Hayat Şarkısı: Melek'e dair...

Hayat Şarkısı: Melek'e dair...
Biz onu tüm haylazlıklarına rağmen küçük Hülya’yı sevgiyle büyüten, koruyan, kollayan ablası olarak tanıdık. Hülya büyüyüp de onu tüm köye rezil ettiğinde, yerinden yurdundan ettiğinde sarılıp destek olmak istedik. Hüseyin’le tanıştıklarında artık yüzü gülecek diye sevindik. Hülya’yla karşılaştıklarında onlarla beraber biz de ağladık. Peki sonra ne oldu da, ben Melek’e olan inancımı kaybettim.

Haftalardır Melek’i izlerken içime sıkıntılar basıyor. “Yapma!” diye haykırasım, kolundan tutup onu çekip alasım geliyor. Gönlümde Melek’in yeri hazır ama Melek inatla benden uzaklaşıyor. Melek’i seven Hayat Şarkısı izleyicileri kızmasın, kırılmasın. Niyetim Melek’i yerden yere vurmak değil, Melek’i yeniden sevebilmek için yollar aramak. Evet, günahıyla sevabıyla Hülya’yı sevenlerdenim ama aynı kalbe ikisini de sığdırabilirim.

Baştan belirtmek isterim ki Melek’ten uzaklaşmamın sebebi asla Ecem Özkaya Üstündağ değil. Gözlerine hüznü öylesine güzel yerleştiren bir oyuncuya, “Karakterinin ruhuna girememiş.” diyemem. Benim derdim daha çok Melek’e biçilen karakteristik özelliklerle. Belki de Melek çok iyi tasarlanmış bir karakter, bilmiyorum. Son zamanlarda bizim yıldızlarımız pek barışmıyor, bildiğim tek şey o. O zaman birlikte nedenlerine bakalım mı?

Melek’i neden sevmiştim?

• Melek, iyi bir insan. Öyle düşünceli ki Hülya’yı büyütmüş, okutmuş, annesinin yokluğunu aratmamış. Kalbi güzel.

• Melek, kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışan bir kadın. Ne olursa olsun direnebilmeyi bilmiş.

• Melek, merhametli. Hele ki küçüklüğünde öyle bir merhametle yaklaşıyor ki çevresine, hayran kalıyorsun.

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER