Aşk ve Mavi: Romantik komedinin 'total' hali

Dünya yansa değişmeyecek olan maşalı saçlarıyla Mavi
Hikâyenin kendine özgü o tempolu akışının yanı sıra, oyuncularının başarılı yorumlarıyla da seyir keyfini arttırıyor Aşk ve Mavi. Sebebini bilemiyorum ama önceki işlerinden farklı bir Emrah görüyorum ben burada. Sanırım yaşına, kişiliğine en uygun rolü burada buldu ve bu nedenle de iyi taşıyor Ali'yi. Ali'nin merhametli, sevecen, muzır halleri Emrah'a çok yakışıyor ve onun durağan halinin yanında Mavi'nin deli dolu, fevri, genç halleri daha da parlıyor. Mavi ile ilgili gözüme takılan tek şey, her bölüm hiç ihmal edilmeyen o maşalı saçlar. Mavi, nasıl göründüğüyle çok da ilgilenmeyen bir karakter izlenimi veriyor, bize gösterildiğinden daha sade bir görünüşü olmalıydı diye düşünüyorum ben de. Üstelik Burcu Kıratlı da çok güzel bir kadın ve onun güzelliğinin bu tür süslere hiç ihtiyacı yok. En azından o maşalar ara sıra bozulsa mesela…
 
Kapadokya'yı tepeden gören Göreçki Konağı'nın her günü ayrı olay, her karakteri ayrı bir hikâye. Ali'nin annesi ve babasını canlandıran Işıl Yücesoy ve Kenan Bal'ı daha önce çok kez izledim ama onları izlerken hiç bu kadar eğlenmemiştim. Refika Hanım'ın "sevgili dünürü" Hasibe (Ayşegül Ünsal) ile sonu gelmez mücadelesi ve Fazıl Bey'in oğullarını zapt etmeye, oğulları, gelinleri ve karısı arasında bir denge bulmaya çalışırken delirmesi tam seyirlik!
 
Hiç beklemediği bir anda, hiç ummadığı bir şekilde kendini konakta bulan Hasibe'ye hayat veren Ayşegül Ünsal, kadroda beni en çok şaşırtan oyuncu oldu. Olduğundan en az bir kuşak daha yaşlı bir karakteri hiç sırıtmadan üzerine giyinmiş olması inanılmaz. Kendisinden yaşça büyük olan Emrah'a kaynanalık yapması ve bunun da göze batmaması kolay iş değil. Bunu sağlayabilmek için sırtına hanım ağa tavırlarını almış da değil. Dizinin en komik ve en hareketli karakterlerinden biri olmasına rağmen konumunu sarsmayan bir duruş sergiliyor, şaşkınlıkla izliyorum! Gözüme batansa Hasibe'nin manikürlü elleri, fondöteni ve göz kalemi oluyor sadece.
 

Evde hizmetçi gibi çalışıyor olsam da manikürümü ihmal etmem, çünkü konakta yaşamak bunu gerektirir!
 
Mavi ve ailesinin konağa yerleşmesinin ardından statü endişesi duymaya başlayan Birgül'ün (Birgül Ulusoy) Refika ve Hasibe arasında sürekli değişen rolleri ve kendi 'yerini' korumak için sürdürdüğü mücadelesi, konakta yaşayan herkese yeni konumlar ve yeni oyun alanları sağlayabilecek potansiyele sahip. Mahmut'un ölümünün arkasını kurcaladığı gibi başka meseleleri de kurcalarsa hikayedeki düğümlerin çözümünde beklenmedik roller oynayabilir.
 
Ali'nin abisi Cemal'i (Cüneyt Mete), yengesi Safiye'yi (Alayça Öztürk) ve kardeşi İsmet'i (Uğur Uzunel) ilk kez izliyorum ama hem sahne enerjilerine hem de role girişlerine bayıldım. Orta Anadolu'nun o kulağa biraz kaba gelen, hafif kırık şivesini çok güzel edinmiş ve kendi tarzlarınca yorumlamışlar, hiç sırıtmıyor. Cemal bu hikâyenin en kötü karakteri, ama bu kötülüğün yorumlanma biçimi, bunun saf kötülük olarak sunulmaması, Cemal'in insan yanının, babalığının, âşık olabildiğinin, acı çekebildiğinin gösterilmesi, Cemal karakterini diğer dizilerin kötülerinden uzakta bir yerde konumlandırıyor. Hikâyenin sonunda Cemal'in yargılanmasını ve cezalandırılmasını bekliyorum elbette, ama bu süreçte Cemal'in de konaktaki eğlencenin bir parçası oluşuna itiraz edesim gelmiyor!
 
Mavi'nin kardeşi Pembe (Selin Dumlugöl) ile İsmet arasında oyunla ve inatla başlayan yakınlaşmanın gerçek bir aşka dönüşmesini, bu süreçte ikisinin de başına olmadık işler açmasını izlemek beni hep eğlendirdi ve bu eğlence daha sürecek gibi görünüyor. Pembe karakterinde en sevdiğim şey, Selin Dumlugöl'ün sıfıra yakın makyajla ve doğal saçlarıyla oynuyor olması. Böylece 17-18 yaşların havasını taşıyor Pembe ve bu haliyle konaktaki hemen herkesten farklılaşıyor.
 

İşte İsmet'in Stili
 
Hikâyede Göreçki ailesinden intikam almaya hevesli biri daha var: Osman Karakoç'un canlandırdığı İlyas karakteri. Daha ilk bölümlerde, Mavi ile ittifak içinde olmasını ve saman altından su yürütmesini beklediğim İlyas, her nedense haftalar boyunca kifayetsiz kaldı. Hasibe'nin cin fikirliliği olmasa, Cemal'ın kızı Sevda ile (Gülderen Güler) evlenmeyi ve böylece aileye girmeyi akıl edemezdi, ama şükür ki entrika kimsenin tek elinde değil! Artık İlyas'ın inisiyatif almasını ve Osman Karakoç'un performansı hakkında da konuşabilmeyi diliyorum ben.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER