Kiralık Aşk; Sevdaya dair haller eşliğinde repliklerin büyüsü 2

Ömer’in kanayan yarası aslında yüreğindeydi kolunda değil. Gözlerine aşkla baktığı kadını çileden çıkarmıştı “Sakinleştin mi? Biraz evet… hayır iyi geceler ben artık gideyim. Nereye. Evime . Saat geç oldu şimdi hem Şükrü de yok yalnız yollamam seni bu gece burada kal. Kalayım mı? Kalamam sanki birbirimizi görmeye bayılıyoruz gibi”   Dil başka gönül başka söyler ama o kahrolasıca gurur hep ayrı bir şarkı söyler etkisi altında kalan ruhlara." Defne tamam son zamanlarda sana çok sert çıkışlarım oldu tamam haklısın yani kızmakta haklısın. Tamam bende bir an çok sinirlendim ortalığı falan dağıttım özür dilerim. Ya sonuçta 13 gün kalmış dimi bi sabret yani. Tamam bak nolur konuşmayalım şimdi bunları sen yukarı çık dolapta benim şortum tişörtüm var giy onları güzel güzel uyu bende burada yatarım şurda. Yok ben gideyim. Defne”  Ellerin kalplerle gizlice birleşmesi “GİTME KAL LÜTFEN” Sinyor İplikçinin değişim taşlarından biri daha yerine oturmuş oldu böylece. Defne Ömer’in kokusunu içine çekerek rahat bir uykuya dalar. Sabah olunca başkalaşım geçirmiş bir Ömer karşılar onu mutfakta ağzı açık kalan sadece Defne değildir sanırsam hepimizin ağzı açık kalır ama Ömer’im İplikçim sadece Defne’sinin ağzını usulca elleriyle kapatır. “Sizin bu saatte çoktan kahvaltı yapmış olmanız lazım dı? Ettim zaten. Peki bu kime. Sana otursana gel. Eee bana bana yani nasıl yani. Sen seversin diye sana bunları hazırladım. Sebze suyu pek sana göre değil. Değil mi? Ofiste çay içiyorsun görüyorum tek şekerli doğru muyum? Doğrusunuz da . Hadi yesene soğutma  sen yemeğini yerken programın üstünden geçeyim mi? Niye peki yani. Kendimi sana affettirmek için diyelim”  Bir de beraber gezeriz diyor boğuldu kız Sinyor İplikçi yazık ama.  Şaşırmalara doyamayan Defnecik “Allah Allah noldu ya bu adama şimdi. Hayır kamera şakası falan desem Ömer Beyin tarzı değil. Asıl sana ne oluyor kızım ya ayırdın iki dakkada ağzını “ Vur Defnecik vur yanağına belki kendine gelirsin :) O mavi elbise büyülü galiba hepimiz Defne’yi görünce  büyülendik zaar belirtmeden geçemeyeceğim izninizle. Bu arada Neriman’ın ayağındaki gri kantlı ayakkabıları yıkılıyooor sevgili gönüldaşlar yıkılıyooooor ayakkabı delisi bana göre tabiî ki de. AAAAA Ömer bide Defnenin o bavul gibi çantasını taşıyor kız haklı şaşırmakta benim bile aklım almıyor Şükrü abim aklım almıyor bir gece de gelen devrim gibi bir hal Ömer’in hali
 
Arabada Defne ile Şükrü abimiz “ Burası Ömer Beyin sürekli geldiği gurme market. Sinan Beyle ikisin yurt dışından istediği özel soslar olursa buradan sipariş ediyorlar. Vay be öyle bizim gibi salçayı kavurup makarnanın üstüne dökmüyorlar. Sosları bile bir acayip bulunmaz hint kumaşı gibi. Mevzu sadece soslar değil tabi değişik tatlar denemeyi seviyorlar tabii gurmelik  başka birşey” Ne kadar da ayrı dünyaların insanları ama işte yürek sevdi mi tek ayrılık ellerin ve gözlerin hasreti oluyor. Defne’ye bisküvi alan Ömer” Bana mı aldınız? Sana uzattığıma göre ofiste görüyorum Nazlıcan’la çılgın bisküvi partileri yapıyorsunuz. Sen yulaflı seviyordun dimi”  Hiçbir detayı atlamayan Ömer İplikçi yapmışlar bravo.
 
Defne tüm yaşadığı şaşkınlığı Nihan’a aktarırı ”Yok kesin balataları yaktı bu bi öyle bi böyle anlam veremiyorum kızım. Bugün bana öyle iyi davrandı ki fazla ilgiden bayılacaktım az kalsın. Eee daha geçen gün posanı çıkarmadı mı bu senin? Tamam işte dengesiz. Ama bitti Neriman Hanım istifa et dedi buraya kadarmış. Yere indim diyorsun. Mucizen sona erdi yani tabi bide daha bu 200 bin meselesi var. Bakalım Neriman Hanım dalağımı mı alacak böbreğimi mi? Eder mi kız o kadar. Etmez dimi. Sanmam ama sabah senin de pek umurunda değil sen daha çok Ömer’den ayrılacağına üzülüyor gibisin. 11 gün kaldı. Ayy kıyamam günde sayarmış bu turuncu. Yani sonuçta bi daha göremeyeceğim onu. Allahtan ümit kesilmez be belki yolda falan karşılaşırsınız. Ya dimi belki bizim mahalleye markete böyle ekmek almaya gelir. Manyakmısın kızım sen bizim yürüdüğümüz yollar ayrı 7 ömür yaşasak biz karşılaşamayız onunla. Geri çek o zaman istifanı maden bu kadar özleyeceksin. Çekemem yani istesem çekerimde Neriman hanım istifa et dedi. Akıl sağlımı korumak için en doğrusu bu.  Bence sen hiç akıl sağlığını falan düşünme öyle bir şey kalmamış”
 
Ömer kahvaltı hazırlayan Defne’ye “Full konsantrasyonsun bakıyorum. Öyle; kahvaltı hazırlamak ciddi bir iş. Ben yanımda benden başka ciddi birini istemem açık konuşayım. Valla şansınızı fazla zorlamayın isterseniz birazdan çirkin çirkin fıkralar anlatmaya başlayabilirim. Tamam tamam abartma. Sen bu saatte kahvaltı yapmıyordun değil mi? Yok ben bu saatte anca beynimi uyandıra biliyorum midem hala uyuyor bünyemde bundan 2 saat sonra kendine geliyor genelde yani. Tabii siz böyle erkenden kürek mürek ayrı dünyaların bünyeleriyiz. Tüh be desene birlikte kahvaltı yapamayacağız ya da ben geç uyanmayı öğreneceğim”  Gelecekte benimsin imasına ilk burada imzasını atar Defne’nin yüreğine Ömer İplikçi.
 
Şirkette istifasını Ömer Defneye geri verir ancak Defne kabul etmez ve “Neden” diyen Ömer’e “Size tepki olsun diye vermedim ben o istifayı gerçekten gitmek istediğim için yazdım dilekçeyi. Sen şimdi baya baya gidiyorsun öyle mi? Evet gitmem lazım kendim için. Peki sen bilirsin”  Kapıyı çarparak odayı terk eden Ömer’dir ama geride kalan Defne ”Özür dilerim ama yapmak zorundayımdım”
 
Ömer’i bahçede golf oynarken bulan Defne “ Günaydın golf ha tabii yani deve güreşi olcak hali yoktu ya yakışır. Gece amcamla oynadıkta özlemişim tekrar golfe atılayım diyorum. Atılın atılın oohh size de iyi gelir ya biraz içiniz açılır ne o öyle hep iş hep iş sizinde bir canınız var. Babam da severdi. Babanız mı? Gel öğreteyim sana da. Hee Defne golfte yok artık daha neler. Ya korkacak bir şey yok kaparsın hemen gel. Ya Ömer Bey benim öyle becerim yok şimdi yapamam beceremem öyle el yeteneğim yok. Ben varım korkma. Peki o zaman gülmek yok.  Gel buraya gel . Şimdiden gülüyorsunuz ? Gel buraya ver onları bana hoop kurtulduk. Sana emanet aman ha olayımız bu. Şimdi önce konsantre olman lazım tamamen topa odaklanacaksın başka bir şey düşünmek yok. Ya şimdi siz öyle söyleyince benim aklıma salak salak bir sürü şey gelecek . Gelelim sopanın tutuluşuna ver bakayım elini. Ellerin buz gibi. Eee golf oynamadığım için heyecanlandıysam demek ki heyecan olmuştur. Hazır mısın bence hazırsın hadi. Oleyyyy girdi” Defne'nin ve Ömer’in golfteki keyifleri şirkete gelince bozulur. Çünkü Defne”Son güne kadar işimin başındayım. Yani lansman çıkışı gidiyorsun ama. Ha evet. Peki baktın mı başka bir iş var mı bir şeyler? Henüz fırsatım olmadı daha bakıcak ama bulurum herhalde bir şeyler merak etmeyin. Hangi firmayla görüşürsen beni referans olarak gösterebilirsin. Teşekkür ederim. Seni sormak için aradıklarında bugüne kadar ki en iyi asistanım Defne Hanımdı diyeceğim. Gerçekten mi?  Tabii seninle çalışan her yönetici kendini şanslı hisseder emin ol. Passionis seni hiç unutmayacak. Ben de Passionisi hiç unutmayacağım. Ayrılması zor olacak ama öğreneceğim.”
 
Defne’nin aşk tanımı şöyledir “ Aşk öyle bir şey değil çünkü hiçbir şeye gerek yok galiba ne sözler ne kıyafetler ne yerler sadece o olsun yeter o kadar”
 
Lansmanın sonunda Defne’yi dışarıda bulunca hafifce saçını çekerek “Nerdesin seni arıyordum. Noldu organizasyonda bir sorun mu var. Hayır çok iyi gitti zaten az önce bitti. O zaman artık benim gitme zamanım geldi. Her şey için çok teşekkür ederim Ömer Bey kendinize iyi bakın”
 
Defnenin elini avucunun içine alan Ömer İplikçi serçe gibi çarpan kalbinin sesini bastırmaya çalışan Defne'ye sorar.” Gitme kal lütfen “ Sinan gelir ve bu efsunlu an bozulur.  Sinan pişkin pişkin lafa dalar “Pardon bölmedim değil mi? Defne verdin mi güzel haberi? Güzel haber. Defne kalıyor gitmemesi için onu ben ikna ettim. Öyle mi? Öyle benim asistanım olarak işe devam “
 
Ömer gibi bizler de kalakaldık öylece…
 
Buraya kadar okuyan gözlerinize sağlık! O kadar güzel ana ve repliğe şahit olmuşuz ki hangisini ayırmam gerektiğine karar veremeyip hepsini sizlerle paylaştım. Zaten her zaman pek de kısa yazamadığıma şahit olduğunuz için beni anlayacağınızı umut ediyorum. Benim pencerim gördükleri ve hissettikleri böyle..
 
Gökten üç elma düşmüş biri bu masalı yazan Meriç Hanım'a, diğeri şahane oyunculara ve en sonuncusu da bu masala bu kadar anlam yükleyip hayatımızın merkezi haline getirdiğimiz ve çok sevdiğimiz kopamadığımız için bizlere armağan olsun. Bir sonraki replikler yolculuğuna kadar,
 
SEVGİYLE SAĞLICAKLA KALIN
 
KİRALIK AŞK SEVGİMİZE SAĞLIK OLSUN.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER