurtulacak, rahatlayacak gibi geliyor.
Hele de onun gerçekleri bildiğini öğrendikten sonra… Yasemin de Ateş’e pek
güvenemiyor (Bu çocuğum da kime ne yaptıysa kimse ona güvenmiyor) ama Demir’e
güvenecek bence. Demir onun Ateş’le birlikte olduğunu düşündüğü zaman bile onu
korudu. Yine koruyacaktır. Aslında buna korumak demek de pek doğru gelmiyor ama
yanında olmak diyebiliriz.

Yine başka yazıya kaldık iyi mi? Neyse biz beklemeye alışığız zaten...
Tabii ki kadınların
bir erkeğin onları korumasına ihtiyaçları yok. Ama her insanın içten içe onu
sakınan birisine ihtiyacı vardır bence; yorulup biraz nefes almak istediğinde onu
sarıp sarmalayabilecek, her ân her şartta onun yanında olacağından destek
çıkacağından emin olacağı birisine. Eğer şu ân sizin hayatınızda böyle biri
yoksa siz birisi için böyle biri olmayı deneyin. Birinin “kimse”si olun. Kötü
gününde aklına gelecek ilk kişi olmaya çalışın. Bazen almak için önce vermek
gerekir.
Neyse, malum huyumdur
çok çabuk konudan dağılırım. Toparlayalım. Çok uzun lafın az uzun hâli bir
aşktan bir sevgiden bahsedebilmemiz için orada içimizi ısıtan, karşılıklı güven
veren bir şey olması lazım. Ve unutulmamalı ki temelsiz sevgi yoktur. Bilinçli
ya da bilinçsiz bir nedeni vardır her sevginin. Bu neden, bir çıkar olarak
düşünülmemeli. Onu sevmek size iyi geliyordur, seversiniz. Bazen sadece “o” başlı
başına size iyi geliyordur, seversiniz. Onunlayken daha iyi bir insan
oluyorsunuzdur, yine seversiniz. Sevgi dediğimiz şey bir “iyilik” hâlidir. Ekranlarda
güzel, temiz sevgi niteliğiyle işlediğimiz çiftleri de bu ilkeye uygun
yazabilirsek eğer hem yeni neslin sevgi anlayışında bir hasarın önüne geçeriz
hem de daha inandırıcı ve daha kolay izlenen bir hikâye koyarız ortaya.
Sevgiyle, ümitle ve
inşallah sağlıkla…
Periniz
*Ansambl: Fransızcada müzikte topluluk anlamına gelen kelime aynı zamanda dizi, film, tiyatro gibi yapımlarda kadrodaki başlıca oyuncuların eşit önemde olması anlamını taşır. Kısaca çoklu başrol diyebiliriz . ^^