13 Reasons Why: Hannah Baker’ı ben öldürdüm!

"Eğer zamanı geri alabilseydim her şeyi değiştirirdim."
Kitabı okuma fırsatım olmadığı ve olanları öğrenmeden diziyi izlemek istediğim için hiçbir araştırma yapmadan başladım ilk bölüme. Aklıma önce Hannah’nın herkese büyük bir oyun oynadığı geldi. Çoğu zaman umudumu kaybetsem de uzun süre böyle düşündüm. Çünkü Hannah çok yara almıştı. Hesap sormalı hatta yaşadıklarını bir şekilde ödetmeliydi ve en çok da elini tutacak cesareti göstermediği için Clay’e kızıyordu, biz de bu nedenle hikâyeyi Clay ile birlikte yaşıyorduk. Arkadaşlarım, bazen, haddinden fazla olumlu düşündüğümü söyler; diziyi izlerken de naiflik etmişim bu düşüncelerle.

Önceleri aşılabilir gördüğüm sorunlar giderek karmaşık hallere büründü ve en sonunda da çözülmesi zaman alacak bir düğüme dönüştü. Hannah bize kendi cümleleri ile bu düğümü onun için kör eden 13 nedeni ve 12 kişiyi anlatıyor.

İnsan, nedenler ve nasıllar ile yaşayan bir canlı. Yaşanan ya da yaşanmayan her olayda önce neden, diye soruyor sonra nasıl, kısmını öğrenmeye çalışıyoruz. Vardığımız sonuçlar ise bizi bambaşka neden ve nasıl soruları ile karşılıyor, hayat devam etmesi gerektiği kadar bu şekilde ilerliyor.

Hannah’nın kendini öldürdüğünü öğrendiğim anda “Neden bunu yaptı?” diye sordum önce. Bölümleri izlemeye devam ettikçe –ki inanın her bölüm, izlemesi bir miktar daha zorlaşıyor- aklıma başka bir soru takıldı “Nasıl ya, Hannah’nın kendini bu kadar değersiz hissetmesini nasıl sağladılar?” ve sonra diğer sorular gelmeye başladı; Kimse görmemiş miydi? Clay’in buradaki payı neydi?  Ya diğerleri? Onlar neler yapmıştı? Hannah Baker’a son darbeyi vurup onu öldüren kimdi?

Dizinin trajedisi ve dramı öyle güçlü bir dil ile izleyiciye ulaşıyor ki her bölümde bir başka darbe alıyoruz. Bölümler bittiğinde ise toparlanıp günlük yaşama dönmek biraz zaman alıyor.

Kendi adıma konuşmam gerekirse başlamadan önce vücudumda hiçbir hastalık emaresi yokken diziyi bitirdikten sonra öyle bitkinleştim ki grip olup yataklara düştüm. Bu yazıyı izleyişimin hemen ardından yazamamamın nedenlerinden biri de bu. Diğeri ise tabii ki sindirmem gereken gerçeklerle yüzleşmemdi.

Çünkü ne yazık ki Hannah’nın yaşadıklarına hiçbirimiz öyle çokta uzakta durmuyoruz. Taciz ve tecavüz gibi ciddi ve büyük sorunların yanı sıra bir bakışla bile hakarete uğrayabildiğimiz, yaşam şeklimiz yüzünden yargılanabildiğimiz bir dünyadayız ne yazık ki... Ve hepsinden daha kötüsü biz okulda, evde, işte, sokakta, sporda, parkta fark etmeksizin bu olayları yaşıyoruz ya da yaşayan kişilerden bir şekilde haber alıyoruz.

Yanında ona destek olacak kimseyi görememesini, bir gülümsemeye bile muhtaç oluşunu, her şeye bir şans vermek için başladığı günün sonunda yaşadığı yıkılışı hissedebiliyorum. Biraz dikkatinizi verdiğinizde kolaylıkla empati kurabileceğiniz ve varlığını sorgulamayacağınız bir şekilde seyirci karşısına çıkıyor Hannah Baker.

Ancak yurt dışındaki izleyicilerin Hannah hakkındaki yorumları beni oldukça şaşırttı. Çoğuna göre o; manipülatif ve ilgi çekme çabasındaki biri, intihar etmesinin tek sebebi ise insanların aklında yer etmek istemesi. Ben bu yoruma katılmıyorum. Yaşadıklarının onda birine bile maruz kaldığımı düşündüğümde göğsüm sıkışıyor ve yaptığı şeyi haklı görmemekle birlikte onu anlayabiliyorum.

Kısacası; birkaç rahatsız edici sahne içermesine rağmen, ki haklı nedenlerle o sahnelerin orada olduklarına bütün kalbimle inanıyorum, neredeyse ders niteliği taşıyan mesajları ile her gencin ve ebeveynin izlemesi gereken bir iş olmuş. Hayatına bir şekilde dahil olduğumuz herkese karşı bir görevimiz ve önemimiz var, *Tilki’nin de dediği gibi; Evcilleştirdiğin şeyden her zaman sen sorumlusun. 

O yüzden; Hannah Baker’ı yaşadıklarına önem vermeyerek ya da görmezden gelerek ben öldürdüm, sen öldürdün, biz öldürdük.

Biraz da bu gözle bakarak yaşamanız için izleyin 13 Reasons Why’ı.


*Küçük Prens'teki karakterlerden biri.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER