Analiz: Gündüz Kuşağı'nda neler oluyor?

TV8 Acun Ilıcalı’nın kanalı satın aldığından beri gündüz kuşağına seyirci çekmeyi başaramamıştı. Seyirci alışkanlıklarının çok önemli olduğu bu yayın diliminde kimse, programların iyi-kötü olmasının haricinde, kumandasında bu kanala yer vermiyordu. Bu durum, kanalın çok doğru bir atakla herkesten önce OPT akışına start vermesiyle en sonunda değişti. Lütfiye Pekcan’ın sunduğu Yaşamdan Hikayeler ve Serap Paköz’ün sunduğu Gerçeğin Peşinde benzer hikayelerden beslense de kanalı sırtlamak için doğru projelerdi ve yeni trend seyirciyi sıkmadan, henüz ortada rakipleri yokken girip alışkanlık yaratmayı başardılar. Yaşamdan Hikayeler bu performansını sürdürmekte zorlanırken Gerçeğin Peşinde yakaladığı büyük başarıyı devam ettiremese de kanalı mutlu edecek sonuçlar almaya devam ediyor. Seda Akgül ve Hakan Ural’la iyi bir ikili yakalayan sabah saatlerinde de hiç olmazsa yeni bir içerik sunarak seyircinin yavaştan kanala gelmesini sağlıyor.

Fakat TV8’in en büyük başarısı elbette ki yükelişi durdurulamayan Yemekteyiz oldu. Türk seyircinin zaman zaman sıkılsa da asla vazgeçemediği birkaç format var. Kim Milyoner Olmak İster ve Çarkıfelek gibi Yemekteyiz de onlardan biri. Çok doğru bir hamleyle, programa Onur Büyüktopçu gibi kendine yeni yeni kitle edinen ve “marka”sını iyi değerlendiren biriyle anlaşarak başarı ihtimalini daha da arttıran kanal, çok doğru yarışmacı seçimleriyle de görüldüğü üzere yerini epey sağlamlaştırdı. Öyle böyle bir başarıdan bahsetmiyoruz üstelik, 3,76 reyting ile ilk 100’de dokuzuncu olabilmiş bir iş var elimizde. Üstelik ne kan donduran cinayetlerden, ne de sefil magazin haberlerinden besleniyor. Şapka çıkartmak lazım.

Son olarak; Gündüz Kuşağı'nın şu anda eksik olan tek büyük yüzü Zuhal Topal. Evlilik programı dışında başka bir formatta seyirci onu kabul eder mi? Bilinmez. Daha önce etmedi. Sanırım bu risk yapımcıları Topal’ı renklerine bağlamaktan vazgeçiriyor. Ama elbette iddialı bir projeyle yakında karşımıza çıkacaktır. Daha sezonun bitmesine en azından beş ay varken yayın akışlarının bugünkü gibi kalmasını da beklemek yersiz. Artık yeni bir moda, boşanma ya da suç programı denemek ne kadar mantıklı olur bilinmez ama Türkiye’deki seyirci profili göz önünde bulundurulduğunda denenecek başka janralar kaldığını da söylemek güç. Kısacası kanallar çıkmaz bir sokakta. Takipte olacağız.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER