Bir tarafta zeki, son derece hırslı, çalışkan ve prensipleri olan bir kalp cerrahı adayı Christina Yang; diğer tarafta orduya katılıp Irak’a gitmiş ve ekibindeki tüm asker arkadaşlarını yola kurulan tuzakta kaybetmiş travma cerrahı Owen Hunt. 

Feleğin çemberinden çeşitli şekillerde geçmiş olan ve etrafındaki çoğu kişiye mesafeli bu ikiliyi yakınlaştıran ise ne ironiktir ki, bir buz parçasıdır!

Karlı bir kış gecesinde çatıdan düşen buz parçası Christina’nın karnına saplanır ve o anda orada olan Owen, Christina’nın kahramanı oluverir. Daha karşılaştıkları ilk andan itibaren birbirlerinden etkilenen çift, öyle yok dur ikinci buluşma olsun, yok efendim önce bi elini tutaydım demez ve Owen’ın hamlesiyle ilk öpüşmelerini hastanenin müdahale odasında kapalı jakuzilerin ardında gerçekleştiriverir. (Sahne gibi sahne, yiyorsa yapılsın bizim dizilerde böyle ateşli ilk öpüşme)

İlk öpüşmelerinin ihtirası ilişkilerinde de süren Christina ve Owen dizide sonsuza kadar mutlu yaşayamamış ve birbirlerini tüketmemek adına ayrılmaya karar vermiş olsalar da, benim için bir yerlerde hala mutlular ve beraberler…

…cümlelerime Owen Hunt’ın nadide sözü ile son vermek istiyorum: So !...