Ben bölümü genel
olarak çok beğendim. Hatta bayıldım... Yine çok eğlendim, çok güldüm, çok keyif
aldım. Hem ekibi hem de diziyi ne kadar çok sevdiğim hepinizin malumu, ama
bunları söylemezsem olmaz:( O
yüzden naçizane bazı notlarım var:
● Sevgili Elçin Sangu, komedi sahnelerinde, çekirdek team
ile olan sahnelerinde şahanesin, ama iş yakınlaşma sahnelerine gelince kasılıp
kalıyorsun. Bu, biz izleyiciye geçmiyor zannediyorsan yanılıyorsun. Belki
haddime değil, ama biraz daha profesyonellik ve çaba görmeyi arzu ediyorum
şahsen. O mutfak sahnesinde Barış Arduç ne kadar muhteşemse sen de bir o kadar
tutuktun. Hatta senaryoda var mı bilmem, ama adamı ittin yahu. Hiçbir zaman öyle
bol bol öpüşme, koklaşma olsun istemedim. Sadece bunu isteyenle de mücadele
ettim, ama birazcık yahu birazcık tutku olsun ve biz de hissedelim istiyorum.
Çok mu şey istiyorum?
● Birbirinizi bu kadar kıskanıyorsunuz, bu kadar büyük aşk
var. İşten çıkarken birbirinize haber vermiyor musunuz? Nereye gideceğinizi
söylemiyor musunuz? Defne Ömer'e diyor ki "Seni kaçırdım sandım ya"
Nasıl ya? Siz nasıl nişanlısınız?
● Sonra 42. bölümde o otele niye gidildi? Oda öyle niye
süslendi? Sadece vuslatı hatırlamak için mi? Eee onu evde de hatırlayabilirler.
Her şey normale dönmüş. Ne güzel barışılmış, ama Ömer gel gidelim buradan
diyor. Nasıl yani? Böyle olunca bir şeyler yarım kalmış hissi veriyor.
● Aynı şekilde, son derece romantik bir ortam yaratılmış.
Biz ekran karşısında keyiften erimişiz. Ömer diz çökmüş Defne'nin eline yüzüğü
takmış. Eeee sonra? Demiyorum ki tekrar tekrar vuslat olsun, ama sarılıp
uyuyabilirlerdi yahu! Sıcak, sımsıcak bir sahne olurdu. Biz yine yarım
kaldık:((
● Neyse ki bu bölüm Defne'nin saçlar ve kıyafet çok iyiydi,
ama geçen bölümdeki pembe mavi takımı ve o kirli beyaz renkteki çizmeleri uzun
bir süre unutamayacağım.
● Ömer ve Defne arabada... Ömer emniyet kemeri bağlı arkaya
uzanıyor ve Defne'nin çantasını alıyor. Hop bir bakıyoruz Ömer emniyet kemerini
takıyor, ama 3 saniye önce bağlıydı.
● Son bir şey... Passionis neredeyse iflastan döndü. Hala
da tam toparlanamadıklarını karakterlerin kendi söylüyor. E Ömer'in gıcır gıcır
yeni arabası ne o zaman? Bu ne yaman çelişki Allah'ım!
Yine de Kiralık Aşk benim için çok çok özel. Hatasıyla
seviyorum ben onu. Çok emek harcandığını biliyorum. İnşallah 2.sezonda da
keyifle izleyeceğimize inanıyorum.
Bir küçük not daha düşeyim ve bitireyim. Bir dizi sosyal
medyada ne kadar çok konuşulursa o kadar izleniyor anlamına gelmiyor. Hatta
araştırmalar gösteriyor ki sosyal medyanın ratinglere etkisi yok denecek kadar
az. Sonuçta sosyal medya tabii ki önemli, ama o kadar da değil.
Emeği geçen herkesin, eline, yüreğine, zamanına sağlık...
Sevgiyle kalın...
*Her
aşk güzeldir, ama bizimki benim favorim.