1) Nurgül Yeşilçay - Erkan Petekkaya
Yeşilçay’ın
Paramparça dizisinden ayrılmasından sonra Petekkaya’nın “Gerçekler o kadar kötü
ki, konuşursam yer yerinden oynar” sözleriyle başladı kriz. Neydi bu yeri
yerinden oynatacak gerçekler derken,
Yeşilçay’ın Ayşe Arman
röportajıyla setteki mobbing ve psikolojik şiddetin boyutlarına vâkıf olduk.
Röportaja göre Yeşilçay, setin ilk gününden beri dozu artan bir mobbing’e maruz
kalmış. Olayın patladığı gün de, senaryo gereği iki sevgilinin öpüşmesi
gerektiği söylenince, Petekkaya “Amma meraklıymışsın öpüşmeye! Sen zaten
alışıksın böyle şeylere, iyi bilirsin” ve “Ben bunu çöpten çıkardım” şeklinde
sözler sarf etmiş ve Yeşilçay’ın diziyi bırakmasına sebebiyet veren gerginliğin
fitilini ateşlemişti. Bu noktada krizi çözmesi gereken yapım şirketi,
Yeşilçay’ı partnerinden özür dilemeye zorlamış, hatta Yeşilçay’ı “Sette
olanları konuşursan, magazinci arkadaşlarımız var. Senin için iyi olmaz.” gibi
üstü çok da kapalı olmayan tehditlerle sindirmeye çalışmıştı. Daha sonra kriz
daha da büyüdü ve Petekkaya “O Beyonce mi, neresini taciz edeyim?” diye taciz
kriterlerini açıklayarak olaya bambaşka bir boyut kattı. Sonrasında Erkan
Petekkaya, Yeşilçay’ın “Sen erkekliğini benim kadınlığım üzerinden
taçlandıramazsın.” ifadesi başta olmak üzere vermiş olduğu röportajdaki
cümlelerden rencide olduğunu ilan edip dava açtıysa da, ilk celsenin ortasında
mahkemeye ulaştırılan ani bir dilekçeyle davadan feragat ettiğini açıkladı.