Hollywood'la aşık attığımız bir alan: Testosteron dayanışması

1) Nurgül Yeşilçay - Erkan Petekkaya
 
Yeşilçay’ın Paramparça dizisinden ayrılmasından sonra Petekkaya’nın “Gerçekler o kadar kötü ki, konuşursam yer yerinden oynar” sözleriyle başladı kriz. Neydi bu yeri yerinden oynatacak gerçekler derken, Yeşilçay’ın Ayşe Arman röportajıyla setteki mobbing ve psikolojik şiddetin boyutlarına vâkıf olduk. Röportaja göre Yeşilçay, setin ilk gününden beri dozu artan bir mobbing’e maruz kalmış. Olayın patladığı gün de, senaryo gereği iki sevgilinin öpüşmesi gerektiği söylenince, Petekkaya “Amma meraklıymışsın öpüşmeye! Sen zaten alışıksın böyle şeylere, iyi bilirsin” ve “Ben bunu çöpten çıkardım” şeklinde sözler sarf etmiş ve Yeşilçay’ın diziyi bırakmasına sebebiyet veren gerginliğin fitilini ateşlemişti. Bu noktada krizi çözmesi gereken yapım şirketi, Yeşilçay’ı partnerinden özür dilemeye zorlamış, hatta Yeşilçay’ı “Sette olanları konuşursan, magazinci arkadaşlarımız var. Senin için iyi olmaz.” gibi üstü çok da kapalı olmayan tehditlerle sindirmeye çalışmıştı. Daha sonra kriz daha da büyüdü ve Petekkaya “O Beyonce mi, neresini taciz edeyim?” diye taciz kriterlerini açıklayarak olaya bambaşka bir boyut kattı. Sonrasında Erkan Petekkaya, Yeşilçay’ın “Sen erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın.” ifadesi başta olmak üzere vermiş olduğu röportajdaki cümlelerden rencide olduğunu ilan edip dava açtıysa da, ilk celsenin ortasında mahkemeye ulaştırılan ani bir dilekçeyle davadan feragat ettiğini açıkladı.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER