Ömer’in kanayan yarası aslında yüreğindeydi kolunda değil.
Gözlerine aşkla baktığı kadını çileden çıkarmıştı “Sakinleştin mi? Biraz evet…
hayır iyi geceler ben artık gideyim. Nereye. Evime . Saat geç oldu şimdi hem
Şükrü de yok yalnız yollamam seni bu gece burada kal. Kalayım mı? Kalamam sanki
birbirimizi görmeye bayılıyoruz gibi” Dil
başka gönül başka söyler ama o kahrolasıca gurur hep ayrı bir şarkı söyler
etkisi altında kalan ruhlara." Defne tamam son zamanlarda sana çok sert
çıkışlarım oldu tamam haklısın yani kızmakta haklısın. Tamam bende bir an çok
sinirlendim ortalığı falan dağıttım özür dilerim. Ya sonuçta 13 gün kalmış dimi
bi sabret yani. Tamam bak nolur konuşmayalım şimdi bunları sen yukarı çık
dolapta benim şortum tişörtüm var giy onları güzel güzel uyu bende burada
yatarım şurda. Yok ben gideyim. Defne” Ellerin kalplerle gizlice birleşmesi “GİTME KAL LÜTFEN” Sinyor İplikçinin değişim taşlarından biri daha
yerine oturmuş oldu böylece. Defne Ömer’in kokusunu içine çekerek rahat bir
uykuya dalar. Sabah olunca başkalaşım geçirmiş bir Ömer karşılar onu mutfakta
ağzı açık kalan sadece Defne değildir sanırsam hepimizin ağzı açık kalır ama
Ömer’im İplikçim sadece Defne’sinin ağzını usulca elleriyle kapatır. “Sizin
bu saatte çoktan kahvaltı yapmış olmanız lazım dı? Ettim zaten. Peki bu kime.
Sana otursana gel. Eee bana bana yani nasıl yani. Sen seversin diye sana
bunları hazırladım. Sebze suyu pek sana göre değil. Değil mi? Ofiste çay
içiyorsun görüyorum tek şekerli doğru muyum? Doğrusunuz da . Hadi yesene
soğutma sen yemeğini yerken programın
üstünden geçeyim mi? Niye peki yani. Kendimi sana affettirmek için diyelim” Bir de beraber gezeriz diyor boğuldu kız Sinyor
İplikçi yazık ama. Şaşırmalara doyamayan
Defnecik “Allah Allah noldu ya bu adama şimdi. Hayır kamera şakası falan desem Ömer
Beyin tarzı değil. Asıl sana ne oluyor kızım ya ayırdın iki dakkada ağzını “
Vur Defnecik vur yanağına belki kendine gelirsin :)
O mavi elbise büyülü galiba hepimiz Defne’yi görünce büyülendik zaar belirtmeden geçemeyeceğim
izninizle. Bu arada Neriman’ın ayağındaki gri kantlı ayakkabıları yıkılıyooor
sevgili gönüldaşlar yıkılıyooooor ayakkabı delisi bana göre tabiî ki de. AAAAA
Ömer bide Defnenin o bavul gibi çantasını taşıyor kız haklı şaşırmakta benim
bile aklım almıyor Şükrü abim aklım almıyor bir gece de gelen devrim gibi bir
hal Ömer’in hali
Arabada Defne ile Şükrü abimiz “ Burası Ömer Beyin sürekli
geldiği gurme market. Sinan Beyle ikisin yurt dışından istediği özel soslar
olursa buradan sipariş ediyorlar. Vay be öyle bizim gibi salçayı kavurup makarnanın
üstüne dökmüyorlar. Sosları bile bir acayip bulunmaz hint kumaşı gibi. Mevzu
sadece soslar değil tabi değişik tatlar denemeyi seviyorlar tabii gurmelik başka birşey” Ne kadar da ayrı
dünyaların insanları ama işte yürek sevdi mi tek ayrılık ellerin ve gözlerin
hasreti oluyor. Defne’ye bisküvi alan Ömer” Bana mı aldınız? Sana uzattığıma göre
ofiste görüyorum Nazlıcan’la çılgın bisküvi partileri yapıyorsunuz. Sen yulaflı
seviyordun dimi” Hiçbir detayı
atlamayan Ömer İplikçi yapmışlar bravo.
Defne tüm yaşadığı şaşkınlığı Nihan’a aktarırı ”Yok
kesin balataları yaktı bu bi öyle bi böyle anlam veremiyorum kızım. Bugün bana
öyle iyi davrandı ki fazla ilgiden bayılacaktım az kalsın. Eee daha geçen gün
posanı çıkarmadı mı bu senin? Tamam işte dengesiz. Ama bitti Neriman Hanım
istifa et dedi buraya kadarmış. Yere indim diyorsun. Mucizen sona erdi yani
tabi bide daha bu 200 bin meselesi var. Bakalım Neriman Hanım dalağımı mı
alacak böbreğimi mi? Eder mi kız o kadar. Etmez dimi. Sanmam ama sabah senin de
pek umurunda değil sen daha çok Ömer’den ayrılacağına üzülüyor gibisin. 11 gün
kaldı. Ayy kıyamam günde sayarmış bu turuncu. Yani sonuçta bi daha
göremeyeceğim onu. Allahtan ümit kesilmez be belki yolda falan karşılaşırsınız.
Ya dimi belki bizim mahalleye markete böyle ekmek almaya gelir. Manyakmısın
kızım sen bizim yürüdüğümüz yollar ayrı 7 ömür yaşasak biz karşılaşamayız
onunla. Geri çek o zaman istifanı maden bu kadar özleyeceksin. Çekemem yani
istesem çekerimde Neriman hanım istifa et dedi. Akıl sağlımı korumak için en
doğrusu bu. Bence sen hiç akıl sağlığını
falan düşünme öyle bir şey kalmamış”
Ömer kahvaltı hazırlayan Defne’ye “Full konsantrasyonsun bakıyorum.
Öyle; kahvaltı hazırlamak ciddi bir iş. Ben yanımda benden başka ciddi birini
istemem açık konuşayım. Valla şansınızı fazla zorlamayın isterseniz birazdan
çirkin çirkin fıkralar anlatmaya başlayabilirim. Tamam tamam abartma. Sen bu
saatte kahvaltı yapmıyordun değil mi? Yok ben bu saatte anca beynimi uyandıra
biliyorum midem hala uyuyor bünyemde bundan 2 saat sonra kendine geliyor
genelde yani. Tabii siz böyle erkenden kürek mürek ayrı dünyaların
bünyeleriyiz. Tüh be desene birlikte kahvaltı yapamayacağız ya da ben geç
uyanmayı öğreneceğim” Gelecekte
benimsin imasına ilk burada imzasını atar Defne’nin yüreğine Ömer İplikçi.
Şirkette istifasını Ömer Defneye geri verir ancak Defne
kabul etmez ve “Neden” diyen Ömer’e “Size tepki olsun diye vermedim ben o
istifayı gerçekten gitmek istediğim için yazdım dilekçeyi. Sen şimdi baya baya
gidiyorsun öyle mi? Evet gitmem lazım kendim için. Peki sen bilirsin” Kapıyı çarparak odayı terk eden Ömer’dir
ama geride kalan Defne ”Özür dilerim ama yapmak zorundayımdım”
Ömer’i bahçede golf oynarken bulan Defne “ Günaydın
golf ha tabii yani deve güreşi olcak hali yoktu ya yakışır. Gece amcamla
oynadıkta özlemişim tekrar golfe atılayım diyorum. Atılın atılın oohh size de
iyi gelir ya biraz içiniz açılır ne o öyle hep iş hep iş sizinde bir canınız
var. Babam da severdi. Babanız mı? Gel öğreteyim sana da. Hee Defne golfte yok
artık daha neler. Ya korkacak bir şey yok kaparsın hemen gel. Ya Ömer Bey benim
öyle becerim yok şimdi yapamam beceremem öyle el yeteneğim yok. Ben varım
korkma. Peki o zaman gülmek yok. Gel
buraya gel . Şimdiden gülüyorsunuz ? Gel buraya ver onları bana hoop kurtulduk.
Sana emanet aman ha olayımız bu. Şimdi önce konsantre olman lazım tamamen topa
odaklanacaksın başka bir şey düşünmek yok. Ya şimdi siz öyle söyleyince benim
aklıma salak salak bir sürü şey gelecek . Gelelim sopanın tutuluşuna ver
bakayım elini. Ellerin buz gibi. Eee golf oynamadığım için heyecanlandıysam
demek ki heyecan olmuştur. Hazır mısın bence hazırsın hadi. Oleyyyy girdi”
Defne'nin ve Ömer’in golfteki keyifleri şirkete gelince bozulur. Çünkü Defne”Son
güne kadar işimin başındayım. Yani lansman çıkışı gidiyorsun ama. Ha evet. Peki
baktın mı başka bir iş var mı bir şeyler? Henüz fırsatım olmadı daha bakıcak
ama bulurum herhalde bir şeyler merak etmeyin. Hangi firmayla görüşürsen beni referans
olarak gösterebilirsin. Teşekkür ederim. Seni sormak için aradıklarında bugüne
kadar ki en iyi asistanım Defne Hanımdı diyeceğim. Gerçekten mi? Tabii seninle çalışan her yönetici kendini
şanslı hisseder emin ol. Passionis seni hiç unutmayacak. Ben de Passionisi hiç
unutmayacağım. Ayrılması zor olacak ama öğreneceğim.”
Defne’nin aşk tanımı şöyledir “ Aşk öyle bir şey değil çünkü
hiçbir şeye gerek yok galiba ne sözler ne kıyafetler ne yerler sadece o olsun
yeter o kadar”
Lansmanın sonunda Defne’yi dışarıda bulunca hafifce saçını
çekerek “Nerdesin seni arıyordum. Noldu organizasyonda bir sorun mu var. Hayır
çok iyi gitti zaten az önce bitti. O zaman artık benim gitme zamanım geldi.
Her şey için çok teşekkür ederim Ömer Bey kendinize iyi bakın”
Defnenin elini avucunun içine alan Ömer İplikçi serçe gibi
çarpan kalbinin sesini bastırmaya çalışan Defne'ye sorar.” Gitme kal lütfen “ Sinan
gelir ve bu efsunlu an bozulur. Sinan
pişkin pişkin lafa dalar “Pardon bölmedim değil mi? Defne verdin mi
güzel haberi? Güzel haber. Defne kalıyor gitmemesi için onu ben ikna ettim.
Öyle mi? Öyle benim asistanım olarak işe devam “
Ömer gibi bizler de
kalakaldık öylece…
Buraya kadar okuyan gözlerinize sağlık! O kadar güzel ana ve
repliğe şahit olmuşuz ki hangisini ayırmam gerektiğine karar veremeyip hepsini
sizlerle paylaştım. Zaten her zaman pek de kısa yazamadığıma şahit olduğunuz
için beni anlayacağınızı umut ediyorum. Benim pencerim gördükleri ve
hissettikleri böyle..
Gökten üç elma düşmüş
biri bu masalı yazan Meriç Hanım'a, diğeri şahane oyunculara ve en sonuncusu da
bu masala bu kadar anlam yükleyip hayatımızın merkezi haline getirdiğimiz ve
çok sevdiğimiz kopamadığımız için bizlere armağan olsun. Bir sonraki replikler
yolculuğuna kadar,
SEVGİYLE SAĞLICAKLA KALIN
KİRALIK AŞK SEVGİMİZE SAĞLIK OLSUN.