1 – Fleabag
İlk izlememin üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen Fleabag’in etkisinden hala çıkabilmiş
değilim. Londra’da yaşayan genç bir kadının hayatına ortak olduğumuz dizide
aynı zamanda başrolü de üstlenen Phoebe Waller-Bridge öylesine bir senaryoyla
karşımıza çıkıyor ki, ders niyetine okutulması lazım. Seyirciyle nasıl iletişim
kurulur, hikayeye nasıl dahil edilir, dördüncü duvar nasıl yıkılır,
beklentilerle nasıl oynanır… Fleabag ilk
bölümüyle yarattığı algıyı her geçen dakika paramparça ederek sıradan bir Sex and the City kopyası olmaktan çok
öteye giriyor ve sırf siz ondan sadece sıradan bir Sex and the City kopyası olmasını beklediğiniz için sizi birkaç kat
daha fazla etkiliyor. Sadece bir yeni dizi izleyecekseniz, bu mutlaka Fleabag olsun!