Memleketimizde yazın
yaklaştığının karpuz kabuğundan bile daha büyük bir göstergesi olan Survivor bu
sene bir değişiklik yaptı ve kışın orta yerinden başladı. Dört ay sürecek
yarışma, Acun Ilıcalı’nın (ki kendisi programa tırla girmek suretiyle bir ilke
daha imza attı) bu seneki yarışmayı ‘Tarihin en zor Survivor’ı’ olarak
tanımlamasıyla açıldı. Her sene bu cümleyi duymaya alışkınız ama bu sefer ödül
oyunlarının yanında bir de ceza oyunları olduğunu söyleyince sebebini anladık. Oyunlardan
ziyade kavgaları seven bir izleyici olarak ceza oyunlarında yiyecek kaybeden
takımın birbirini nasıl yiyeceğini dört gözle beklemiyorum desem yalan olur.

İlk bölüm takımları tanımamız,
kavga potansiyellerini görmemiz ve adeta kendi evimiz gibi öğrendiğimiz adaya
kavuşmamızla geçti. Az zorlasak ‘Kokonatlar yukarıda çok var, sağ tarafa da
gündüzleri güneş daha erken düşüyor’ gibi tarifler verebileceğiz yarışmacılara.
Her zamanki gibi çok sempatik ve medeni havaalanı görüntüleriyle başlayıp, ilk
mağlubiyette ekip içi çatlamalara şahit olduğumuz bir bölüm oldu. İlk bakışta
gördüğüm kadarıyla Sabriye Şengül’de dev kavga potansiyeli var, Çılgın Sedat’la
ve karşı takımla atışmalara karıştı bile. İlhan Mansız tam da kendisinden
bekleyeceğimiz gibi serin duruşuyla ortamın en aklı başında karakterlerinden
birisi olmaya adayken, Eser West ilk ‘God damn it’ini elini kesince havaya
savurdu. Daha en başta olsak bile Gönüllüler takımında desteklediğim
yarışmacının Eser olduğunu söyleyebilirim.

Ünlülerde Furkan Kızılay ve Çılgın
Sedat arasında gidip geliyorum. Havuç diye diye elimizde büyüyen Furkan Kızılay’ın
efendi bir adama dönüşerek büyümesine sevindim ne yalan söyleyeyim, sanki öteki
türlü mahcup olurduk gibi. Bir de Tarık Mengüç’ün önünde GÜÇ arkasında MEN
yazan tişörtünün net tutkunu oldum.

Göz6 evinden Gönüllüler takımına
gelen iki yarışmacıdan biri olan Erdi Ünver için ayrı bir paragraf açmak
isterim. Göz6’nın başladığı ilk gün Erdi’nin şampiyon olacağını anlamak için
toplamda iki reality show’luk bir bilgi yeterliydi tabii zira kendisinden özene
bezene yarattığı o yarı Recep İvedik hali SMS oylamalarında asla karşılıksız
kalmazdı. Göz6’nda bolca şahit olduğumuz iddiacı, provokatif, karşıdakine
sinirden kafasını duvarlara vurduran ve sonra ‘Ben ne yaptım ki?’ diyebilen
hallerini toplayıp Survivor’a gelmiş Erdi. Daha ilk yenilgisinde ‘Çok
eğleneceğiz, çok’ diyen, ‘Şampiyonluk bizde alışkanlık haline geldi’ gibi
kamyon arkası sloganlarını fırsat buldukça atan, yenilen rakibe laflar
sıralayıp sonra da ‘Psikolojik baskıda çok iyiyimdir’ diyen bir adam eskiden
belki komik geliyordu bana, ‘Ay kavga çıkar biz de izleriz’ diyordum ama artık
bir distopyanın parçası gibi korkutuyor beni izlerken. Erdi’nin tamamen böyle
biri olduğunu düşünsem umurumda olmaz aslında, esas trajedi kazanmak için,
kalabalıkların takdirini kazanmak için böyle davranmak gerektiğini kodlaması. Yenilince
hafif de olsa üzülmenin, üzülsen de terbiyesizleşmemenin, karşıdakinin damarına
basmakla gurur duymamanın, bilgisizlikle övünmemenin modası ne zaman geçti
bilmiyorum ama umarım yakın zamanda geri gelir.
Önümüzdeki oyunlarda görüşmek
üzere iyi seyirler dilerim.