Kördüğüm'ü Beklerken...

Ali Nejat ve Naz ilişkisini hatırlayacak olursak (ki hiç hatırlamak istemiyorum aslında): Ali Nejat Naz'ı ilk görüşte beğenmişti zaten. Ardından merhametli bir doktor olduğunu öğrendi. Sonra da evli olduğunu. Ve onu uzaktan izlemekle yetindi sadece. Sonra bir oğlu olduğunu öğrendi Ali Nejat ve oğlunun da Naz'la arkadaş olduğunu. Hayatına bir türlü giremediği halde sürekli karşısına çıkan Naz'ı hiçbir zaman bir kadın gibi göremedi Ali Nejat. Arkadaşına yardım eden bir doktor, oğlunun yarasına deva bir anne oldu, ama Ali Nejat'ın yıllar süren yalnızlığına yoldaş olacak bir sevgili olamadı… 30'lu yaşlarını süren insanlardan beklediğimiz, liseliler gibi bakışmaları değildi bizim de. Biz elektrik ve tutku görmek istedik, göremedik.
 
Tutku yoktu da akıl var mıydı? Hiç emin değilim. Ali Nejat'ın kendisine yasak bir kadına nasıl yaklaşacağına bir türlü karar verememesinin de payı vardır bunda, ama Naz da Umut'la evliyken bile ilgisini saklayamadığı Ali Nejat'a hiçbir engeli kalmadığında da yaklaşamadı. Ali Nejat'ın karşılık göremedikçe adım atmaya çalışmasını, adım atmalarının da "ben sana âşık oldum" ya da "evlen benimle" den öteye geçmemesini ben zaten haftalar boyu anlamlandıramadım. Benzer şekilde, Naz'ın Ali Nejat'a hiçbir karşılık vermeyip sonra havalı bir evlilik teklifi alınca bunu büyük bir mutlulukla kabul etmesini de hiç anlayamadım.

Özetle, benim gözümde, Ali Nejat-Naz ilişkisi temelsizdi ve inandırıcılıktan uzak bir yol izledi. Öyle ki sezon sonuna doğru, Eylül'ün gelişinin de etkisiyle, Naz'ın bu hikâyeden çıkacağını bile düşünmeye başlamıştım. Ama hem sezon finalinde Naz'la ilgili hiçbir şeyin olmayışı hem de yeni sezona dair haberler gösteriyor ki beni bu konuda mutlu etmeyecekler… (Ya da belki Ali Nejat ve Eylül'ün yeniden başlayan ilişkilerini uzaktan izleyip kaybettiklerine üzülen bir Naz izleriz, kim bilir…)
 
Yüzüğü çıkarıp Ali Nejat'a iade ederken "Korkarım senin sadece kafan değil, kalbin de karışmış!" demişti Naz. Bu konu hakkında söyleyeceklerim var. Kalp karışmaz. Kalp yalnızca hisseder. Onun hissettiğini dile dökmek için akla ihtiyaç duyarız ve işler tam da orada karışır. Dile gelmek isteyen duygular düşüncelere bulanır ve ortalık karışır… Hisseden kalp değil de izleyen göz olarak ben kolayca dile dökebilirim olanları. Ali Nejat aklıyla, oğluna bir anne, kendisine düzenli bir hayat vs. ararken Naz'a kapıldı, ama ona hissettikleri aşk değildi. Eylül'ün gelişiyle bunu sorgulamaya başladı ve yanıtı da kalbinden aldı zaten. Naz'ın elini, saçını tutmaya davranmayan Ali Nejat'ın elinin, dudaklarının Eylül'ün yüzünde yolunu kolayca bulabilmesi; geçmişleri yüzünden değil, hissettikleri yüzünden…

Dolayısıyla Ali Nejat'ın tek meselesi babasıyla artık. Babasına söylediği son sözü hatırlatmalıyım burada, zira ikinci sezonun ana fikri bu cümle olacak gibi görünüyor: "Bir insanın başına senin evladın olmaktan daha büyük bir felaket gelemez."
 
Fragmanda Tarık Bey'i tekerlekli sandalyede görüyoruz, belli ki Ali Nejat'ın isyanı ve Feyza'nın intiharı sonrası felç geçirmiş. Tarık Bey'le ilgili olarak sezon finalinin ardından söylediğim şu sözlere ekleyebileceğim tek bir cümle bile yok:
 
"Bu hikâyede Tarık Bey'i kötü yapan şey bu 'kaza'yı planlaması değil. Onu kötü yapan, oğlunun seneler boyunca bu vicdan azabıyla yaşamasına ve bu sebepten iki kardeşin birbirinden uzaklaşmasına göz yumması. Sadece susmakla da kalmadı üstelik, her fırsatta bu olayı Ali Nejat'ın yüzüne vurmaktan ve Feyza'yı Ali Nejat'a karşı kışkırtmaktan da çekinmedi. İşte bence katışıksız kötülük tam da burada. Kendi afiyetini evladının çektiği acıya tercih etmekteki tereddütsüzlüğü."
 
Her şeyi başlatan hamleyi yapan ve hikâyedeki herkese türlü türlü acılar çektiren adamı bir tekerlekli sandalyeye mahkûm ederek kıstırmak ve acı çekerek, yavaş yavaş, sürünerek ölmesini sağlamak, ona yapılacak en büyük kötülük olsa gerek. Umarım ruhen acı çekmesini sağlayacak şeyler de yaşanır sezon boyu, bunu görmeye hepimizin ihtiyacı var.
 
Bir tahminde bulunamadığım Enver-Murat geriliminde olacakları, Murat'ın Tarık Bey'den alacağı intikamı ve Murat'ın Didem'e olan aşkının ikna edici detaylarını görmek için de ekran karşısında olacağım… Hadi, başlayalım artık!
 
 
*"Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey" film müziği, söz-müzik: İlhan Şeşen
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER