Günler günleri hızla kovaladı ve MasterChef Türkiye’de final
haftasına geldik. Bir yandan da ikinci sezon için seçmeler başladı bile.
Açıkçası ilk bölümlerinde MasterChef’i pek sevmemiştim, yabancı format bizim
kavgalı reality show hallerimizle birleşince biraz havada kalmıştı ama bölümler
ilerledikçe yerli içerik ağır basmaya başladı, şefler daha kendileri gibi
oldular ve bildiğimiz Survivor usulü kavgalı bir reality show halini aldı.
Böyle formatları sevmiyorsanız pek kafanız kaldırmayabilir ama ben severim, o
yüzden MasterChef’e de alıştım. Bir de haftalar geçip kadroyu iyice tanıdıkça
daha güzel oluyor bu yarışmalar, yine öyle oldu.
Yarışmadan yarı finalde elenen ismin Hakan olmasıyla final
dörtlüsü Kerem, Uğur, Meltem ve Burcu oldu. Hakan daha 19 yaşında, tam da
yaşının gerektirdiği gibi deli dolu bir çocuk. Mutfak işlerinden çok anlayan
birisi değilim ama 19 yaşındaki kendi halimle kıyaslamam gerekirse elinin bu
işlere epey yatkın olduğunu söyleyebilirim ama bu pek manalı bir kriter olmaz
tabii. Kendisine mutfak maceralarında bol başarılar diliyorum.
Gelelim final dörtlümüze. Aralarında en sevdiğim Burcu. Hem
sakinliği, hem konuşmaları hoşuma gidiyor, mutfak konusunda yine Burcu için de
çok fazla yorum yapmam mümkün değil, bana göre hepsi başarılı zaten ama
şeflerle arasındaki iletişim de genelde iyi Burcu’nun, pek öyle parlayan,
bağırıp çağıran bir kız değil. Burcu cepte. Meltem’i de seviyorum aslında ama
sanki mutfak stresi içinde diğer üç finalist kadar şansı yok gibime geliyor.
Uğur’la Kerem’e gelecek olursak; Uğur’un hırslarını göstermeme konusu üzerinde
biraz çalışması lazım gibi. O da daha çok genç ve kendini bu kadar belli
etmemeyi öğrenmezse ekip çalışmalarında problem yaşaması kaçınılmaz. Sinsice
gizlesin içinden geçenleri demiyorum ama bir nebze rahat görünmesi şart. Kerem
ise çok güvenli görünüyor ama çabuk hislenen birisi aslında, onun da biraz
güçlenmesi iyi olur. Yemek konusunda ikisi de bazen çok iyi bazen de çok kötü
olabiliyor ama yarışma ortamı dışında net iyi yemek yaptıklarına eminim, bu işe
kafa yoran ve elleri de yatkın insanlar.
Bir de jüriden bahsetmek isterim. Kendi aralarında
tutturdukları denge çok başarılıydı, gördüğüm en iyi anlaşan jürilerden
oldular. İkinci sezon da aynı şekilde devam ettiklerini görmek isterim. Hazer
Amani’nin bazen dayanamayıp arkada Somer Sivrioğlu ile inceden gülmesi, Mehmet
Yalçınkaya’nın bazen yarışmayı filan bir tarafa bırakıp gerçekten
sinirlendiğini hissetmemiz ve sinirlendiğinde evladına laf anlatmaya çalışan
asabi ebeveyn gibi olması hep hoşuma giden kısımlardan oldu. Bu hallerini
bozmasınlar yeter ikinci sezon için de.
Gönül ister ki finale de Gordon Ramsay gelsin, eğlenelim
coşalım ama sezonu biz bize tamamlayacağız sanırım. Bakalım ne pişirecekler
MasterChef olmak için? Sonra belki biz de evde deneriz (denemedi). İyi seyirler
dilerim.