BİZ EVLENİYORUZ DEFNE
Ayrıca bir gün önce, sevdiceğinin davetiyle, birlikte uyuduğunuz çarşaflar soğumadan, kendini sana teslim eden kadına, sana körkütük âşık ağlak Fik Fik‘le ilgili endişelerini anlatmaya çalışırken, bir kez daha "Saçmalama Defne" dersen kızılcık sopasıyla girişeceğim sana.
Dinle be adam, kızı dinle. Ama bıyık altından gülmeden, hafife almadan, can kulağı ile dinle. Klasik kıskançlık triplerinden biri olmadığını anla. Empati kur, onun yerinde ben olsam ne hissederdim de. Gerçekte Defne kimdir, nasıl biridir, ne ister ne bekler hayattan biliyor musun? Hangi tür film sever? En çok sevdiği şarkı, türkü nedir? Her akşam evde dinlediğin parça yerine "Bu akşam sen ne dinlemek istersin" diye sormayı düşündün mü? Belki Neşet Ertaş dinlemeyi seviyordur. Yahut bu akşam hangi filmi izlemek istersin? diye sor. Belki Kemal Sunal’ı birlikte izleyip gülersiniz. Ya sen? Mesela çocuk sever misin? Çocuk ister misin? Defne senin iç dünyanı ne kadar biliyor? Annen nasıl biriydi? Babana neden kızgındın?
Tamam, Defne’ye evlenme teklif ettin. Çayını kaç şekerle içtiğini biliyorsun, açmayı nasıl sevdiğini... Bütün bunlar evlenmek için yeterli mi? Defne’ye âşık oldun ve seninle olsun istiyorsun. “Evlenmek elde etmenin en kolay yoludur” değil mi Ömer?
Babası terk edip gitmiş, hayatında erkeklere güvenmezken bir tek sana güvenmiş, bir tek sana teslim olmuş kadına "saçmalama" diyemezsin. Çünkü senin her zor zamanında yanında olup, gözlerinde annesini arayan masum çocuğu görüp sarmalayan Defne, her türlü saçmalama hakkına sahiptir bizim nazarımızda. Zira sen yok Mavi saçlı kız, yok Simurg hikâyesi diyerek saçmalama hakkını boooool miktarda kullandın. Kadın sanki böbreğini verdi de hayatını kurtardı. Her normal insan evladının kuracağı cümleleri kurduğu için kutsal azize mi ilan edeceğiz Fik Fik ‘i? İyice bir düşün sen Ömer, geçmişinde “Terli terli su içme hasta olursun” dediği için âşık olacağın başka kızlar da vardır belki. Yeter! Hakikaten Yeter! Asıl Simurg yanı başında. Gerçek Anka Kuşu'na hakkını böyle mi teslim edeceksin? İlham perini itiraf etmek bir tarafa, inkâr eden bir adamsın.
Bir de "Biz evleniyoruz Defne” cümlesi var değil mi? Buna "Hadi ya Ömer, hiç belli olmuyor karşıdan bakınca” diye cevap veresim var. Defne’yle birlikteyken kamu ile paylaştığın pek fazla bir durum yok zira. Koriş sağ olsun, sayesinde duyuldu azıcık. Senin evinle, arabanla, ofisteki odanla ve asansörle sınırlı bir "sevme" durumu yaşıyorsunuz.
Çok geleneksel olacak ama evlenecek adam kızı ister, yüzüğü de parmağına takar. Böylece kendisi ile ilgilenenlere "Ben sözlüyüm. Çocuktuk, eniktik biz. Çocuk salaklığı gibi bir şeydi" gibi cümleler kurmak zorunda bırakmazsın Defne’yi. Kızın parmağına bakan anlar, bir geri durur değil mi? Bir çiçek alırsın eline, sevdiceğinin ailesini ziyaret eder, hal hatır sorar, bir ihtiyaçları var mı öğrenmeye çalışırsın. -Bu arada Defne’lere hiç gitmezken, Fikret’in evine defalarca gitmeni, ona yemek götürmeni, kedisinin bile halini hatırını sormanı, herkesle sizli bizli konuşurken, Fikret ‘le tanıştığın andan itibaren senli benli konuşmanı unutmuş değiliz-
Damat Hulusi deden mi, yoksa sen misin belli değil Ömer. Acilen barış dedenle, ondan öğreneceğin çok şey var doğrusu. Evlilik hazırlıklarıyla ilgili hiçbir gelişme de yok. Ne tarih, ne düğünün yapılacağı yer, ne de başka bir detay… Haziran 2016 tarihli düğün sahnelerinin kırıntılarından bir şeyler çıkarmaya çalışıyoruz.
Yazı devam ediyor..