Mutfakta biri mi var?

Aşk- ı Memnu
Ece Yörenç, Melek Gençoğlu
Ay Yapım | Kanal D

En ısınamadığım mutfak Aşk- ı Memnu’nun mutfağıdır. Sonradan gelen Bihter (Beren Saat) ile “yuva” olmaya çalışan bir evin içinde, kendilerine yer bulmaya çalışan şaşkın ve çaresiz bireylerden oluşmuştu sanki. Yerini yadırgayan Cemile (Pelin Ermiş ) saplantıyla Nihal’e (Hazal Kaya ) aşık Beşir (Baran Akbulut ), mutfağa sonradan iliştirilmiş Katia (Ufuk Kaplan), vefakar, cefakar ve elbetteki itaatkar Süleyman Efendi (Rana Cabbar ) ve Şayeste (Fatma Karanfil ). Ah, tabi bir de saf ve aşık aşık yalıda odadan mutfağa doğru süzülen Matmazel ( Zerrin Tekindor)

Her şey evin hanımında bitiyor işte! Bir türlü eve ait olamayan bir ev sahibesinin mutfakla ilişkileri de çok ileriye gidemiyor tabi. Aşk-ı Memnu mutfağında da aşk vardı. Elbette ki karşılıksız. Beşir Nihal’e, Cemile’e de Beşir’e aşıktı. Çok ciddiye alınmayan Beşir-Nihal aşkı, bir çok insanın geleceğini belirledi ve hatta hayatına mal oldu. Bihter belki birazcık o mutfağa inseydi kaderi değişebilirdi kim bilir? Her hizmette oflayıp poflayan, her lafa gözlerini devirerek cevap veren, mutsuz, dedikodu yapan bir mutfak çalışanı için gözümüzü ev sahiplerine çevirmemiz yeterli.

Aslına bakarsanız bu holdingli, konaklı, evde çalışanlı diziler bizi çok değiştirdi. Mesai paramızı vermediler diye kızdığımız patronlarımız için üzülmeyi bu dizilerde öğrendik. “Büyük başın derdi büyük olur” diyerek karşılıklı kafalarımızı sallayıp, çekirdek çitlemeye başladık. Halimize şükredip yolumuza devam ettik. Geçmiş olsun.

Dizilerde mutfağı evin ve aile bireylerinin bir parçası olmaktan çıkaran, uğramaya tenezzül edilmeyen, ötelenmiş bir yer yapan nedenleri tespit edecek sosyolojik bilgim yok. Fakat farkettim ki, mutfağı hikayenin merkezine koyan, bize derdini anlatırken bu noktaya odaklanan diziler varmış. Hem de sağlam hikayeleriyle gönlümüze ve hafızamıza yer eden dizilermiş bunlar. Herkesin eline sağlık.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER