İso'ya da bir gün kader güler inşallah

İso'ya da bir gün kader güler inşallah
Herkesin hayallerine bir şekilde kavuştuğu mucizelerin dizisi Kiralık Aşk'ın, hayat tarafından en hor görülmüş karakteri İso.. Adamlığına, kardeşliğine, aşkına, fedakarlığına, yüreğinden akan büyülü cümlelerine, en başından beri bayılıyoruz. 

Hiç şüphesiz İso, "Hayatımda böyle güzel kalpli bir insan olsaydı" diyebileceğimiz birisi. İso'yu nereye koyarsanız koyun, oraya çok fazla yakışıyor. Komedinin içinde de hüznün içinde de yaşatıyor bize ne hissettiğini ve asla sıkmadan izlettiriyor kendisini. Son zamanlarda, gözleri hep buğulu İso'nun ve ekranın karşısında adeta yüreğim sızlayarak izliyorum onu. Üstelik, geriye dönüp yaşadıklarına komple göz gezdirdiğimde, hayatın ona yaptığı acımazlık, daha da yürek yakıyor. 

Gülünce gözlerinin içi gülüyor...

Hani insanın başına gelen kötü bir an, ileride yaşayacağı iyi bir ana sebep olur ya, çoğu zaman.. İşte bu durum, İso'nun hayatında öyle olmadı. Yaşadığı her kötü an, daha da kötüsüne sebep oldu aslında. İlk yere çakıldığı an, Fatih Terim'in transfer etmek üzere izleyeceği başarılı bir topçuyken, bileğini kırmasıyla başlıyor. Hayallerini alçıya alıyorlardı resmen ve kaynamayacaktı hayal kırıklıkları, daha o zaman farkına vararak izledik, 30. Bölümü. 

Futbolcu olmaktan vazgeçmek zorunda kaldığı için, babasının kahvesinde işe girdi İso. Aynı zamanda Nihan'a aşıktı, o kadar çok seviyordu ki, "Seni bir günden bir güne soldurmam" diyordu Nihan'a, aşkını ilan ederken. Ama Nihan'ın gönlü İso'da değil Serdar'daydı ve İso'nun payına düşen, aşkını içinden kazıyıp atarak, kendi yoluna bakmaktı. 

Temiz bir sayfayı, Nihan'la Serdar'ın burnunun dibinde açmamak için, Passionis'te Yasemin'in şoförü olarak işe girdi bu sefer de İso. Üstelik, babasından yadigar kahveyi Serdar'a devredecek kadar da adamdı. Onun yerinde olan hiç kimse bunu yapamazdı. İso, ilk gördüğü an vurulduğu Yasemin'le çok fazla gel-git yaşadı. Belki de Yasemin'in hayatındaki en büyük mucize oldu, onu kötülerin tarafından iyilerin tarafına çekerek. Fazla hırpalandı, Yasemin'in yanında ast-üst ilişkisi yaşadı ama yılmadı. Yasemin yıkılmasın diye, kendisine güvensin diye sonuna kadar mücadele etti, çok güzel sevdi ve hep iyi geldi Yasemin'e. 

Aşkla bakan adam

Bu zamanlarda, Defne için de çok büyük bir fedakarlık yaparak, arabasını hiç düşünmeden sattı İso. Ama Defne'nin mutluluğu için yaptığı bu jestin hiçbir önemi yoktu onun için. Kendisi de aşkın ne kadar değerli bir şey olduğunu biliyor, Defo'sunu çok seviyordu. Tam, "Bu zamana kadar yaşadığı her şey, mutlu bir aşk yaşaması içinmiş" diye düşünecekken, Yasemin'in ağır ithamlarıyla sarsıldı bu sefer de İso. "Senin kapasiten yetmez.. Koskoca şirket yönetiyorum ben burada, mahalle arasındaki kahveyi değil." cümleleri, yalnızca İso'nun değil, hepimizin yüreğini yaraladı. 

İso, Yasemin'i affedemedi.. Yasemin ne kadar çabalasa da, İso'nun bilmediği ama bizim bildiğimiz bazı şeyler vardı, Yasemin'le Sinan'ın öpüşmesi ve Yasemin'in Sinan'dan etkilenmeye başlaması gibi. O yüzden ben, ekran karşısında affetmemesini umarak izliyordum bu sahneleri. Yasemin'in yanında şoförlüğe devam etmesi, hele de Sapanca sahnelerinde, Yasemin&Sinan yakınlaşmaları fazlasıyla dokunuyordu bana, Allah'tan İso durumun farkında değildi, hoş bu daha da kötüydü. 


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER