Gerçek bir masala veda*

El ele, sonsuza dek, hep.
Kıssadan hisse sevgili okur; içimde bir yerlere işleyen, kişisel tarihime adı altın harflerle yazılan Kiralık Aşk'a, bir şekilde dokunuşta bulunan herkesi emeklerinden ötürü son kez kutlamayı bir vazife edindim kendime. Bu yolda, benimle beraber olan, yazılarımı okuyan, yorum yapan, tanıştığım veya tanışmak nasip olmayan herkese, dahası bu koca ailenin her bir ferdine bir kez daha çok teşekkür etmek istiyorum bu satırlarda. Şükrediyorum; tüm güzel rastlantılar, kurulan bağlar, keyifli sohbetler ve şahane dostluklar için. 

İyi ki. Her zaman ve her şeye rağmen. Her şeyin Defne'ye benzemesini isteyen Ömer'in, onun aynısı bir kız çocuğuna sahip olmasının tadı damaklarda kaldı ortak yolun sonunda. Bu his de unutulmayacaktır elbet; geride kalan bir çok şey gibi. Defne'sinin manken olmasını istemeyen, onu gözünden bile sakınan Ömer'in, bu teklifi bir gün Defne'ye kendi yapması ve bir çift ayakkabının defalarca kez hayat değiştirmesi gibi aynı. Bir yaz günü, ekranın karşısında açılış olarak bizi karşılayan kadın ayakkabılarının hayatlarımızı değiştirmesi gibi aynı. 

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Kapısını kapattığında da gerçek bir şey yaşamak isteyen ve belki de üç kişi olma hayali kuran Defne ile Ömer'in masalının başından bir yere kadar geldik sevgili okur, bu masal devam ediyor aslında. Neleri atlatamayarak ama hep iyilerin kazanacağına dair umudumuzdan ödün vermeyerek, sonsuzluk evreninde bir yerlere çok mutlu ama en çok da huzurlu uğurladık onları. Gökyüzünde birer yıldız oldular benim için; ne zaman ki umutsuzluğa kapılırsanız, onları hatırlayın. Aşk olsun! Hep. 

Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya, canım ellerini tutmak isterse... 

Çok şey bıraktılar arkalarında. Bitti diye üzülmek yerine, yaşandı diye sevindiğim yerdeyim. "Finalden sonra yaptığın bir şey söyle." diyecek olursanız şayet, söyleyeyim. Düşündüm. Uzun uzun hem de. 

İnsanı bazen göklere çıkartan bazen de asfalta çakan aşkı düşündüm. Gözlerde başlayan ve bitmek bilmeyen gerçek bir aşkın, sonsuz iyileştirici, değiştirici ve sabrı öğretici gücünü düşündüm. Bir buz şelalesinin aşk içinde nasıl evrildiğini, minnacık kırk kilo bir kızın, kırk milyon kilo dünya derdini nasıl sırtlandığını düşündüm. İzlediğim, yorumladığım, gördüğüm, okuduğum, okutulan, izletilen hatta dinletilen her şeyden kendime kendimce bir ders çıkarıp, heybeme koyup devam ediyorum yola şimdi. Bir gülüşte, bir bakışta, bir sarılmada saklanmış ve oradan çıkmaktan fazlaca korkan aşka gülümseyerek ilerliyorum.

Bazen bazı şeyler, zaten bildiğiniz yerden gelir. Defne ve Ömer, sonsuz aşklarının ilk yıldızı ilan ettikleri yüzükle nişanlılık oyunu oynadıklarında, sonsuzluğun başlangıcı olarak ilan ettikleri gecenin içindeyken ya da, oturduğum yere mıh gibi çakılmama sebep olduklarından habersizlerdi. Aynı çizgidesinizdir bazen, size anlatılan bazı şeylerle. Sevdiklerini "evim" diye tabir etmekte benimle hemfikir olduklarında gurur duydum kendimle. Aşkın sonsuzlukla eş değer olduğunu düşündüklerinde, içli içli eşlik ettim tüm fikirlerine. Bunun gibi daha bir çok şey. Yazmakla bitmez. Göz kırpar bazı mesajlar size; siz almak istemeseniz bile gözünüze giriverir. Teşekkürler Kiralık Aşk, teşekkürler Ömer'im İplikçi'm, teşekkürler Canım Defne'm; bana hatırlattığınız her şey için. 

Bitti sanılan yerlerde aslında hikayenin yeni başladığını hatırlattığınız için. Dostluğun en kıymetli, paranın en önemsiz şey olduğunu hatırlattığınız için. Doğru yoldan şaşmayan insanların er ya da geç doğru ile karşılaşacağını hatırlattığınız için. Bir zaman çekilen acının, gelecekteki mutluluğun bedeli olabileceğini hatırlattığınız için. Fırsatların "Ben fırsatım" diye bağırmadığını, onları görebilmek gerektiğini hatırlattığınız için. Dürüstlüğün her şeyden daha değerli bir yargı olduğunu hatırlattığınız için. Yüreğe asla söz geçirilmeyeceğine ve eğer yaşanacaksa, aşkın dağları bile aşıp geleceğini hatırlattığınız için. Muhtemel aşk için virane olmanın da şart olduğunu, bir şahane an yaşandığında; zamanın, araya giren kimselerin ya da yaşanılan kötü şeylerin hiçbir öneminin kalmadığını hatırlattığınız için. Teşekkürler.

Defne ile Ömer, siz, mucizeye uzanan yolda, bir parça efsunlu, gerçek bir masaldınız. Mucizemin gerçek olacağına sayenizde inanıyorum!

Hayatı askıya almaya değer şahane anlarınız olsun hep. Sağlıcakla ve aşkla...



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER