Defne'nin bir amazon kadını olduğunu zaman zaman gördük de
Ömer'in gladyatör tarafını hiç görmemiştik. Yani bu kadarını Deniz'e bile
göstermemişti. Kıskanan Ömer İplikçi ne yaparı bu bölüm gördük çok şükür. Önce
Barış Arduç'a o nefis oyunculuğu için kocaman bir alkış gönderelim. İlk
bölümden bugüne kadar baktığımda görüyorum ki büyüdün be çocuk! Hem oyunculuğun
hem de sen büyüdün. İnsan bakışlarıyla bu kadar mı güzel yansıtır duyguyu.
Vallahi helal olsun. Sonra dönelim kıskanç gladyatör Ömer'e... Selimcim sen de
hak ettin, ama yani. Kız sana sözlüyüm dedi. Hala nedir o çiçekler,
çikolatalar? Ömer'in seni dövmediğine şükret! Ömer'in söylediği
"Başkasıyla birlikte olduğunu bildiği halde birilerine asılan insanlara
acayip irite oluyorum." lafı da birilerine tam kapak niteliğindeydi.
Sonrasında Defne'nin "Bana kızgın değil misin?" sorusuna verdiği
cevap da öyle. "Niye kızayım Defne sana. Haddini bilmeyen o!"
Evet, Fikret Hanım, sen ne ayaksın ya? Gelişinle ilgili en
yumuşak yorumları ben yaptım. "Vardır bir nedeni" dedim, "Bizim
çocukları daha da yakınlaştıracak" dedim, "Görevini tamamlayıp
gidecek" dedim... Hatta "Hiçbir şey göründüğü gibi değil" diye
yazı bile yazdım yahu! Ama anlaşılıyor ki senin niyetin bambaşkaymış. Bu kadar
melek görünümlü birini de böyle şeytana dönüştürmek ancak Meriç Acemi gibi usta
bir kalemin elinden çıkabilirdi. Mağaza açma konusunda konuşuyorlarmış gibi
görünüp de aslında oyun ve ilişki konusundaki karşılıklı diyaloglarının böyle
ustaca yazılmasına da bayıldım. Fikretçim bu ne cüret? En yakınındaki Ece bile
seni uyarma ihtiyacı hissetti artık. Başkasına âşık olduğunu bildiğin bir
adama, üstelik de âşık olduğu kadının tanıyıp, sevdiğin, uğruna Ömer'le kavga
ettiğin Defne olduğunu bile bile böyle yürümek nasıl bir karakter bozukluğudur?
Hele Defne'yi dürüst olmamakla tehdit etmek! Ne olacak yani? Diyelim ki Ömer'i
Defne'den ayırdın (asla olmayacak da) ve bir ilişkiye başladınız. O bahsettiğin
dürüstlük bunun neresinde? Defne'nin de dediği gibi senin ellerin çok mu temiz
kalmış olacak? Ayrıca, parayı vermek senin fikrindi. Kız senden zorla istemedi.
Defne'yi tanıdın, iyi niyetine inandın ve sevdin ki bu parayı verdin. Sevdiği
adamın Ömer olduğunu öğrendiğinde farklı bir Defne'mi oldu şimdi. Daha önce de
yazmıştım Ömer değil de Mömer olsa gıkın çıkmayacaktı! Eeee ne bu şimdi? O
mutfaktaki tahtanda yazan "every love is beautiful but ours is my
favorite"* yazısına aldanma sen! Zaten but kelimesinden sonrasını
görmememizin de bir nedeni var bence. "Sizin aşkınız" diye bir şey
yok ve olmayacak çünkü! Sen amazon Defne'yi tekrar gün yüzüne çıkardın.
Damarına bastın bir kere. Biz, Defne'nin damarına basıldığında, sevdiği ile
ilgili bir şey söz konusu olduğunda neler yapabileceğini biliyoruz. Pek yakında
sen de bizzat yaşayacaksın. Yolun açık olsun! Git artık ve bir daha da asla
dönme!
Şimdi gelelim dost acı söyler bölümüne...
Yazı devam ediyor...