Buffy
ve Angel
Zeliha Ece Yazıcı
Buffy
The Vampire Slayer (kısaca BTVS) çocukluğumdan ergenliğime geçiş
döneminde bir çok nesildaşım gibi benim de CNBC-E sayesinde
takıldığım dizilerden biriydi. Takılmanın zamanla bir tutkuya
dönüşmesi ışık hızıyla gerçekleşmiş ve ben dizinin yayın
gününe odaklı yaşamaya çoktan başlamıştım bile. Buffyverse
dedikleri evren; iblisler, vampirler, mutantlar ve her türden
dünyevi üstü varlıklarla fantastik dünyaya açılan bir kapı
olmasının yanında barındırdığı Buffy & Angel aşkıyla
aklımı peynir ekmekle yedirecek kadar meftun etmişti. Imkansız
aşk mı dediniz? Bir yanda vampir avcısı genç bir kız Buffy Anne
Summers, diğer yanda 200 yıllık vampir Angel/Angelus. Bu öyle
imkansız bir aşk ki; celladın idam mahkumuna aşkı gibi,
tetikçinin kurbanına aşkı gibi, askerin düşmanına olan aşkı
gibi imkansız, yokedici ve biçare bir aşk.
Sadece
av ve avcı, ölümlü ve ölümsüz hatta yüzlerce yıllık yaş
farkı da değildi imkansızlıklarına sebep. Sevişemezlerdi, asla
birbirlerinin olamazlardı. Eğer ilişkiye girerlerse bu Angel'ın
"ruhunu" tutan lanetinin kalkması demekti. Angel'ın
ruhunun uçup gitmesi onu korkunç kötülükte bir vampir yapmaya
yeter de artardı bile. Ateşle barut demişler, hiç yanyana durur
mu? Durmaz tabii. Durmadı da. 17. doğum gününde Buffy ve Angel
birlikte oldular ve her şey o andan itibaren değişti. Bir kez
"Perfect Happiness" yani kusursuz mutluluğu tatması
Angel'ı Angelus'a dönüştürmüş, onu Buffy ve hatta tüm dünya
için tehlike arz eden biri yapmıştı. O artık eski Angel
değildi.
Gerçek
aşk kavuşamaktır benim için. Bir engel olmalı, zorluklar olmalı,
belki platonik olmalı, belki de patolojik düzeyde... Ama illa ki
olmalı o engeller. Zaten bir vampir avcısı ile vampirin aşklarını
evli, mutlu, çocuklu olarak sürdürebileceğini ummak gülünç
olur ama BTVS dünyasında 'Bangel' için bu sürdürülebilirlik
daha acımasız, daha katmerli zorluktaydı.
Aşkı
hissettirme konusunda Sarah Michelle Gellar ve David Broneaz uyumu
gönlümün sırça köşkünde bir tahttadır. Aralarındaki aura ve
tutku adeta boyut değiştirir gibi beni içine çeker, yakar
kavururdu. Şimdi olsa RTÜK hazretlerinin geçit vermeyeceği kadar
'lip-o-suction' öpüşmeler izledik. Buffy ve Angel kadar 'öpüşürken
sevişen' çift görmedim, göreceğimi de sanmıyorum. Onlar
öpüşürken aralarındaki ateş kor kor alevlenir gözler
söndürecek bir kap su arardı. Bu kadar tutku ve şehvet dolu
öpüşmelerin sonu pek tabii ki bir kap su niyetine 'kusursuz
mutluluğa' bağlanacak ve bedeli de ağır olacaktı.
En
unutulmaz olarak seçtiğim sahne BTVS'ın spin-off dizisi Angel'da
yaşandı. Mohar adında bir tür iblisin saldırısı sırasında
Angel'a bulaşan sıvı onu bir ölümlüye dönüştürmüştü.
Yüzyıllar sonra yeniden insan olmanın tadını Buffy'le beraber
yiyip, içip, sevişerek çıkarmış ve bir günlüğüne de olsa
hayallerindeki gibi çift olabilmişlerdi. Yalnız bir sorun vardı.
Angel'ın ölümlü olması dünya için de, Buffy için de hayırlı
olmayacaktı.
Angel
kahinlerle anlaşıp bir kelebeğin ömrü kadar süren bu mutlu günü
hiç yaşanmamış olarak geri alma konusunda karar kıldı. Yalnızca
ama yalnızca Angel hatırlayacaktı bu günü, Buffy için unutulup
gidecek bir gündü, belki bazen dejavu olarak hatırlardı. Içinde
ta derinlerde bir yerde asla tamamen unutamayacağına inanmak Bangel
tutkunları için Allah'ın kanunu gibi bir şey.
Hayatının
aşkı yalnızca nefes alsın, kalbi atsın, sadece yaşasın istemek
ne demek bilir misiniz? Elinizi atan kalbine koyup "I felt your
heartbeat" demenin anlamını kavrayabilir misiniz? Son kez ve
ebediyen bir daha asla o kalp atışlarını hissedemeyecek olmayı
bile bile hayatınızın tek aşkına veda etmenin ne demek olduğunu?
Onunla son bir dakikaya bir öpüşme, bir sarılma, bir çok gözyaşı
ve "I'll never forget. I'll never forget. I'll never forget..."
sığdırmak nasıldır, ne hissettirir gerçekten anlayabilir
misiniz?
Mendiller
hazırsa Bangel'ın son öpüşme sahnesini izleyelim. Ve şu
cümleleri içimizden mırıldanalım;
She
will never forget.
He
will never forget.
We
will never forget.