3. Kösem'i verin bana
Muhteşem Yüzyıl Kösem’i özgün yapacak, hatta önceki
versiyonunu geride bırakacak o kadar çarpıcı ve nitelikli hikaye malzemesi
vardı ki sadece anlatmaya yanlış zamandan başladı. Rahmetli Meral Okay'ın
Asmalı Konak'tan itibaren ısrarla kullandığı ve çok da başarılı olan "X
gelir ve düzen bozulur" yapısını Kösem'de yeniden uyarlarken aslında hayli zaman kaybettiler ve
bunun bir devam hikayesi olduğunu, seyircinin “Hürrem ve Süleyman” dönemini
unutmamış olma ihtimalini es geçtiler. Belki de Meral Okay’a “Muhteşem’den
sonra ne çekeceksiniz?” dediklerinde “Kösem çekmeyi düşünmüyorum.” diye cevap
vermesinin sebebi buydu. Meral Okay, total izleyicisini okumayı bilen bir
kadındı ve Kösem’in Muhteşem’in ardından yalpalayacağını tahmin etmiş
olmalıydı.
Kösem’in 15. Bölümünü izlenir yapan şey, Muhteşem
Yüzyıl tarihinde ilk kez resmi bir baskın ve bir kadının padişah devirme eylemi
gerçekleştirmiş olmasıdır. İzleyiciye özgün bir ürün
verildiğinde yine aynı sonuç alınacaktır: Deli bir şehzade, katliamla ve
tecavüzle öldürülen bir padişah, devleti bizzat yöneten bir kadın, çocuk
padişahlar ve bunları tehdit eden askerler, isyanlar, çatışmalar, doğrudan asil
olan hanım sultanları kendine hizmetkar yapan bir gelin, idamla öldürülen bir
şehide… Mükemmel bir Total ve Muhteşem Yüzyıl’ı hatmetmiş bir kadın olan
annemin geçtiğimiz bölümde sadece Mustafa sahnelerinde başını kaldırmasının
sebebi bu olsa gerek.