Kara
Para Aşk- Ömer ve rapor bekleyişi
En baştan da söylediğim gibi iki dizinin de senarist koltuğunda şu sıralarda Dark
Story yapım şirketini de kuran Sema Ergenekon ve Eylem Canpolat var. Kara Yazı'daki erkek bakışına seyircinin şaşırmış olması da ilginç. Zira iki
yapımın hikayesinin temel olarak benzeşmesinin yanı sıra dizilerdeki erkek karakterlerin bekaret takıntısı ve bu konudaki toplumsal
cinsiyetçi ikiyüzlülükleri de benziyor.
Kara Para Aşk'ın hikayesini hatırlayalım isterseniz: Kahramanımız Ömer bir gece vakti nişanlısını yaşlı bir erkekle
aynı arabada öldürülmüş halde bulur. Sahne ve olay örgüsü öyle kurulmuştur ki akıllara ilk düşen nişanlısı Sibel’in o adamla
bir ilişkisi olduğu ve Ömer’i aldatmış düşüncesi olur. O da yetmezmiş gibi Ömer büyük bir
endişeyle Sibel’i vuran kurşunların balistik raporu yerine Sibel’in bekaret
raporunu beklemişti. Sibel’in bakire olduğunu öğrendikten sonra, sıra Sibel’i
kimin öldürdüğüne gelebilmişti. Öte yandan, Ömer, Sibel'in bakire olmasına
sevinen ve ‘evlenene kadar öyle bir şey yapmazdı’ diyen bir karakterken esas kızımız Elif'le birlikte olmuştu.
Eleştirim ilk geceden sevişmelerine değil. Eleştirim fakir bir
kızda bekareti kutsal sayan Ömer'e fellik fellik bunu doğrulatma ihtiyacı
duyulurken, zengin, "özgür" yaşayan Elif için ‘zengin, kendi ayakları üzerinde duran, özgür kadın
nasılsa erkek arkadaşları ile birlikte olur’ mantığı ile hop yatağa
sokmalarına. 'Evlenilecek kız, eğlenilecek kız' ayrımına kadar giden namus
algısına itiraz ediyorum. Kadınların namus algısına göre sınıflandırılması iki
dizinin de ortak noktalarından biri.
Henüz hikayesinim detaylarını bilmiyoruz ancak bu toplumsal
cinsiyetçi ikiyüzlülük
Kara Yazı'daki Halil’de de var bence. Çünkü bu kadar namus takıntılı
bir erkeğin bölümde resmedilen türden bir karısı olmasının altından bu toplumsal cinsiyetçi ikiyüzlülük
çıkacak diye düşünüyorum.
Kara
Yazı
dizisinin ilk bölümün tek iyi yanı Ülkü Özakın'ın ve benim daha önce
Mustang filmi için
dediğimiz şeyi bu dizide görmemiz: "Toplumun cinsiyetçi ikiyüzlülüğü, her
yaştan erkeğin kız çocuklarına avcı gibi bakmaları, kız çocuklarının aileleri
dışındaki insanlarca elbirliğiyle korunması yerine filmde olduğu gibi aileye
ispiyonlanması, hormonların da etkisiyle, ergenlikte yaşanması gereken sağlıklı
ilişkilerin yerine eve hapsedilmek. İslam’ın ya da geleneksel ataerkilliğin,
kadınları örterek, saklayarak erkek egemenliğinin saldırılardan korumaya almaya
çalışmasının çocuklar üzerindeki etkileri."
Evin en küçük kızının
saçlarının kesilmesi, göğüslerinin bağlanması bu duruma örnek sahnelerdi. Kadınların
ve erkeklerin ergenliği yaşarken deneyimlerindeki eşitsizlik ucundan azcık olsa
da gösterildi. Umarım dizinin devam bölümlerinde daha eleştirel bir
bakış açısıyla ele alınır kadınlar ve kadın bedeni üzerinden yaratılan dram.