8- Sevdiklerine Sadakat ve Bağlılık
Eylül terk edilmiş bir kız çocuğu. Annesi, babası o ya da bu şekilde onu bırakmayı seçmişler. Tüm terk edilmişliklerine rağmen sevdiklerine çok bağlı ve sadık Eylül. Bunu en başta 18 yaşında kalbine giren, unutmadığı, eski öğretmeni, günümüzde meslektaşı Ali Asaf’a duyduğu aşktan görebiliriz. Yıllar önce ayrıldıklarında hiçbir şey yaşamadığı, yaşayamayacağı bir adamdı Ali Asaf. Marmaris’te dedikodular almış başını gitmiş, Eylül’ün geleceğini kurtarabilmesi için tek yol olan okulda ikisinin arasındaki bağ yasak ve ahlaksızca olarak etiketlenmişti. Eylül belki de Ali Asaf ile aralarında hem olan hem olmayan şeyi ilk kez suçlandıklarında fark etti. Ali Asaf ile birlikte olmalarına imkan yoktu, yolları ayrıldı ama Eylül daha adını bile koymadığı o duygunun sahibini unutmadı. Başka kimseyi sevmedi. Eylül Erdem’in yaralı, yalnız, meydan okuyan ruhunda büyük bir aşk ve sadakat de yattığını gördük.
Sadece Ali Asaf’a duyduğu sevgi değil, arkadaşları için de sadık bir arkadaş Eylül. Lisede tanıdığı biricik arkadaşı Esma’yı hiç bırakmadığını, zor zamanlarında yanında olmuş arkadaşı Mehmet’i bir kardeş, bir sırdaş gibi sahiplendiğini, ona abilik etmiş Selim’in de onun için ne kadar özel olduğunu gördük. Babasının ondan esirgediği sevgiyle büyümüş üvey kardeşi İpek hayatına girdiğinde, Eylül ilk önce dirense de onu da büyük bir sevgiyle hayatına aldı. Kısacası Eylül Erdem en yakınlarından ne kadar zarar görmüş olursa olsun, hayatındaki özel insanlara değer vermeyi ve onlara sadık ve bağlı olmayı karakterindeki erdemlerin arasına katmış biri.