İstanbullu Gelin: İtirazım var!

Şu anda ikinize de sinir oluyorum
Üzgünüm ama bu şekilde benim Süreyya’ya, onun gücüne olan inancımı da öldürüyorlar. Bu işlenişle; bölümün başında Gözde’ye ve Faruk’a gösterdiği büyük tepkinin altının da boşalmış olması bir yana, İpek’in durumundaki gibi bir aldatma kendi başına gelseydi hiç sorgusuz sualsiz Faruk'u terk edeceğine dair cümleleri de havada kalıyor benim gözümde. Yapamaz ki Süreyya öyle bir şey, belki kızgınlığı bir gün değil, bir hafta veya bir ay sürer ama Faruk’tan ayrılamaz! Ben bunun mesajını, onaylamasını alıyorum bu şekilde.

Zaten Faruk’un her falsosunda, bir şekilde onun sürprizleri, tatlı şebeklikleri vs ile konunun üstünün kapatılmasına izin veren Süreyya’nın bu tavırlarını önemsememeye çalışıyordum ama bu son olay karşısındaki çözülmesi de bu kadar çabuk olmamalıydı bence. Her şeyden önce olayın bir de psikolojik boyutu olmalıydı. Her hastalığın iyileşme süreci olduğu gibi, Süreyya’nın kırgınlığının da iyileşmesi biraz zaman almalıydı. Süreyya’nın, böyle bir durumda boşanmayı tercih etmeyip aynı evde yaşamaya devam ettiği kocasına her dakika laf sokan, dırdırıyla hayatı kocasına zindan ederek içini soğutmaya çalışan kadınlardan olmasını elbette beklemiyorum ama kırgınlığının da zamanla, adım adım tedavi edilmesi gerekiyordu. Mesela başka bir kadına her ne sebeple olursa olsun dokunmuş ellerin, hemencecik kendisine sarılmasına müsaade etmemeliydi. Veya aynı yatakta ama biraz daha çekinik bir şekilde yatmalılardı. Bir de düğün günü görüntülü aramayı reddettikten sonra Faruk’a daha cezasının bitmediğini söylemez mi? Hangi ceza yahu! Hiç başlamamıştı ki zaten o ceza!

Gelelim işin senaryo boyutuna, bu “tek gecelik ilişki” mevzusunu neden izlediğimize... Senaryo işlenişinde böyle bir şeye niye ihtiyaç duyuldu, sebebi neydi inanın ben de çözemedim. Reyting deseniz yerinde, konu deseniz karakter bolluğunun olduğu bir dizi olduğu için sürüsüne bereket. Madem üstüne gidilmeyecekti, madem derinleştirilmeyecekti bu mevzu, o zaman neden yazıldı? Süreyya yokken Faruk’un başka bir kadınla birlikte olması, Süreyya’nın bunu öğrenmesi ve buna rağmen devam etmeleri ne kattı bu çifte? Bir dizide bir olayın 20 bölüm sündürülmesinden de hiç hoşlanmam ama Faruk ve Süreyya’nın yaşadığı da, en azından 2-3 bölüm işlenecek, etkileri ara ara hissedilecek bir durum değil mi? Madem yazıldı böyle bir şey, madem Faruk’un kabahatleri hanesine bir çentik daha atıldı, o zaman birkaç bölüm işlense, bu konu enine boyuna irdelense daha iyi olmaz mıydı?


Sizin de ne pis geyiğiniz varmış arkadaş! Hep testosteron koktu buralar -.-

Bir diğer gıcık olduğum konu da Osman düğün hazırlığı yaparken; aşkına sahip çıkmayı bilmeyen Fikret’in, Sanem’in “bebişi” Akif’in, Süreyya’ya her istediğini bir şekilde kabul ettiren Faruk’un “Ooo evleniyorsun, özgürlük elden gidiyor. Yuları hanımın eline vereceksin.” geyiği yapmalarıydı. “Evde son sözü ben söylerim, o da peki karıcım olur.” esprisi çok bayatladı be. Madem öyle kişiliğinizi, fikirlerinizi adam gibi savunun beyler! Çok klasik, çok bilindik errrkek muhabbetidir bu elbette ama ben bu geyiklere toptan gıcık olduğum için battı bana. Ayıla bayıla peşinden koştukları kişilerle evlendikten sonra, diğer bekar arkadaşlarına evliliği kötüleyen, karısının yanında el pençe divan durup üç erkek bir araya gelince hemen onlardan yakınan, evliyken dünyanın en ızdıraplı en zor hayatını yaşıyormuş gibi davranıp iki gün karısı evden gitse eli ayağına dolaşarak kapısında yatacak olan erkeklerin, evliliği öcü gibi gösterme hallerinden usandım. Evlenmeseydiniz o zaman! Veya hâlâ geç değil, basit bir çözümü var; boşanın! Bir de yular filan ne demek? Baştan kendinizi at yerine koyup yönlendirilmeye, gem vurulmaya ihtiyaç duyuyorsanız zaten bir şeyleri çok yanlış anlamışsınız demektir.

Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim; Süreyya’nın, Osman’ın düğünündeki kıyafeti ve takıları çok fenaydı, gözlerim kanadı. Tasarım ve de pahalı olduklarını biliyorum ama bu fikrimi değiştirmiyor. Yine de Osman ile Burcu’nun evlenememiş olmasından duyduğum sevinçle bunu tolere etmeye çalışacağım. Önceki güzel bölümlerin hatırına, sinir ola ola izlediğim bu bölümü de tolere etmek hatta komple yok saymak istiyorum.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER