Maraton: Tıpkı hayat gibi

Maraton: Tıpkı hayat gibi
Muhteşem üçlü
Acı, kan, ter, gözyaşı...

Sahne, kulis, pist...

Dans, zaman, ışıklar vee perde...

Moda Sahnesi'nin yeni sezon oyunlarından Maraton'u listeme çok öncelerde alıp bir türlü denk getirememiştim. Şükürler olsun ki sezon bitmeden izlemeyi başardım. Öncelikle şunu bilin ki ismini listeye yazmamdan, izleyen arkadaşlarımın beğenisinden falan daha üst seviyedeydi oyun. (Hayır, Moda Sahnesi benim değil.^^) Maraton bir dans tiyatrosu olarak karşımıza çıkıyor. Hem canlı müzik hem tiyatro hem de gösteriyi aynı anda önümüze sunmuşlar. İyi ki öyle yapmışlar. Hadi şimdi en başa alalım her şeyi...

Bir kere sahneye girdiğiniz anda başlıyor heyecan. Orkestra içeriye giriyor ve sunucu geliyor. İşte şimdi hoş geldik büyük şovun içerisine. Sunucu öylesine albenili ki sahneye giriş yaptığı andan itibaren "Ben buradayım millet!" Diyor. Su gibi akıyor konuştuğu süreler. Bizlere iki dansçının 40 gün boyunca yarışacağını, elbette bu yarışmada da belli kuralların olduğunu ve sonunda verilecek ödülleri söylüyor. Ve yarışma başlıyor.

Evet, evet tam da tahmin ettiğiniz gibi bir yarışma programını canlı canlı izliyoruz. Evet, evet ekranların karşısına geçip de yıllardır izlediğimiz/ izleyeceğimiz tüm yarışmaların karması aslında Maraton. Ve burada her şeyin gerçekliği tüm çıplaklığıyla ortada. Maraton aslında isminden anlaşılabilecek kadar basit, içerisine girdikçe girdabına hızla çekecek kadar akıllı, sahne& ışık oyunuyla yaratıcı. 

Dansçıların kazanmak namına neleri yapabileceğine şahit oluyorsunuz. Belki reyting belki şov belki hepsi uğruna yapılacakların sınırı olmadığını gösteren sunucuyu izliyorsunuz. Dansçıları orada gördükçe aklıma sadece televizyon programları değil daha kreş ile hayatlarını adeta bir yarış içerisinde geçiren minik çocuklar da geldi. Öylesine hayatın tam da ortasında bir oyun. Öylesine kaçırmamanız gereken bir dans tiyatrosu. Öylesine tıpkı hayat gibi...

Maraton tıpkı bir ip yumağı ve ipin ucunu sıkı tutup tutmamak kimin elinde...

Hem oyuncular hem orkestra tüm sürenin hakkını verdi. Olayların, kişilerin psikolojik, biyolojik ve sosyolojik tüm durumlarını gözünüzün tam önüne seriyorlar. Yalnız izninizle kocaman bir parantez açarak oyunu enerjisi, dinamikliği, + 1 temposu, verdiği gazlar ve daha niceleri ile extra neşe içerisinde izlememizi sağlayan Yılmaz Sütçü'ye kocaman kocaman alkış. Ne diyorduk;
Şov devam etmeli.

Sevgiler.

* Maraton'u yapma fikri, nereden yola çıktıklarıyla ilgili detaylı bilgileri Moda Sahnesi'nin kendi sitesinden okuyabilirsiniz. Hatta eğer oyunla ilgili prova notlarını da okumayı seviyorsanız mutlaka oraya da göz atın. (Ben izledikten sonra okumayı tercih edenlerdenim.) İzleyin de gelin sabahlara kadar konuşalım.

** Oyunun tasarım, yönetim ve koreografisi için Bedirhan Dehmen'e ve proje danışmanı olarak ve diğer başka sağlam metin ve oyunların yönetmenliği yapan Kemal Aydoğan'a da ayrıca teşekkürler. Daim olsun tiyatro için yaptıkları yenilikler.

OYUN KÜNYE BİLGİLERİ
Proje Danışmanı: Kemal Aydoğan
Tasarım, Yönetim, Koreografi: Bedirhan Dehmen
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Ses Tasarımı: Mustafa Avcı
Proje Asistanları: Ayça Güngör- Yunus Kaya
Yaratan ve İcra Edenler: İlke Kodal, Tolga İskit, Yılmaz Sütçü
Müzik(Canlı): Burak Cihangirli (Davul), Ekin Bilgin (Kontrbas), Evren Karakul (Piyano), Volkan Coşar (Trompet)
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER