Melek-Hülya
Melek ve Hülya aynı karında büyüyen iki zıt kutup. Melek, ne
kadar çevresini düşünüyorsa Hülya o kadar kendini düşünüyor. Melek ne kadar
pısırıksa Hülya o kadar dişli bir karakter. Tüm yaptıklarına rağmen Hülya’dan
vazgeçemememin sebeplerinden biri de bu. Biraz geride de bahsettiğim gibi ben dramada güçlü karakterler izlemeyi
seviyorum. Hayatı zor geçse de dimdik durabilen karakterleri benimseyebiliyorum.
Melek bu anlamda Hülya’ya yeniliyor.
Melek-Hüseyin
Melek ve Hüseyin aşkı, gerek Melek cephesinde gerek Hüseyin
cephesinde yaşananlar sebebiyle incelikle işlenebilecek bir aşk. Çok naif bir
şekilde başlamışken bir anda tepetaklak olduğunu görmek üzüyor. Ben Melek'ten de Hüseyin'den de kararlılık bekliyorum. Ve o kararlılık maalesef ki ikisinde
de yok. İlla tutkulu bir aşk yaşamalarına gerek yok, gelecekleri için kararlı olduklarını göreyim yeter.
Melek-Zeynep
Haftalardır yazdıklarımı okuyanlar bilir, Zeynep’i hiç
sevmiyorum. Fakat buna rağmen Hüseyin, Zeynep’tense Melek’le olsun da
diyemiyorum.
Zeynep net bir karakter. Kötü şeyler istese de en azından ne
istediği belli. Dimdik, sözünün arkasında. Her an çevresinden, özellikle de
Bayram Bey’den laf yese de yine de yapacağından geri durmuyor. Melek öyle
değil. Melek, o kadar laf yese kaçacak delik bulamazdı.
Yazı devam ediyor...