Hollywood'la aşık attığımız bir alan: Testosteron dayanışması

Hollywood'la aşık attığımız bir alan: Testosteron dayanışması
Biz günlerdir Seren Serengil’in Gülben denince havlayan köpeği Tiny sayesinde müdahil olduğumuz 20 yıllık magazin hesaplaşmasını konuşurken, ABD ünlü yapımcı Harvey Weinstein’in taciz skandalıyla çalkalanıyor. Konuyla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
 
Neredeyse bütün ödül törenlerinde kaybeden adayların, kazananı “Büyük bir olgunlukla tebrik ediyorum ve gülümsememden de anlayacağınız gibi kesinlikle bozulmadım” ifadesiyle alkışladıkları sahneden hemen sonra görünen kalantor abiyi hatırlarsınız. İşte 2 yapım şirketiyle toplam 81 Oscar ödülüne adını yazdırmış bu abi Hollywood’un en büyük tacizcisi unvanını da hakkıyla almış meğerse... Son bir haftadır her gün yeni mağdur isimleri ekleyerek büyüyen skandaldan öğrendik ki, Weinstein’ın Hollywood’da tacize yeltenmediği kadın oyuncu, asistan, stajyer kalmamış.
 
İşin ilginç yanı, biz fanileri okudukça dumura uğratan bu skandal, Hollywood çevresinde herkesi şoka uğratan bir sırdan çok, ortaya çıkmaması için uğraşılmış bir testosteron dayanışmasıymış.
 
Angelina Jolie’nin “Harvey beni taciz edince çevremdekileri uyardım ve bir daha onunla çalışmadım” açıklaması başta olmak üzere mağdur kadınların çoğu bunun tüm sektörce bilinen, ama açıkça konuşulmayan bir konu olduğunu ifade edince gördük ki, kırık kol artık yen içinde daha fazla tutulamamış.
 
Şüpheye yer bırakmayan başka iddialar da var. New York'ta bir savcının iki yıl önce gizli mikrofonla Harvey Weinstein'la buluşan genç bir kadının aldığı ses kaydını "yetersiz delil" olarak değerlendirerek takipsizlik kararı verdiği ve bu savcının kampanyası sırasında Weinstein'in şirketleriyle bağlantılı kaynaklardan yüklü bağışlar aldığının ortaya çıktığı söyleniyor. The New York Times’ta 2004 yılında Weinstein’ın taciz skandalları hakkındaki bir yazının yayının Russell Crowe ve Matt Damon’ın araya girmesiyle engellendiği, Rose McGowan’ın uğradığı tecavüzü Ben Affleck’e anlattığını ve ünlü aktörün bunu bilmesine rağmen sustuğu, önceki yıllarda şikayetçi olmak isteyen mağdurlarla birtakım gizlilik anlaşmaları yapılarak olayların üstünün örtüldüğü haberleri üst üste patladı. Gwyneth Paltrow’un ifadelerine göre, Paltrow maruz kaldığı tacizi o dönemki sevgilisi Brad Pitt’e anlatmış, bunun üzerine Pitt ünlü yapımcıyı bir partide yumruklamış, fakat daha sonra tacizci yapımcıyla iki film çekmekte bir sakınca görmemiş. Üstelik bu filmleri çektiği sırada hayat arkadaşı olan Angelina Jolie’nin de aynı adamın tacizine uğradığını yakın çevresine açıklamış olmasına rağmen...
 
Bütün bu bilgiler ışığında görüyoruz ki bu hikâyedeki başarılı adamın arkasında başarılı bir kadın değil, yüzlerce mağdur kadın ve taciz/tecavüz örtmeye hevesli kariyerist Hollywood riyakârları var.
 
Skandalın su yüzüne çıkması önlenemeyecek raddeye gelince, tacizci yapımcının yıllardır domine ettiği Hollywood, ona bir bir arkasını dönmeye başladı. Kendi kurduğu şirketlerden kovuldu, eşi terk etti, eski dostları “Ah vah, biz hiç bilmiyorduk” açıklamalarıyla kendi repütasyonlarını bir ölçüde korumaya çalıştı.
 
Olayın mağduru kadınların bu zamana kadarki sessizliğini sorgulamanın çok da haddimiz olmadığını düşünüyorum. Ama genel açıklama, tacize uğradıkları dönemde genelde kariyerlerinin başında olan bu kadınların, Weintesin tarafından kariyerlerini bitirmekle tehdit edildiği yönünde. Bütün bu kirli çarkı bilip de susan ve aziz dostlarının bitmek bilmeyen tacizlerine gözlerini kapatıp, Hollywood libertenliğini Trump’ın şovenliğinden dem vurarak koruyan dev bir kitleye bakınca mağdurlardan birine “Neden sustun?” demenin anlamı da kalmıyor zaten.
 
Harvey Weinstein’ın skandalları kadar ayyuka çıkmamış olsa da, taciz, mobbing ve fiziksel şiddet faili erkeklerin sektörel bir dayanışma ile korunup kollanması bizim hiç de yabancısı olduğumuz bir durum değil. Bizdeki gelişimi ise ortaya çıkmaması için uğraşılmasından ziyade, ortaya çıkışını umursamamak ve ortaya çıktıktan sonra da bir bedel ödetmek gerekiyorsa faturayı mağdur kadına kesmek şeklinde tezahür ediyor. Şimdiye kadar sinema ve televizyon dünyasında duyduğumuz taciz, mobbing, psikolojik ve fiziksel şiddet vukuatlarını ve sonrasında yaşananları şöyle bir hatırlayalım mı?

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER